Sayfa Yükleniyor...
31 Aralık gecesi yeni yıla umutla girenler kadar bütün bir yılı ‘kabus’ gibi yaşayan kentin ‘ötekileri’ de var. Hayallerin rant malzemesi olduğu gecekondu mahallelerinde, umut sahiden yoksulun ekmeği
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Üzerinde ‘Karanlık Sokak’ yazan derme çatma gecekondularda yaşayan insanlar, çocuğunun ihtiyaçlarını bitpazarından yapanlar, çalıştıkları inşaatta uyumak zorunda kalan inşaat işçileri, bacaların kuraldışı sokağa verilmesiyle yıllardır karbon monoksit soluyan vatandaşlar, molozlu sokakların ağır uykulu insanları ve daha nicesi… Onlar ne yazık ki 2021’e neşeyle girenler kadar şanslı değil. Kentin ve halkın ruhu salgının gölgesinde gün be gün ölürken, ‘kadim bir yalnızlığa’ terk edilen gecekondu mahallelerini ziyaret ettik… Bayraklı İlçesine bağlı Onur Mahallesi’nin, ayakları ve hayatları su içinde olan insanları da konuştuğumuz kişiler arasında. Mahallenin tam ortasında bulunan ve yıllar önce Çevre Yolu için inşa edilen köprü ‘ötekinin içinde ötekiyi’ oluşturmuş; ‘köprünün aşağısı’, ‘köprünün yukarısı’ tanımı ile hayatlar da ayrıştırılmış birbirinden. Kısacası, bu insanların ‘en güzel çocukluğunu ahmak ayaklar ezdi’. Sadece 2020 yılında değil ama var olduklarından beri.
ÖFKELERİNİ DAHİ UNUTAN İNSANLAR…
Köprünün yukarısı yani ‘son durak’ olarak adlandırılan yerde zamanın dahi başka bir ekmeği kalmamışken, köprünün aşağısı bir nebze de olsa iyi durumda. Yıllardır doğalgaz için mücadele veren mahalle halkı, tam ‘sobadan kurtulacakken’, bu sevinci sadece köprünün aşağısında yaşayan vatandaşlar yaşadı. Aynı mahallede ayrı duyguları yaşayan insanlara, “2021’den umutlu musunuz?” sorusunu yönlendirmek dahi düşündürücü. Çünkü bir tarafta sahipsiz bir mahallenin kobayları, diğer tarafta ise anlık öfkesini dahi ertesi güne kadar erteleyen veya unutan kişiler var. Yaklaşık 10-15 yıl önce gecekondu yapılar yoğunlukta olduğu için Karşıyaka ilçesinden koparılarak, yeni kent merkezi olarak inşa edilen Bayraklı’ya bağlanan mahallede, yarı çıplak çocuklar çöp yığınları ve fare ölüleri arasında oynarken, hemen karşı tarafta bulunan Yamanlar Dağı’na dikilen yüksek katlı binalar, ilçenin iklimini, rüzgarın yönünü ve kokusunu da değiştiriyor.
“HİZMETTE BİTİYOR, HEVESDE…”
Mahallenin gençleri, ‘Karanlık Sokak’ isimli bir internet dizisi ile yaşadıkları birçok mağduriyeti kayda aldı, çoğu gecekondunun üzerine dizinin adı yazıldı. “Yaşadığımız sefil hayat böylece damgalandı üzerimize” diyen gençler, Yamanlar Dağı’na yapılan binaları işaret ederek, “Aynı havayı soluyoruz, karşılıklı birbirimize bakıyoruz, manzaramız bile aynı. Ama onlar bize yukarıdan bakıyor. Biz zaten küçüklüğümüzden beri hep aşağıdan bakıyoruz, herkese. Şimdi o apartmanlarda yaşayanlar için pazar yapılıyor. Bizim mahallemizde büyük bir market bile yok. Park, bahçe, yeşil alan ise hak getire. Yeşilimizi de o insanlar için yok ediyorlar. Biz ortada kaldık gibi görünüyor. İki dağın ortası… Ortada falan değiliz aslında. En sondayız, son duraktayız. Bize gelene kadar hizmette bitiyor, hevesde” serzenişinde bulundular.
“ELBETTE UMUTLU OLMAK ZORUNDAYIZ”
Mahalle sakinlerine göre İzmir bu yılı, kendi tarihinin en yaralı sayfasında komada geçirdi; kent biraz daha yaşlandı ve biraz daha kirlendi. Kentsel dönüşüm adı altında bu kentin bütün tarihi değerlerinin sermayeye teslim edildiğini söyleyen esnaf ise ekonomik - politik rantların, masanın değişmez örtüsü olarak hırsızlar ve beceriksizlikler arasında paylaştırıldığını söylüyor. “Bir zamanlar ‘Küçük Paris’ olarak adlandırılan İzmir’i bir Orta Doğu kasabasına çevirdiler” diyenler berberler de var. Hatta şöyle ekliyorlar: “Meydanı olmayan; meydan dedikleri yeri de ilan çöplüğüne çeviren zavallı güruhun vizyonsuz ve günü kurtarma çabaları bu kenti ve doğal olarak bizleri öldürdü. Elbette umutlu olmak zorundayız. Dünya tarihini incelediğimizde bütün kralların, faşist iktidarların ve o müthiş imparatorlukların bir gün tarihin çöplüğüne atılacağını, bunun için özellikle onurlarından başka kaybedecek şeyi olmayan yoksul halkların birleşmesi ve birlikte hareket etmesi ile mümkün olduğunu/olacağını biliyoruz.”
“TAHAMMÜLÜM KALMADI ARTIK”
“Hayallerimizin rant malzemesi olduğunu görmeye tahammüllüm kalmadı artık” ifadelerine yer veren mahallenin ileri gelenleri, “Bundan yıllar yıllar önce ‘kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı’ şiirini söyleyerek öğrenci evindeki arkadaşlarıma kahvaltı sofrası hazırlardım. Zeytin, peynir, sıcak ekmek ve yumurta olurdu o sofralarda. Yıl 2021’e evrilirken, ‘Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı’ şiirini sloganlaştıran kahvaltı sofralarında ‘28 çeşit serpme kahvaltı sadece 48 buçuk TL’ falan yazıyor! Ne acı, ne acı… Şiirler kapitalizme malzeme, pollyanna kişisel gelişim sektörünün ucuz kitaplarına malzeme; eskiden beğenip de yüzüne bakılmayan köy tarhanası bile düzene malzeme” isyanında bulundu.
Usta Bestekar Orhan Akdeniz’in ‘Umut yoksulun ekmeği, umut sevenin dileği’ sözleriyle cümlelerimizi tamamlayalım. Tüm yaşanılanlara rağmen aynı umudu çoğaltarak yeni bir yıla ve yeni umutlara taşımak dileğiyle. Çünkü başka ekmeği kalmadı zamanın.
Haber Merkezi