EBSO'da gündem İş güvenliği’ydi

YUSUF ÇAĞIRTEKİN
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda (EBSO) ‘Mesleki Mesuliyet Sigortası ve Taşeron Firmalarla Çalışma’ konusunda bir bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda sanayicilere, onları son derece yakından ilgilendiren ve büyük sorumluluk getiren 4857 sayılı İş Kanunu olmak üzere, 27.9.2008 tarihinde yayınlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği ve 2017’deyönetmelikte yılında yapılan değişiklikler aktarıldı.  Bunun yan sıra katılımcılara aynı zamanda 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanuna bağlı yönetmeliklere yönelik pek çok düzenleme, konunun profesyonelleri tarafından açıklandı. Toplantıda konuşma yapan EBSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Endüstri İlişkileri Çalışma Grubu Başkanı Ateş İlyas Demirkalkan, “Bu konuda hem işverene hem iş güvenliği uzmanına pek çok sorumluluk düşmektedir. Taşeron işçilerin sağlık kontrolleri, eğitimleri, belgelerin sürekli takibinin gerekliliği ve müteselsil sorumluluk taşeron işçi çalıştıran tüm işletmeleri bu konuda daha hassas ve dikkatli hale getirmiştir” ifadelerini kullandı.  
“KALICI ÇÖZÜM GEREKLİ”
Mesleki Mesuliyet Sigortası ile ilgili ülkemizde ‘Genel Şartları’ içeren hukuki düzenleme hazırlandığına da dikkat çeken Ateş İlyas Demirkalkan, “Söz konusu sigortada, sigorta sorumluluk süresi anlamında; sigorta sözleşmesi ile sigortalının poliçede belirtilen ve ilgili taraflarca konusu tarif edilerek sınırları çizilen mesleki faaliyetle ilgili olarak sözleşmede belirtilen miktara kadar teminat verilmektedir.Teminat tutarının az yatırılan primin yüksek olmasının yanı sıra, İş Güvenliği Mesleki Sorumluluk Sigortasında teminat dışında kalan birçok tazminat talebi de mevcut olduğu için bu konuya kalıcı bir çözüm getirilmesi, sigortanın zorunlu hale getirilerek teminatlarının artırılması, primlerinin düşürülmesi gerektiği görüşleri hakimdir” diye konuştu.
“KOORDİNASYONUNDAYIZ”
Ege İş Sağlığı ve Güvenliği Federasyonu Başkanı Mahmut Çamlı ise yaptığı konuşmada, “Her ay bir yerlerde program yapıyoruz. Hatta bu ay içerisinde o kadar çok programlar yapıldı ki artık ülke nezdinde de çıtayı yükselterek diğer sivil toplum örgütlerinin bu çıtayı yükseltip, ülkemize kazanç sağlaması için mücadelemize devam ediyoruz. Bu kanunun sözleşmelere söylediği gibi tek taraflı bir olay değil. Bu iş ile ilgili herkesin birlikte sac ayağını oluşturduğunu söylemek gerekir. Bizler İş güvenliği profesyonelleri olarak bunun koordinasyonundayız. Sivil toplum olarak da eleştirileri çözüm önerileri ile birlikte yapmak zorundayız. Dolayısıyla bizler bugün geldiğimiz noktada eleştirilerimizi de yapıyoruz çözüm önerilerimizi de sunuyoruz. Sağlık bir dönüm noktası olabilir. Biz çıktığımız yolda eğer doğru şeyler yapabiliyorsak, zaman içerisinde gerekli olduğu kadar büyük topluluklar oluşacaktır. Ege İş Sağlığı Federasyonu olarak biz iki hafta önce Ankara’daydık. Bu hafta İzmir’de de televizyon programı yaptık, çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bizi takip etmeye devam edin” dedi.
İŞVERENİN VARLIĞI
İş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili mevzuatın işveren-alt işveren ilişkisinde dair özel bir düzenleme getirdiğine dikkat çeken Avukat Hakan Eriş, “Dolayısıyla bizler alt işveren ilişkisini iş kanunundaki bahsetmiş olduğumuz yönetmelikteki esaslar çerçevesinde oturtmayı gereklilik olarak kabul etmek gerekmektedir. Her şeyden alt işveren ilişkisi önce asıl işverenin varlığını gerektiriyor. Burada hizmet yürütülmesi için uzmanlık gerektiren bir kısım işletme olması gerekir. Bir de alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için geçmişte yönetmelik öncesi veya iş kanunundan öncesini bilmek gerekiyor. Alt işveren ilişkisi kurulacak kişinin işverenin önceki çalışanı olmasına bir kısım engeller getirmiştir” diye konuştu.
İş Teftiş Kurulu İzmir Grup Başkanlığı İş Müfettiş Yardımcısı Sinem Bolat ise, İşveren-alt işveren ilişkisi en ağır ve en zor gördüğümüz ve en çok mağduriyet görülen alanlardan bir tanesi olduğuna dikkat çekerek konuyla ilgili katılımcılara detaylı bir sunum yaptı.