Yargıtay noktayı koydu: İlişki bitince fotoğraflar da silinmek zorunda!

Dijital çağın getirdiği en hassas konulardan biri olan özel hayatın gizliliği, özellikle biten ilişkilerin ardından sosyal medya paylaşımlarıyla ciddi bir hukuki boyut kazanıyor. Türkiye Cumhuriyeti yüksek yargı organlarından Yargıtay'ın bu konuda verdiği emsal niteliğindeki kararlar, eski sevgili fotoğraflarını sosyal medyadan kaldırmayı reddedenler için adeta bir kırmızı alarm niteliği taşıyor. İlişki sırasında rızayla paylaşılan görsellerin, ayrılıktan sonra gelen silme talebine rağmen platformda tutulmaya devam etmesi, artık sıradan bir kırgınlık meselesi olmaktan çıkıp, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında ağır bir suç teşkil ediyor.

KİŞİLİK HAKLARI İHLALİ: "VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME" SUÇU

Sevgililik döneminde coşkuyla paylaşılan anılar, ilişkinin sona ermesiyle birlikte kişisel veriye dönüşüyor ve eski partnerin açık rızası olmadan yayımlanmaya devam etmesi hukuki zeminde ciddi bir ihlal yaratıyor.

Türk Ceza Kanunu'nun 136. Maddesi bu durumu net bir şekilde düzenliyor: "Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" suçu. Bu maddeye göre, bir bireyin özel hayatına dair görselleri veya kişisel bilgilerini, rızası olmaksızın saklamak, paylaşmak, yayımlamak veya bir başkasına göstermek cezai yaptırıma tabidir.

Kilit nokta ise şu: Paylaşım en başta rıza ile yapılmış olsa bile, ilişki bittiğinde eski partnerin bu fotoğrafların kaldırılması yönündeki açık talebi ile rıza ortadan kalkar. Bu talebe rağmen görselleri silmemekte direnmek, yayımlama eyleminin hukuka aykırı bir şekilde sürdürülmesi anlamına gelir ve doğrudan TCK Madde 136 kapsamına girer.

YARGITAY NET KARARINI VERDİ: RIZA İLİŞKİYLE BİRLİKTE SONA ERER

Konuyu kesinleştiren en önemli gelişme ise Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin emsal teşkil eden kararları oldu. Yargıtay, daha önce verilen beraat kararlarını bozarak, hukuki boşluğu ortadan kaldırdı. Yüksek mahkemenin kararında altı çizilen ifade son derece açık ve net:

"Sevgiliyken sosyal medya üzerinden yayınlanan fotoğrafların, sevgililik bittikten sonra talep edilmesine rağmen kaldırılmaması, verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme suçunu oluşturur."

Yargıtay, bir fotoğrafın paylaşılmasına ilişkin rızanın, ilişkinin devam etme şartına bağlı bir rıza olduğunu kabul ediyor. İlişkinin bitmesiyle birlikte bu zımni rıza da son bulur ve fotoğrafların silinmesi talebinin yerine getirilmesi zorunluluğu doğar.

CEZASI AĞIR: 4 YILA KADAR ÖZGÜRLÜKTEN YOKSUN KALMA

Sosyal medya hesaplarındaki "o fotoğraf dursun" inatlaşmasının maliyeti oldukça ağır olabilir. TCK Madde 136, kişisel verileri hukuka aykırı biçimde yayan veya elinde bulunduran kişiler için net bir ceza öngörüyor:

1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası.

Bu karar, sosyal medya kullanıcılarını bir kez daha uyarıyor: Dijital dünyadaki her paylaşım bir iz bırakır ve özel hayatın gizliliği ile kişilik hakları, ilişki durumu ne olursa olsun Türk hukuk sisteminde sıkı bir şekilde korunmaktadır. Eski partnerinden gelen silme talebini görmezden gelmek, bireyleri bir yıla kadar hapis cezası riskiyle karşı karşıya bırakabilir. Mahkemeler, fotoğrafların ne zaman yüklendiğinden çok, şikayet tarihinde mağdurun rızasının bulunup bulunmadığını esas alarak cezai yaptırımı uygulamaktadır.

DİJİTAL AHLAK VE HUKUK EL ELE

Bu emsal kararlar, dijital dünyanın ahlaki sınırları ile hukuki yaptırımlarının ne kadar iç içe geçtiğini gösteriyor. İlişki bitse dahi, eski partnerin özel hayatına saygı göstermek artık sadece vicdani bir sorumluluk değil, aynı zamanda kanuni bir zorunluluktur. Sosyal medya platformları, kullanıcıların kişilik haklarını koruma konusunda en kritik denge noktaları haline gelmiştir.