Ege’den Avrupa’ya mesaj

Avrupa Birliği’nin yoluna Türkiye ile devam edip etmeyeceğine karar vermesini de isteyen Yıldırım, “Avrupa, gelecek vizyonunu gözden geçirmeli. Yani Türkiye AB’nin içinde mi kalacak yoksa sınırlarını yüksek duvarlarla mı kapatacak bu karar vermeli” diye konuştu


  • Oluşturulma Tarihi : 26.10.2017 07:39
  • Güncelleme Tarihi : 26.10.2017 07:39
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ege’den Avrupa’ya mesaj

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı’nın (EGEV) öncülüğü, Ekonomi Bakanlığı’nın desteği, NTV ve Özgencil Organizasyon’un ortaklığı ile Ege Bölgesi’nde ilk kez ‘Ege Ekonomik Forum’u düzenlendi. Swissotel’de dün başlayan ve bugün devam eden 2 günlük süreyi kapsayan organizasyonda küresel, ulusal ve bölgesel boyutta ekonomi, sanayi, tarım, enerji, lojistik ve geleceğin kentleri konuları ele alındı.

ÖNEMLİ İSİMLERDEN KATILIM

Foruma Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Yunanistan Ekonomi Bakanı Dimitri Papadimitriou, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklığlu, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, milletvekilleri, yurt içi ve yurt dışından iş dünyasının temsilcileri katıldı. Forumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Başbakan Binali Yıldırım, kürsüden önemli mesajlar verdi. Başbakan Yıldırım, “Böylesine anlamlı bir toplantıda sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. 2 gün boyunca Ege’nin ekonomisi, geleceği, vizyonu her alanda konuşulacak. Ege’nin avantajlı olduğu fırsat pencereleri bir bir ele alınacak ve önemli bir sonuç ortaya çıkacak” dedi.

AVRUPA’NIN BORÇ RİSKİ ARTIYOR

Yıldırım, küresel ekonomi üzerine yaptığı konuşmasında, 2017’nin sonuna yaklaşırken küresel ekonominin toparlanmaya başladığını belirterek, “2008’de başlayan küresel ekonomide iyileşme var. Dikkat etmemiz gereken hususlar olduğunu söylemek isterim. Küresel krizler sonrası ortaya çıkan kırılganlık ve bölgesel gerilimler bitmiş değil. Küresel ekonominin ağırlık merkezi ABD’de ortaya çıkan korumacılık söylemleri yeni bir küresel tehdidin habercisi gibi. Ekonomi tarihi bize korumacılık politikalarının hiçbir zaman küresel barışa katkı sağlamadığını göstermiştir. Avrupa hiçbir zaman parasal genişleme sürecini bu kadar açmadı. Bu açılım tüm hızıyla devam ediyor. Bu gelişme Türkiye bakımından olumlu. İhracatımızın artışında bir anlamda genişlemenin ciddi bir katkısı var. Bizim ihracatımızın neredeyse yarısı Avrupa ülkeleriyle yapılıyor. Kıtadaki en büyük risk gittikçe artan borç seviyesidir. Borç seviyesi gelişmiş tüm ülkelerin gelişmekte olan ülkelere göre yumuşak karnıdır. Bugün bu anlamıyla hissedilmese bile değişecek konjonktürde ciddi bir kriz alanı çıkabilir. Bugün gelişmiş ülkelerin GSMH’sında 2 buçuk kadar borç seviyeleri vardır. Rezerv parayla şu an işleri yürütüyorlar. Ama dünya şartlar bölgedeki dengeler zenginlik merkezleri değişiyor. Zenginlik artık eskisi gibi batıda değil doğuya doğru hicret ediyor. Jeopolitik dengelerde de önemli bir değişimi hep beraber göreceğiz” şeklinde konuştu.

YANLIŞ HESAP BAĞDAT’TAN DÖNDÜ

Yıldırım, son dönemde ayrılma istekleri, referandum, Brexit gibi gelişmelerin de bölgesel ekonomiyi etkilediğini ve Çin ekonomisinin ise ayrı bir fasıl olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Orada da büyüme odaklı gelişme tüm hızıyla gidiyor. Orta Doğu’da şu an için durum ümit verici değil. Kuzey Irak’ta verilen yanlış karar Bağdat’tan döndü. Suriye ve Irak’ta devam eden siyasi otorite boşluğu iç savaş, terör örgütlerinin alandaki varlığı ülkemiz için ön görü yapmamızın önündeki en büyük engeldir. 10 milyondan fazla nüfus hareketi olan bir bölge var. Bu nüfus hareketinin Avrupa’ya akın etmesi demek oradaki her dengeyi alt üst etmesi demektir. Türkiye 3 buçuk milyondan fazla evinden barkından atılmış insana kucak açtı. Avrupa’ya gidecek göç istilasının önüne geçtik. Ege’den Avrupa’ya geçişler büyük oranda kontrol altına alınmıştır. Tüm bunları yaparken biz arzu ederiz ki Türkiye’nin katlandığı bu fedakarlığın farkında olsunlar, takdir etsinler.  Özellikle Avrupa’da son yıllarda yükselen milliyetçi akımlar ve İslam düşmanlığı Avrupa’da gelecek ve vizyon ön görüsünü tamamen ortadan kaldırmıştır. Avrupa şu günlerde aşırılıklarla baş etmenin yollarını aramaktadır. Bize bir adım gelene iki adım yaklaşırız. Bu yaklaşımımız devam ediyor. Ege’yi birlikte paylaştığımız Yunanistan Türkiye burası bizim ortak yanımız. Coğrafya kaderdir. Burada birlikte yaşayacağız. Sorunları değil fırsatları ön plana çıkartacağız. Ekonomi birleştirir siyaset ayrıştırır. Katılıyorum. Potansiyelimiz nedir bunun üzerinde konuşmamız lazım” diye konuştu.

AVRUPA VİZYONUNU GÖZDEN GEÇİRMELİ

Yıldırım, mülteci sorununun kontrolünde Yunanistan’la gayet uyumlu bir çalışma içinde olduklarına da değinerek, “Rakamlar binlerden 20’lere geriledi. Hemen hemen bitti diyebiliriz. İş birliğinin turizm alanında da geliştiğini görebiliyoruz. Vatandaşlarımız hafta sonlarını Yunan adalarında geçirmek için gidiyorlar. Bu da hareketliliği beraberinde getiriyor. Türkiye bugüne kadar Avrupa Birliği’ne tam üyelik konusunda kararlılığını sürdürmüştür. Ancak son 1-2 yılda yaşananlar sonrası gelişmelerin istediğimiz düzeyde olmadığını biliyoruz. Avrupa’nın gelecek vizyonunu gözden geçirmesi lazım. Türkiye’nin içinden bulunduğu genişleyen bir Avrupa mı düşünüyor yoksa kendi sınırlarını yüksek duvarlarla kapatmış bir kulübe mi dönecek bunun kararını kendisi verecek. Biz buradayız. Müzakerelerin tekrar başlaması konusunda karar onlarındır. Yunanistan en başından beri Türkiye’nin içinde bulunacağı bir AB istemektedir. Bunu biliyoruz. Türkiye konumu bu yaşananlara rağmen nerededir? Gideceği yol nedir? Bu krizler ortasında 2017 yılında Türkiye’nin önünü açacak önemli kararlar aldık. Bunlar 8 Aralık kararlarıdır. ABD seçimlerinin ardından döviz dalgalanmasının yaşandığı günlere rastlıyor. Kobi, iş alemi yaklaşık olarak 230 milyar liralık kredi kullanım hacmine ulaştı. Önemli olan bu kadar kredi kullanılması ama kullananlara baktığımızda yarım milyonu buluyor. Yaygınlık. Tüm ölçeklerde bütün sektörlere ciddi anlamda kaynak temini sağlandı. Bu kadar para genişlemesine rağmen bakıyoruz, büyüme artmaya başladı. 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye o çeyrekte yüzde 4 küçüldü. Yüzde 5.1 büyümeye geçen bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bu kadar keskin bir değişim dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Bunlar zamanında alınan cesur kararların sonucudur. Siyasi refah hep ekonomik istikrarın olduğu ülkelerde oluyor. Güven ve istikrar varsa orada gelişme, kalkınma büyüme var. 90 ile 2000 arasında dünyada sorun yok. Kriz de yok. Bütün dünyada büyüme var. Türkiye’de durum ne? Yüzde 3 ancak büyüyebilmişiz” ifadelerini kullandı.

REFORMLAR DEVAM EDECEK

Ege’den ve İzmir’den iş dünyasına da mesajlar veren Yıldırım, “Ekonomik kararları almak kolay değildir. Kararları alırken 2018 ve daha sonrasına yönelik bir ön görü yapmanız lazım. Bizden bir şey duymak istiyorsunuz. ‘Biz nasıl bir tutum içinde olalım, bekleyelim mi, daha fazla yatırım mı yapalım?’ diyorsunuz. Kısa süre önce orta vadeli planımız yayınlandı. Yatırım, iş, üretim, ihracat. Türkiye’nin 2018’i, 2017’den daha iyi olacak. Bunu kesinlikle bir yere not edin. Enflasyon tek haneli olmaya devam edecek, büyüme hedefimiz en az yüzde 5 buçuk olacak. Bu yılın üçüncü çeyrek büyümesi çift haneli olursa hiç şaşırmayın. Yılsonu büyüme 7 olursa yine şaşırmayın. Türkiye olarak iş dünyamızın önünü açacak güvence sağlayacak bir toplumsal sözleşmeye imza attık. Birincisi demokrasi sözüdür. Milletimiz 15 Temmuz’da bunun ötesine geçmiş ve demokrasi yemini yapmıştır. İkincisi istiklal sözüdür. Getirilen yeni hükümet sisteminde sürekli iktidar sürekli istikrar formülü geçerlidir. Kim hükümet kuracak meselesi artık bitiyor. Vatandaş kimin ülkeyi 5 yıllık yöneteceğine karar veriyor. Vesayetler, kapı arkasında kavgalar ortadan kalkıyor. Demokrasi ve istiklal konusundaki bu mutabakat iş dünyası için en büyük gelecek güvencesidir. Türkiye hız kesemeden reformları gerçekleştirmeye devam edecektir” dedi.

NÜFUS 15 YILDA 15 MİLYON ARTTI

Yıldırım, Ege coğrafyasının ortak mirasçısının Türkiye ve Yunanistan olduğunu, son 15 yılda dünyada bölgede Türkiye’de çok şeyin değiştiğine şahit olduklarını belirterek, “15 yıl önce Türkiye’nin nüfusu 66 milyondu şimdi 81 milyonun üzerine çıkıyoruz. 15 yılda 15 milyon daha fazla vatandaşımız var. Bu nüfusa iş bulacaksınız, gelecek hayali vereceksiniz. Türkiye küresel krize rağmen kadın istihdamı giderek artıyor. Üniversitelerdeki akademik personelin yüzde 54’ü kadınlardan oluşuyor. Gelişen Türkiye’nin en büyük göstergelerinden biri budur” dedi.

TÜRKİYE EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKE OLACAK

Yıldırım, mülteci meselesinde başka ülkeler, ‘Bana ne kardeşim’ diyebilirdi ama bu durumun  Türkiye’nin geleneğine uymayacağını belirterek, “Biz darda kalana yardım eden medeniyetin evlatlarıyız. Bize yakışanı yaptık. O insanların ülkelerine geri dönmelerini arzu ediyoruz. İçinden geçtiğimiz değişim süreci bizlerin de ayak uydurmasını zorunlu hale getiriyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber yeni bir gelişim dönemi olacaktır. Türkiye, üçüncü çeyrek içinde G20 içinde en hızlı büyüyen ülke olacak. Türkiye ekonomisi ilerleyen dönemde önemli büyümeye devam edecek. Uluslararası kuruluşlar bir kez daha sınıfta kaldılar. Tutturamadılar. İhracat artışını hükümet olarak biz de tutturamadık. Hedefimiz yüzde 53’tü yüzde 57 ile kapattık” diye konuştu.

EGE, TÜRKİYE’NİN MERKEZİ OLMAYA ADAYDIR

Yıldırım konuşmasının son bölümünde ise Ege Bölgesi’nin önemine değinirken sözlerini şöyle noktaladı: “Ege Bölgesi Cumhuriyet’ten önce de hala bugün de Türkiye ekonomisinin bel kemiğidir. Ülkenin dünyaya açılan kapısıdır. Ege’nin ağırlık bölgesini de İzmir oluşturur. 15 yılda Ege tekrar tarihi misyonuna yakışır şekilde yatırımla büyüme stratejisine uygun olarak önemli mesafe kat etti. 2002 yılında Ege Bölgesi’nin toplam ihracatı 4 milyar dolar. Bugün ne olmuş? 14 buçuk milyar dolara çıkmıştır. Genel artışın üzerinde olmuş. 10 ili kapsayan Ege Bölgesi’nde üretim gücü günden güne artıyor, bölgedeki büyüme devam ediyor. Burası bir başarı ve güzel bir gelişme. 21’inci yüzyılda Ege ekonomisinin daha büyük gelişmeleri başaracağını görmekteyiz. Yeni teknolojileri, sanayi 4.0, yapay zeka, bilgi iletişim alanındaki yenilikler, rüzgar ve güneş enerjisi, alternatif enerji kaynakları gibi alanlarda ciddi potansiyelimiz var. Gelecekte biyo-teknoloji, organik tarım bugüne göre daha çok aranan sektörler haline gelecek. Ege bu noktalarda Türkiye’nin merkezi olmaya adaydır. Unutmayalım Ege hala tarımda bir numaradır, ihracatta önemli bir yerdedir. Dünyayı dönüştürecek yeni teknolojilerde Ege, ülkemizin en önde giden bölgesi olmaya devam edecektir. Ege Bölgesi şehirleri tarih boyunca lojistik merkezi oldu. Limanları tarihi görkemiyle yine lojistik merkezi olmaya aday. Çandarlı limanı ve limana bağlanan otoyol. Bunlar Ege’nin geleceğine hazırlıktır.”

EGE BİR EKONOMİ MERKEZİDİR

Başbakan’dan sonra konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise Ege’nin önemine vurgu yaparak, “Bir ülkenin denizi olacak ama kıyısı da çok güzel olacak ki onu koklayabilesin. Sonra iklimi olacak ondan gelecek yağmur bereket verecek. Bir de insanı güzel olacak. Şanslı biri olarak Ege’de doğdum. Burada yaşamanın onurunu yaşıyorum. EGEV Başkanı Sayın Susam bu konu hakkında bana geldiğinde, çok büyük heyecan duydum. ‘Derhal! Ne olması gerekiyorsa yapalım’ dedim. Sayın Başbakanımızla da paylaştım. Bunu her iki tarafta da yapacağız dediğimizde çok güzel olur demişlerdir. Ege bir ekonomi merkezidir. Tarihi şehirler ticaretle yoğunlaşmıştır. İlk para Ege’de kullanıldı. Ekonomi bir Yunanca kelimedir ve ilk defa Ege’de kullanıldı. Ege tarihi misyonuna dönecektir. İzmir Doğu Akdeniz’in ekonomi merkezi haline geliyor. Milyarlarca dolar ihracat yapan şehirlerimiz var. Belki 10 yıl içinde çok farklı bir dünyada yaşayacağız. Endüstri 5.0’ın konuşulmaya başlandığı günler yaşıyoruz. Fırsat penceresini açmamız evimize o güzel güneşin doğmasını sağlamamız gerekiyor. Organik tarımda Ege dünya markası haline gelmeli. Öyle bir ege hayal ediyoruz ki Antalya ve İzmir’i birbirinden ayırmak mümkün değil. 20 milyon turisti hayal ediyoruz. Antalya’dan çıkan misafirin İzmir’e 2 buçuk saatte gelebildiği ve aradaki coğrafyada 20 milyon turistin 1 hafta gezmekle bitiremeyeceği yerdeyiz. Ege’yi ortak kullanacağız. Refah üreten bir deniz haline getireceğiz. Proje bazlı teşvik sistemini hayata geçirdik. Yatırımlarımız şu ana kadar 100 milyarı geçti. Türkiye’yi geleceğe hazırlıyoruz. 2017’yi yüzde 11’in üzerinde ihracat artışıyla tamamladık. Tam istediğimiz gibi ihracata yatırıma dayalı bir büyüme gerçekleştiriyoruz. İnşallah dünyada büyümede parmakla gösterilen bir ülke olacağız.  Yunan meslektaşıma bu güzellikleri beraber paylaşalım diyorum. Tarih bizden hesap soracaktır” dedi.

EGE AKDENİZ’İN YILDIZI OLACAK

EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam da gerçekleştirdiği konuşmada şunları dile getirdi: “Bu forumun asıl fikir babalarından biri Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’dir. Ege ekonomisi için EGEV’in önemine inanmış bakan olarak biz her türlü desteği verdi. Ama en önemlisi İzmir Milletvekili Başbakan Binali Yıldırım’ın katkılarına da sonsuz teşekkür ediyorum. Ülkemizin çevresinde gerginlikler, çatışmalar ve savaşlar yaşanıyor. Bu dönemde ekonomi konuşmanın önemine inandık. Savaşların ortadan kalkmasının yolu adil paylaşımdır. Biz bu gündemi başka alana çekelim istedik. Biz Ege’yi kalkınmanın merkezi olarak gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Bu bölge hep kalkınmanın merkezi olmuştur. İlk ticaretin ve paranın kullanıldığı bölgedir. Bu forumun bu sene ilki yapılıyor. Bundan sonra geleneksel hale gelip daha kapsamlı bir noktaya gelecektir. Limanlar ve serbest bölgeler sanayi ticaret ve bilimin merkezi olan Ege Akdeniz’in yıldızı olacak noktadadır. Biz bu çalışmayla kalkınmada taşın altına elimizi sokacağımızı gösterdik.”

EGE BÜYÜRSE TÜRKİYE BÜYÜYOR

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ise, düzenlenen forum ile Ege’nin yeni bir ivme kazanacağına inandığını belirterek, “Burada bulunan ve cesaret veren Başbakanımız ve bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Gerçekten Ege büyürse Türkiye büyüyor. Ege’de sıkıntı varsa Türkiye de bunu yaşıyor. Her sene Ege illerini geziyorum, hükümetimize görüşüyoruz. Onlar da gerekli desteği veriyor. Sıkıntılarımız var mı? Var. Ama bunları aşacak irademiz var. Kavgayla sorun ve sıkıntılar çözülmez. Dünyanın en büyük 10 ekonomisine girme adına her gün sağlam adımlarlar gideceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

İNSANLARIMIZ VE MALLAR SERBEST DOLAŞMALI

Yunanistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou ise, iki ülke arasında istikrara ihtiyaç olduğunu söyledi. ‘Biraz daha ilerimizde ise kıyametler kopuyor’ diyen Papadimitriou, “Maalesef olması gerekenleri her iki ülke olarak gerçekleştirmiş değiliz. Malların ve insanların serbest dolaşımın sağlayabiliriz. Siyasetin insanları ayırdığını fakat ekonominin insanları birleştirdğiini görüyoruz. Böylece insanlar akıllarını ve zamanlarını jeopoltik sorunları aşmak için kullanır. Eğer bir ekonomi için ortak akılla hareket edersek zaten tüm sorunlar ortadan kalkar” dedi.

Haber Merkezi