Sayfa Yükleniyor...
Basmane’ye gelen umut dolu otobüs, bölgede yaşayan minik bir beden, elinde yardım alabilmek için yaptığı kartondan bir kimlik ve yüzünde koca bir tedirginlik. İşte, dünyanın en masum yalanı
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Ahmet Çiçek, İzmir İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) yönetim kurulu üyesi. Kendisi toplumsal birçok konuda ve alanda varlığını gösteren, ‘ötekileştirilen’ kesimlerin haklarını savunan bir isim. Özellikle ‘mülteciler’ noktasında sesini gür bir şekilde çıkaran Çiçek, bugün bizlere ‘Hala umut var…’ dedirten olayı anlattı. İşte, Basmane’de yaşayan sığınmacı bir çocuğun kıyafet yardımı alabilmek için karton parçasından yaptığı el emeği kimlik (!) ve sonrasında ortaya çıkan ‘dünyanın en masum yalanı’…
VE HALA UMUT VAR, GÖRÜYORUM…
Yaşamlarını idame ettirmeye çalışan sığınmacılara bazı derneklerin kıyafet yardımında bulunmak için Basmane’ye gittiklerini aktaran Çiçek, şöyle devam etti: “Bu olay kıyafet yardımı götüren dernek içerisinde yer alan can dostumun başından geçti. Gelip bana heyecanla şunları söyledi: ‘Ailelere elbise dağıtıyorduk. Elbise yardımını derneğe ait kimlik kartı gösterenlere yapıyorduk. Bu çocuk kendi resmini evinden getirmiş, eliyle kestiği karton parçasına yapıştırmıştı. Elbiseleri almak için bu kartı gösterdi. Onu fark etmiştim. Onunla ilgilenmek için ona doğru gittim. Bana kartı gösterdi. Ona elbiseleri verdim. Elbiseleri aldı ve gülerek arkasını dönüp gitti. Beni kandırdığını düşünmüştü. Bu gülüş, hayatımda şimdiye kadar gördüğüm en güzel gülüştü. Gülüşü hala hatırımda, ebediyen de hatırımda kalacak…’ Bu tür olaylar göz pınarımın boşalmasına neden oluyor. Ve hala umut var, görüyorum.”
DÜNYANIN KÖLELEŞTİRDİĞİ ÇOCUKLAR
İHD üyesi Çiçek, mülteci çocuklar da dahil tüm çocuklar adına şunları söyledi: “Halen temel zorunlu eğitim için dahi okula gidemeyen, küçük yaşta evlendirilen, çocuk doğurmak zorunda kalan, küçük bedenleri erkeklerin zevk aracı olarak alınıp satılan, erkek egemen dünyanın köleleştirdiği milyonlarca çocuk var. Kız çocukları halen tacizcileri ile tecavüzcüleri ile evlenmeye zorlanıyorlar. Yaşıtlarına salgından korunmak için ‘evde kal’ denilirken, yoğun sömürüye ve hastalık riskine rağmen çalışmak zorunda çocuklar… Yoksullaşmanın en ağır bedelini çocuklar ödüyor. Çocuklar halen dini inançları nedeniyle baskıya uğruyor, kültürlerini özgürce yaşayamıyorlar. Acımasız bir şekilde ayrımcılığa uğruyorlar. Çocuklar sadece savaşlarda, çatışmalarda öldürülmekle kalmıyorlar, evlerinin bahçesinde oynarken üzerlerine düşen bir havan topuyla, sokakta koştururken, annesinin kucağında, ekmek almaya giderken de öldürülüyorlar.”
ÇOCUK UMUTLARINI YAŞATANLARA…
“Zulümden, savaştan, yoksulluktan canlarını kurtarabilmek için, yurtlarını terk etmek zorunda bırakılan mülteci çocuklar için sadece cansız bedenleri kıyılara vurduğunda göz yaşı dökenler öncesini ya da sonrasını hiç umursamıyor” diyen Çiçek, “Oysa öldüğü için dünyanın adını ezberlediği Aylan Bebek gibi binlercesi var ve basit bir ilaca ya da yiyeceğe ulaşamadığı için her gün yavaş yavaş ölüyorlar gözlerimizin önünde. Ama dünyanın, bireyin, bin bir renkteki halkların-ulusların geleceği, çocuklarımıza ve onların haklarına ses olmakla yakından ilintilidir. Çocuklar haksızlıklar karşısında zayıftır, ötelenendir, ama ‘çocuk umutla’ güçlüdür” şeklinde konuştu.
Çiçek, son olarak, “Çocuk umutlarını yaşatanlar; gelin bugün birlikte küçük insanlarımıza, kıyafet alabilmek için eliyle kimlik yapan çocuklarımıza bir kez daha kulak verelim. ‘Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey’ biliyoruz. Yine biliyoruz ki çocuklar bu sözlerin içinde ama biz yine de gösterelim onlara bir kez daha ve; çocuklara, haklarına, umutlarına, güzelliklerine sahip çıkmakla başlayacak her şey, diyelim” yorumunda bulundu.
Haber Merkezi