Sayfa Yükleniyor...
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, asgari ücretin istenen tutarda olmadığı takdirde eylemlerine devam edeceklerini belirterek “Bu ülkede emek ve alın teri azami ancak ücret asgari” dedi
BURCU YANAR - ÖZEL HABER
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun dördüncü toplantısı için geri sayım başladı. Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret 2022 zammı miktarının bu hafta içerisinde netleşmesi bekleniyor. Gözler toplantıdan çıkacak olan kararı beklerken, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, verilecek olan asgari ücretin çalışanların insanca yaşayabileceği bir tutarda olmayacağını dile getirdi. “Asgari ücret açıklandıktan sonra da insan onuruna yakışır bir asgari ücret için mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Sarı, “Eylemlerimizi yapmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
ÜÇ ÖNEMLİ NOKTA
Eylemlerin 1 Ekim’den beri devam ettiğini hatırlatan Sarı, “Eylemlerimiz bölge bölge devam ediyor. Hem asgari ücret hem geçinemiyoruz hem de vergide adalet adı altında birçok ilde ve bölgede kitlesel basın açıklaması yapıyoruz ve her gün sokaktayız” dedi. Üç konunun DİSK ve emekçi vatandaşlar için çok önemli olduğunu da kaydeden Memiş Sarı, “Asgari ücret, adaletsiz vergi ve gelir dağılımı ve yeter artık geçinmek istiyoruz’ başlıkları altında Türkiye’de 81 ilde bu ülkedeki işçilerin, emekçilerin ve yoksullaşan halkın sesi olmaya devam edeceğiz. Çünkü asgari ücret belirlenirken bu ülkenin büyümesinden pay verilmiyor. Devlet asgari ücretliden gelir vergisi alıyor ve asgari ücretten SSK payını en üst düzeyden alıyor. Biz de diyoruz ki; ‘SSK payları düşürülsün, asgari ücretten vergi alınmasın ve bu asgari ücret insan onuruna yakışır bir asgari ücret olsun.’ Bunun için de net 5 bin 200 TL tutarında olması gerekiyor. Doğal olarak biz taleplerimizi sokaklarda, alanlarda, meydanlarda, iş yerlerinde haykırmaya devam ederken asgari ücret masasın da hükümetle ve iş verenlerle yan yana gelip masa başında açık mikrofon kazasıyla işçilerin geleceğini satmayacağımızın taahhüdünü veriyoruz. Çünkü eğer biz bu mücadeleyi büyütüp geliştiremezsek bu kış herkesin dediği gibi emekliler için, işsizler için bir kara kış olacak ama biz bu mücadeleyi birleşik mücadeleye döndürüp, üretenlerin ve alın teri dökenlerin yan yana geldiği bir mücadeleye dönüştürebilirsek bu kara kış iktidarın kara kışı olacaktır” diye konuştu.
ALIN TERİ AZAMİ ÜCRET ASGARİ
Bu ülkede emek ve alın terinin azami ancak ücretin asgari olduğuna da dikkat çeken Sarı, asgari ücretin neden 5 bin 200 lira olmasını istediklerinin nedenini de şu sözlerle ifade etti: “Bir hanede iki tane asgari ücretli çalışırsa iki tane 5 bin 200 liradan toplamda 10 bin 400 lira o haneye girmiş olacak. Bu ücret de hem TÜRK-İŞ’in hem de güvenmediğimiz TÜİK’in belirlediği açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına denk gelir. Açlık sınırı 3 bin 163 lira, yoksulluk sınırı ise 10 bin 400 lira olarak belirlenmişti. İki kişi çalışırsa o hane ancak yoksulluk sınırı çerçevesinde yaşamlarını idame ettirebilir. Yoksa bu ülkede sosyal patlamalar, intiharlar, boşanmalar, icralar alabildiğine artacak ve bunun önüne geçilemeyecektir.”
TÜİK GÜVENİRLİĞİNİ YİTİRDİ
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyonu belirleyici bir kurum olduğuna da sözlerine ekleyen Sarı, “TÜİK artık güvenirliğini yitiren bir kurum haline dönüştü. Çünkü orada belirlenen enflasyon rakamları sadece asgari ücretlinin ücretini değil, emeklinin, memurun, çalışanın hatta ve hatta gıda enflasyonu altında ezilen yüzde 99’luk kesimi ilgilendiriyor. TÜİK bu rakamları açıklarken Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleri doğrultusunda açıklama yapıyor. Enflasyonu ne kadar düşük gösterirlerse işçi ücretleri de o kadar az ve yaşanmaz bir ücret haline gelir. Oysa biz yaşamak ve geçinmek istiyoruz. Emekçilerin aklıyla kimse dalga geçmesin” diye konuştu.
Haber Merkezi