Sayfa Yükleniyor...
İzmir Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. Bediha Salnur, İLKSES Gazetesine yaptığı açıklamada İzmirdeki riskli gebelikleri olan anne adaylarının tedavilerini takip edecek bir ekip oluşturduklarını açıkladı. Dr. Salnur, amaçlarının bir annenin bile yaşamını yitirmesini önlemek olduğunu belirten Dr. Salnur, En riskli 2 bin 500 gebeyi takip edeceğiz dedi
DERYA NABİT-ÖZEL HABER
İzmirde bir çok başarılı çalışmaya imza atan Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. Bediha Salnur, 7den 77ye toplumun her kesimini ilgilendiren faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi verdi.
Eli öpülesi halkımızın sağlığını korumakla görevli bir müdürlükte çalıştığımız için kendimizi onurlu ve gururlu hissediyorum diyen Salnur, Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak bir bebeğin doğumundan öncesi dönemini kapsayan, bebeklik, gençlik, erişkinlik, olgunluk, yaşlılık dönemi, yatağa bağımlılık dönemi, palyatif dönem, ölüm ve hatta ölüm sonrası olmak üzere geniş bir hizmet yelpazemiz var. Biz koruyucu sağlık hizmeti vermekle yükümlüyüz dedi.
TANKIN ÖNÜNE YATAN HALKIMIZ İÇİN NE YAPSAK AZDIR
Grip olmamak için grip aşısının gerekliliğini, bebek ve çocukların kızamık, boğmaca gibi hastalıklara yakalanmamaları için aşılamanın önemini anlattıklarını belirten Dr. Salnur, Tabi ki aşılamayı halkımızın takdirine bırakmıyoruz. Aile Hekimlerinin görevli olduğu merkezler, anneyi, bebeğini aşıya getirmediği zaman arıyor. Aranmadığı takdirde ceza mekanizması çalışıyor. Bulaşıcı ve salgın hastalıklarının oluşmasını engelleyecek tedbirleri de alıyoruz. Belediyelerimizle birlikte halkımızın sağlıklı su içmesi için gereken önlemleri alıyoruz. Damacana su satışlarını denetliyoruz. Yaptığımız tüm bu görevle ne kadar özellikli bir alana hizmet verdiğimizi 15 Temmuz akşamı bir kez daha gördük. Demokrasimizi, ülkemizi korumak adına tankların önüne yatan, canını hiç düşünmeyen anneler, babalar, çocuklar ve dedeler. Bu halkımıza ne yapsak azdır duygusuyla çalışıyoruz diye konuştu.
AYDA 4 BİN DOĞUM GERÇEKLEŞİYOR
İzmir'de ayda 4 bin 4 bin 500 doğum olduğunu, annelerin yüzde 50'sinin ise riskli gebe statüsünde olduğunu kaydeden Dr. Salnur, şunları söyledi: Doğum yapan bu annelerin yüzde 50'si riskli gebe. Bebeği ve kendisi açısından hayati risk taşıyacak durumları riskli gebelik olarak tanımlıyoruz. Annenin kalp hastalığı, yüksek tansiyonu, organ yetmezliği, kansızlığı gibi sorunları varsa bunlar riskli gebeliğe girer. Bu konuda üzerinde de bir proje geliştiriyoruz. Şu an İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğümüzde bir ekip oluşturuyoruz. Ekibimiz paydaşlarımızla birlikte yürütecekleri çalışmalarda en riskli gebelikleri katagorize edecek. En riskli 2 bin 500 gebeyi takip edeceğiz. Aile hekimleri aracılığı ile zaten her gebeyi takip ediyoruz. Ancak kuracağımız komisyon toplum sağlığı merkezlerindeki görevlilerle entegre olarak, en yüksek riskli gebeleri birebir takip edeceğiz. Örneğin kalp kapak hastası anne hamile kaldığında bu bizim için çok önemli bir risktir. Yoksa takip edileceği bir merkez bulacağız. O merkeze anneyi götüreceğiz. Annenin sağlıklı bir gebelik süreciyle sağlıklı bir bebek sahibi olmasını sağlamaya çalışacağız. Her annenin hayatı bizim için önemli. Sağlık Bakanlığı olarak bir gebe ölümü olduğunda biz çok üzülüyoruz. Önlem alınacakken bir annenin hayatı kaybediliyorsa biz kendimizi eleştiriyoruz.
HALKIMIZI ÇOCUĞUMUZ OLARAK GÖRÜYORUZ
Hizmet ettikleri halkı çoğu zaman çocuğu gibi gördüklerini ifade eden Dr. Salnur, Kışın astımlılar, kronik akciğer hastalığı olanlara gece dışarıya çıkarken ağzınızı, burnunuzu kapatın diyoruz. Yine halkımıza bir anne şefkatiyle, eylül ve ekim aylarında grip aşınızı yaptırın diyoruz. Bazen de dedelerimize, nenelerimize hizmet eden evlat gibi yaklaşıyoruz şeklinde konuştu.
TERMİNAL DÖNEM KANSER HASTALARINI EVDE TEDAVİ EDİYORUZ
Dr. Salnur Halk Sağlığı Müdürlüğünün yürüttüğü projeler hakkında bilgi vererek, Terminal dönem yani son dönem kanser hastalarıyla ilgili bir çalışma başlattık. Bu dönemdeki hastaların artık hayattan bir beklentileri kalmamış oluyor. Ama tüm sıkıntılarına rağmen yaşamlarını sürdürüyorlar. O hastaların yakınları çaresiz kalıyor. Hastalarının ağrıları var, yemek yiyemiyorlar. Bu yüzden ağrıyı kesmek, beslenmesi için hastalarını hastaneye götürmek istiyorlar. Bakın talep ne kadar küçük bir talep; sadece nakil. Evde Sağlık Ekiplerimiz terminal dönem kanser hastalarına beslenme, yara bakımı ve ağrılarını kesme gibi hizmetleri evinde veriyor. Yakınlarına da ihtiyaç olduğu takdirde psikolojik rehabilitasyon uyguluyoruz. Tüm bu ihtiyaçlar için hasta ve yakınlarının hastanelere taşınmasına gerek kalmıyor. Hastanın hastaneye gitmesi gerekiyorsa, ambulanslarımıza hastaneye transferlerini sağlıyoruz. Bu çalışmaya geçtiğimiz Ramazan ayının son haftasında başladık. İzmir'de şu ana kadar 800 civarında terminal dönem kanser hastası tespit ettik diye belirtti.
DOKUNMADIĞIMIZ HİÇBİR ALAN YOK
Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. Bediha Salnur sözlerini şöyle sonlandırdı: Şu an Halk Sağlığı Müdürlüğünün halkın sağlığı anlamında dokunmadığı hiçbir alan yok. Deniz suyundan, içme sularına, okul ve diş sağlığı taramaları, gebe takipleri, aşı takipleri, kanser taramaları gibi birçok görevimiz var. Halk Sağlığı Müdürü olduğum için bu hizmetleri verdiğimiz için Allahıma şükrediyorum.
Gebe Bilgilendirme Okullarında normal doğumun anne ve bebek açısından faydalarını anlatıyoruz. Sezaryenin hem anneye hem de bebeğe olan zararlarını anlatıyoruz. Normal gebelik sürecinin nasıl geçmesi gerektiğini anlatıyoruz. Normal doğum oranlarını artırmak için Kuran Kurslarındaki kız öğrencilerimize de ders veriyoruz. Sezaryen için mutlaka tıbbi bir gereklilik olmalı. Ama bir anne, Ben sezaryen istiyorum diye gittiğinde kadın doğum uzmanın anneyi ikna etmesi zor oluyor.
Haber Merkezi