Sayfa Yükleniyor...
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Fevzi Önder Konferans Salonunda Yrd.Doç.Dr. Ahmet Uhri tarafından, Buğday, Ekmek ve Uygarlık başlıklı konferans verildi. Öğrenci ve akademisyenlerin katıldığı konferansta ekmeğin tarihsel süreci anlatıldı
TANER UYANIKER
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Fevzi Önder Konferans Salonunda Buğday, Ekmek ve Uygarlık konferansı verildi.
Tarım Ekonomisi Derneği, Tarım Ekonomisi Bölümü, Tarım Topluluğu, Tarla Bitkileri Bölümü ve Tarla Bitkileri Bilimi Derneği tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünde öğretim görevlisi olan Yrd.Doç.Dr. Ahmet Uhri katıldı.
12 BİN YILLIK SÜREÇ ELE ALINDI
Ahmet Uhri, insanın dünya üzerinde var olduğu günden başlayarak bugünkü uygarlığı oluşturan süreçteki ekmeğin gelişimini ele aldı. Tarımı ilk yapılan tahıllardan biri olan buğdayın yapısının nasıl oluştuğunu anlatan Uhri, buğdayın ve ekmeğin uygarlık açısından önemine de değindi.
İLK KEZ ŞANLIURFADA EKİLDİ
Buğdayın 12 bin yıl öncesinden başlayan yolculuğu ile konuşmasına başlayan Uhri, buğdayın zamanla mutasyona uğradığını, ilk buğdayların olgunlaşma döneminde döküldüğünü ama zamanla olgunlaştıktan sonra da dalında kalmaya başladığını söyledi. Buğdayın ilk kez Şanlıurfanın Karacadağ yöresinde ekildiğini belirten Uhri, bilindiği aksine insanların yerleşik hayata geçtikten sonra tarımı keşfettiğini ifade etti.
SAĞLIKSIZ EKMEK TÜKETİYORUZ
Günümüzde insanların beyaz ekmekle beslendiğini belirten Uhri, sağlıklı ekmeğin, buğday ekmeği olduğunu söyledi. Uhri, Bir dönem beyaz ekmek bir zenginlik göstergesiydi. Köyde yenilen tam buğday ekmekler küçümsenirdi. Şimdi ise sağlıklı ekmeğin asıl o buğdayla yapılan ekmekler olduğu anlaşıldı. Ama tam buğday ekmeğinin maliyeti fazla geldiği için insanlar hala beyaz ekmek yiyor. Bunu sadece sağlık açısından düşünmemek gerek aynı zamanda bu bir ekonomi işi dedi.
MEKSİKA BUĞDAYI VERİMİ ARTIRDI
Türkiyede ekilen buğdayın da genetiğinin bozulduğu ve yeterli düzeyde vitamine sahip olmadığı yönünde iddialar hakkında da görüş bildiren Uhri, 1960lı yılların ortalarında Meksika buğdayı diye bilinen kaliteli tohum ithali yapıldı. Meksika buğdayı diye bilinen tohum doğal yapısı değiştirilmiş tohum değil, ülke toprağına ve havasına uyum gösteren, kaliteli tohum idi. O güne kadar kendi buğday ihtiyacını karşılayamayan ülke bunu karşılamaya başladı. Bu tohum kısa boylu buğday üretti ve verim arttı. Çiftçi daha fazla gelir elde etti. Burada bu tohum buğdayının vitamini kaybettiği iddia ediliyor. Bu bir ekonomi olayıdır. Artan nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Burada da kapitalist sistem bunu en ucuza mal ederek en pahalıya satmaya çalışıyor diye konuştu.
Haber Merkezi