Eski bakan müspet hareketi anlattı

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi, Çevre eski Bakanı Rıza Akçalı’yı misafir etti. Sonbahar Kültür Sohbetleri kapsamında konuşan Akçal, “Müspet hareket kodlarımızı kaybettik” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 25.10.2016 07:55
  • Güncelleme Tarihi : 25.10.2016 07:55
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Eski bakan müspet hareketi anlattı

TANER UYANIKER

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin geleneksel cumartesi kültür sohbetlerinde bu haftanın konuğu Çevre eski Bakanı Rıza Akçalı oldu. “Müspet Hareket”  başlığının seçildiği söyleşide Akçalı, müspet hareket kavramının ucu açık olduğunu; kişinin kendisiyle, rabbiyle, kainatla olan ilişkilerini içine aldığına dikkat çekti.

Akçalı, konuşmasına müspet hareketin tanımını yaparak başladı ve “Müspet hareket aslında doğruluğu, asıllığı olan ispat edilebilen kanun ve nizamı hareketler şeklinde değerlendirildiği gibi nizam, insaf adalet gibi değerler etrafında şekillenen yapıdır. Siyasi, sosyal hayatta yansımaları olan müspet hareketin özellikle değerler paradigmasında yeri son derece önemli. Vahiyden beslenen müspet hareketin çerçevesini iman teşkil eder. Kısaca müspet hareket iman kapısından girilen düşünce hal ve hareketlere yansıyan medeniyet paradigmasıdır. İman Ubudiyet ve ahlak üçlemesinden beslenir. Vahyin dışındaki müspet hareket anlayışı bugünkü dünyanın içinden çıkılmaz problemlerin kaynağıdır. Müspet hareketi dar bir çerçeveden anlamak gerekir. İman kavramında müspet hareketin yeri, ittihadı İslam anlayışındaki, cihat anlayışındaki yeri nedir soruları cevap beklemektedir” dedi.

AHLAK NOKTASINDA EKSİKLİKLERİMİZ VAR

İslam aleminde en büyük problemin ahlak noktasındaki eksiklikler ve yanlışlıklar olduğuna dikkat çeken Akçalı, “Bugün İslam dünyasının en büyük problemi müspet hareketi dünyaya gösterememesidir. Bunun en temel sebebi ise İman noktasında iman toplumda var. Ubudiyet ise eksiklikleri olmasına rağmen olmadığı söylenemez. Ama iş ahlaki boyuta geldiğinde durum farklılaşıyor. İslam aleminde yalan var, doğruluk yerini terk etmiş. Çalışma yok. Komşuluk ilişkileri, insani yaklaşımlar yerini farklı bir uygulamaya almış. Yine iman İslam ve ihsan üçlemesinde ihsan ile süslenme boyutu yok. Yani bir işin dünyevi ve uhrevi ayrımı yapılmadan en iyi şekilde yapılmamasıdır. Bir işin en iyi şekilde yapılması sağlam, teknik şartlara uyması, estetik kaygıları ön planda tutmak gayreti hep ihsan boyutunu teşkil etmektedir. İslam medeniyetinde bunların yansımalarını ve izlerini görüyoruz” diye konuştu.

MODERN MEDENİYETE ELEŞTİRİ

Seküler, modernist medeniyetin, hak yerine kuvvete dayandığını ve hedefinin ise menfaat olduğunu ileri süren Akçalı, “Bu yapı sevgiyi zaaf olarak görmekte. Hislerden arınmış hayvani duyguları öne çıkan bir yapıyla karşı karşıyayız. Bugün dünyaya ihraç edilen, İslam dünyasının da bundan yer yer nasibini aldığı bir paradigma ile karşı karşıyayız. Bugün dünyayı kana boyayan anlayışlar bu yapıdan beslenmekte. Tevhit anlayışı ise bize bu kâinatta diğer eşyalarla, mahlûkla birlikte yaratıcının yarattıkları olduğumuz hakikatidir. Tüm yaratılanların içinde insan bu dünyayı çekip çevirmeye memur edilmiş bir memur. Bu anlayışla Kuran, kâinat ve peygamberler bize yaşadığımız dünyayı kendimize, insanlığı tanımayı öğretiyor” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi