Eyüpsultan'da zehirlenme şüphesiyle hayatını kaybeden çocukların ailesi konuştu

İstanbul'da zehirlenme şüphesiyle kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybeden çocukların babası Yücel Birkent, "Yediklerimiz temiz. Hastanenin ihmal zinciri zaten cinayetle eş değerde. İki tarafta da müthiş bir ihmal var ama herhangi bir elle tutulur bir şey yok" dedi.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Eyüpsultan'da zehirlenme şüphesiyle hayatını kaybeden çocukların ailesi konuştu haberinin görseli

Olay, 22 Eylül günü Topçular Mahallesi'nde meydana geldi. Yücel ve Aleyna Birkent çifti, çocukları 4 yaşındaki Alparslan ve 2 yaşındaki Melisa Rabia ile birlikte yedikleri yemekten sonra fenalaştı. Hastaneye götürülen anne Aleyna Birkent'in kalp krizi geçirdiği belirlendi. Baba ve çocuklar ise yapılan tedavinin ardından taburcu edildi. Ertesi sabah çocukları yeniden fenalaşan baba, onları tekrar hastaneye götürdü. Ancak 4 yaşındaki Alparslan ve 2 yaşındaki Melisa Rabia yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ailenin yedikleri yemekten alınan örnekler temiz çıkarken, evin üst katındaki soğuk hava deposundan alınan numunelerle ilgili sonuçların beklendiği belirtildi.

'OĞLUM ET VE BALIK ÜRÜNLERİNİ SEVMİYOR'

Hayatını kaybeden çocukların babası Yücel Birkent, "Pazar akşamı, evimde ailemle beraber yemeğe oturduk. Soframızda tavuk, çorba, bir de makarnamız var. Ama şöyle bir süreç var: Benim oğlum zaten et ve tavuk seven birisi değil. Kızım zaten o gün çorba içti. Kızımın iştahı da var ama oğlum da normalde yemek ayırmaz ama sadece et, balık ve tavuk ürünlerini sevmiyor, yediremezsin. Öyle bir yemek yedik. Sonra zaman ilerledi. Uykuya geçtik. Sabaha karşı işte 3.30-4.00 arasında ilk bende başladı. Normalde hiçbir şey yok. Lavaboya gidiyorum, oraya kadar da bir şey yok. Sonrasında lavaboda bir kere düşüyorum, bilinç kaybı yaşıyorum, tekrar zor bela kalkıyorum, odaya geliyorum. Odada düşüyorum, bayılıyorum. Eşim yarım saat sonra 'Benim de bir midem rahatsızlandı' dedi. Onu bir lavaboya götürdüm. Sonra çocuklarında yarım saat veya 15 dakika arayla başladı. Biraz daha zaman geçtikçe eşim de artık dayanacak gibi değil, hastaneye gidelim. Ne olduysa ondan sonra oldu. Anlattım 'Ben tedaviyi reddediyorum öncelik eşim ve çocuklarım' Hesabımda işte 17 bin lira limit var. Tabii hastane haklarını da bilmiyoruz. Bu süreçten sonra 'Tamam' dediler. İşte eşimi bir kontrole aldılar. Sonra çocuklarımı diğer alanlara aldılar" diye konuştu.

'SARI SERUM DA BU DURUMU BELKİ TETİKLEDİ'

Yücel Birkent, "Akşam üzeri oldu. Tabii bu süreçte de oğluma, kızıma önce beyaz serum, ardından sarı serum takılmış. Tabii ben bunları doktor olmadığım için hangi serumun nerede kullanıldığını bilemem. Çocuğa bakıyorum normal görünüyor. Doktor 'terlemesi normal çok sıvı kaybetmiş, çok çok su içmesi lazım' diyor. Tamam dedim, işte kalkıyor, 'Baba, su var mı?' diyor. 'Var oğlum' diyorum. Su içiyor. İşte sadece üç defa kustu. Bugün çocuk büyüten çoğu insanlarda bilir. Bir çocuk hemen kusmada değil de, birkaç defa süreç ilerleyince. Rehberime bakıyorum, abimin ismi yazıyor. Telefonu açtım, doktor. Buyurun dedim, 'Oğlunuzu kaybetmek üzeresiniz' dedi. Kapattım telefonu yüzüne. Ben geldiğimde oğlumu zaten morga kaldırmışlar. Kızımı da tekrar kontrol edin dedim. Bu hastane kızıma kayıt yapmamış, kan almaya çalışmışlar 'adli vaka yoktur kendi imkanınızla gideceksiniz' diye. Bu hastane devletin hastanesinin aynısı değil, biz acilden gelmişiz buraya. Bu çocuklar devlet güvencesinde ve acilden geldiğimiz için her kim olursa olsun devletin güvencesinde ama 'adli vaka yoktur' diyip kızımı ölüme terk ediyorsunuz. Sarı serumu sonradan öğreniyorum. Bu sarı serum benim öğrendiğim kadarıyla yasak olan bir şeymiş. Neden veriliyor? Ya bu da etkilemiş olabilir mi mesela? Evimin yukarısından bir şüphemiz yüksek. Bu sarı serum da belki tetikledi bu durumu. Üstünü örtbas mı etmeye çalışıyorlar? Onu da anlamıyorum. Ya neden hala bu doktorlara bir soruşturma açılmadı? Neden bir ifade verilmedi? Bu hastane bir kere bile arayıp başsağlığı dilemedi, taziye vermedi veya bir açıklama yapmadı. Kızımı ölüme bıraktın sen, cinayet işledin. Doktor değilim ama bu sarı serum varsa, tetiklemişse, olabilir. Sarı serum da tetiklemiş olabilir. Şu anda ben o analizleri veya bir raporları göz önünde bulunduramam ama kendi fikrim olarak neden olmasın yani? Belki o tetikledi. Yani olasılıklar içerisinde ama bir açıklama yok. Bir bilgi yok. Kapılarını kapatıyorlar, bekliyorlar. Nasıl olacak bu iş? Benim iki çocuğumu da siz o zaman öldürdünüz" dedi.

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.