Ege’nin iki yakasında mülteci dramı

E. ÇAĞLA GENİŞ - Prof.Dr. Alexis Benos, Yunanistan'daki mültecilerin durumunu, Syriza hükümeti sonrası değişen mülteci politikalarını, halkın mültecilerle dayanışmasını ve Avrupa Birliği'nin mülteci sorunuyla ilgili son kararlarını değerlendirdi. Mültecilerin ucuz iş gücü olarak kullanıldığını vurgulayan Benos, öte yandan halkın mültecilerle dayanışma içerisinde olduğunu ve sömürülen mültecilere birçok konuda destek olmaya çalışıldığını belirtti.

HALK MÜLTECİLERLE DAYANIŞMA İÇİNDE

Alexis Benos, Kuzey Afrika ülkelerinden gelen mültecilerin sağlık sigortaları önceki hükümet tarafından kesilince bunun üzerine bir şeyler yapmaya karar verdiklerini ve birçok sağlık çalışanı olarak mültecilerin sağlık sorunlarını çözmek için dayanışma klinikleri kurduğunu anlattı. Benos, “Bütün adalarda gönüllü insanların oluşturduğu mültecilerle dayanışma hareketi var. Bu kendi kendine örgütlenen bir hareket... Dört yıldır çalışıyor. 1. basamak sağlık hizmeti sunuyoruz. Sadece mülteciler için değil, ırkçılığa karşı da savaşıyoruz. Neoliberal politikalar uygulayan hükümetler mültecileri dışladılar ama diğer taraftan da mültecileri çok kötü şartlarda, sigortasız sömürüyorlar. Öte yandan halk mültecilerle dayanışma içerisinde. Halk sömürülen mültecilere birçok konuda destek olmaya çalışıyor. Bu gelişmeler karşısında bir toplumsal yardım derneği de kurmuş olduk. İlk başta bu insanların sağlık sorunlarını anında çözebilmek ve o konuda yardımcı olabilmekti ama işsizlik, evsizlik gibi sorunlarına da el attık. Bir şekilde toplumdaki bu yarayı ancak birlikte iş birliği yaparak çözebileceğimizin de örneğini vermiş olduk” dedi.

SYRİZA’DAN SONRA MÜLTECİ POLİTİKALARI

Syriza’dan sonra devletin mültecilere yönelik politikasında değişiklik olduğunu açıklayan Benos, “Bir önceki hükümet mültecileri tekneleri itmeye çalışıyordu, ateş ediyordu. Mültecilere yardım etmemiz insan ticaretine giriyordu. Bu tümüyle değişti Syriza ile birlikte. Şimdi daha insancıl politikalar var onlara sahip çıkan. Bu gönüllü olarak mültecilere yardım eden kliniklere de devlet yardımı yapıldı. Bürokratik açıdan da değişen şeyler var. Önceden mülteciler çok kötü koşullara sahip toplama kamplarında uzun süre kalıyorlardı. Şimdi mülteciler daha özgür. Politikalar eskiye göre olumlu daha insancıl. Makedonya sınırına ulaşımları sağlanıyor. Bir önceki hükümet Meriç kıyısına büyük bir duvar çekti, karadan geçişi engelleyen o duvarın yıkılması için hükümeti ikna etmeye çalışıyoruz” diye belirtti. Benos, hükümetin bu politikasıyla birlikte adalarda başlayan dayanışma bütün ülkeye yayıldığını ifade etti.

“KAMPLARI ÇÖZÜM OLARAK GÖRMÜYORUZ”

Avrupa Birliği’nin mülteci politikalarını ikiyüzlü bulduğunu söyleyen Benos,  “Maalesef adalardan gelen akım daha da büyüdü, devletimizin eksikleri oldu. Uluslararası tarafların da ne kadar ikiyüzlü olduğunu görüyoruz. Hiç bir şekilde sorunu gerçek anlamda çözmek için bir şey yapmaya çalışmıyorlar. Adalarda başlayan ve Atina’da devam eden dayanışma Makedonya sınırında devam edemedi. Avrupa Birliği ve Almanya’nın yaklaşımı geleneksel sömürgeci yaklaşım... Hem savaştan kaçarak gelen insanları istemiyorlar ama bu insanları ucuz emek olarak sömürmek istiyorlar. Bu da bu insanların trajedisi... Savaş nedeniyle ülkelerinden kaçıyorlar savaşı çıkaranların ülkesine gidiyorlar kalacak yer ve iş istiyorlar. Kampları çözüm olarak görmüyoruz” diye konuştu.

“ULUSLARARASI PLATFORM OLUŞTURULMALI”

Barbarlık ve faşizme karşı yeni bir uluslararası platform oluşturmak gerektiğini belirten Benos, “Paris’teki acı olaydan sonra bizim görevimizde yeni bir artış oldu. Bütün Avrupa’da olduğu gibi Yunanistan’da da mültecilerle terörist arasındaki farkı anlatabilmemiz lazım. Son gelişmeler mülteciler ve bizim açımızdan tehlike oluşturuyor. Merkel'le, Erdoğan’ın düşündükleri anlaşma bir duvar örüp bütün mültecileri Avrupa dışında tutmayı ve Türkiye’de hapsetmeyi düşünüyorlar. Bu çok ciddi bir sorun herkes için. Erdoğan’a hem politika hem de bir ekonomik hediye” şeklinde açıklama yaptı.Benos,yapılması gerekenin mültecilere sadece yardım etmek olmadığını, neden bu hale geldiklerini tartışmak olduğunu vurguladı.

Haber Merkezi