Filistin’de direnişin adı “kadın”

İzmir’de katıldığı etkinlikte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ülkesindeki hemcinslerinin yaşadığı sıkıntıları anlatan Qawasmi, kendisini “hukuk devleti” olarak tanımlayan İsrail’in uluslararası hukuku çiğnediğine, Filistin’i işgal altında tuttuğuna dikkati çekti. Qawasmi, ülkesindeki hemcinslerinin sosyal ve politik baskıya maruz kaldığını, kadın haklarının görmezden gelindiğini belirterek, binlerce kadının İsrail askeri güçlerince ya tutuklandığını ya da alıkonulduğunu aktardı.

HAMİLELER ZİNCİRLENİYOR

Hapishanedeki kadınların çoğunun fiziksel eziyete ve cinsel tacize maruz kaldığını dile getiren Qawasmi, hamilelerin hastanelere doğum yapmak üzere götürülürken ciddi güvenlik kontrolünden geçirildiğini, elleri ve ayaklarının zincirlendiğini söyledi. Qawasmi, şu an hapiste kadın milletvekilleri, çocuk ve genç kızların bulunduğuna dikkati çekerek, “Hapiste olan 12 yaşında kız çocuklarından bahsediyoruz. İşkence gördüklerine dair kanıtlar var. Hem fiziksel, hem psikolojik şiddet hem de onların ötesinde cinsel taciz, tecavüzlere kadar giden resmi kayıtlara geçmiş vakalardan bahsediyoruz. 12 yaşında bir kız çocuğu tutuksuz olarak hapse atılan... Baktığımızda bu vaka üzerinde bile vücudunda fiziksel şiddetten kaynaklı yara görüyoruz. Bunların bir kısmı iç organların zedelenmesiyle ilgili” diye konuştu.

HER EVDE BİR TAMİMİ VAR

Filistin’de İsrail’e karşı koymanın en önemli sembollerinden biri olan ve “Filistin’in cesur kızı” olarak tanınan 16 yaşındaki Ahed Tamimi’nin İsrail devleti tarafından tutuklandığını hatırlatan Qawasmi, “Bizim 16 yaşındaki Tamimi örneği Filistin’in sembollerinden biri. Her ailede direnişi simgeleyen bir kız çocuğu ya da kadın vardır. Direkt ya da dolaylı olarak Filistin’de kadın şiddetin her açıdan mağduru. Filistin’de kadın, direnişin sembolüdür. Kadın ya şiddetin direkt öznesidir hapse atılarak, işkence görerek ya da bu şiddetin mağdurudur. Hapiste kocası olduğu zaman ailesini geçindirmek zorunda kalarak. Kadın birçok açıdan hem şiddetin mağduru hem de bu şiddetin doğurduğu direnişin en önemli sembolüdür Filistin coğrafyasında” değerlendirmesinde bulundu. Qawasmi, yaşam hakkının Filistinlilerin en temel hakkı olduğunu vurgulayarak, bu hakkı elinden alınan halk olarak haklarının sonuna kadar peşinde olduklarını söyledi. Tarafların bu sorunu objektif olarak değerlendirmesi gerektiğini işaret eden Filistinli milletvekili, uluslararası hukuk normlarıyla, hak, hukuk ve adalet çerçevesinde barışçıl yollarla sorunun çözülmesini istediklerini belirtti.

TÜRKİYE'YE VE TÜRK HALKINA TEŞEKKÜR

Sahar Fahed Qawasmi, Türkiye’nin ve Türk halkının başından beri haklı davasında Filistin’in yanında olduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Türkiye bölgesel olarak çok önemli ve güçlü bir aktör. Bu tarz samimi br yaklaşım Filistin’in uluslararası arenada elini güçlendiriyor. Hem Türk halkına, hem de devlet politikasını ortaya koyan herkese Filistin halkının teşekkürlerini iletiyorum.” AA/İZMİR