- Gündem
- 07.04.2025 13:35
Hasta bina sendromunun ne olduğu ve bu sendromun neden olduğu vatandaş tarafından merak konusu oldu. İşte detaylar...
İzmir Ekonomi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, evlerdeki rutubet nedeniyle oluşan küf ve mantarların, ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Peki, hasta bina sendromu nedir? Detaylar haberimizin devamında...
Evlerin iyi havanlandırılması ve rutubete karşı önlemler alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kılınç, “Küf; kokusundan ve yüzeylerde oluşan siyah ya da mavi renkli üremelerden rahatlıkla anlaşılabilir. Duvarda kabarmalar, boyanın arkasında oluşan pamuksu tabakalar, en belirgin özellikleri arasında. Küf ve mantar, mevsim olarak daha çok kış aylarında görülse de diğer mevsimlerde de ortam havasına karışmaya devam ederler. Bu oluşumları önlemek için vatandaşlar, kapalı alanları sıklıkla havalandırmayı ihmal etmemeli. Küf ve mantar oluşan yapıyı, yüzeyi onarmalı ve iyileştirmeliyiz. Bunun dışında ortam iklimlendirmesinin iyi olması ve klima filtrelerinin de düzenli periyotlarda değiştirilmesi çok önemli. Otel, alışveriş merkezleri ve hastanelerin iklimlendirilmesinde kullanılan merkezi klima sistemlerinde dezenfeksiyon iyi yapılmazsa, lejyonella dediğimiz bakteri ürer. Bu da solunum yoluyla havalandırma kanallarından ortama saçıldığında, bakteriyel zatürrelere yol açar. Lejyoner zatürresi ya da turist zatürresi dediğimiz durumlar ortaya çıkabilir. Bunlar da tehlikeli zatürrelerdir. Erken teşhis edilmezse, hastada yaşamsal risk oluşturabilir” ifadelerini kullandı.
Dış ortamdaki hava kirliliğinin de insan sağlığı için ciddi tehlike oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılınç, “Ortamda kirleticiler var ve bunlar ölçülebilir şeyler. Bunlar, Partikül Madde (PM) 2,5 ya da 10 dediğimiz kirleticiler. Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu kirleticilerin, metreküpte bulunması gereken mikrogramları belirlenmiş durumda. Örneğin; PM 2,5 için metreküpte 15 mikrogramdan daha fazla olmaması gerekir. Ancak İzmir’de hava kirliliği bakımından, ocak ayından bugüne kadar 15 olması gereken değer, her gün 4 ya da 5 kat (80-100 arası) daha fazla saptandı. PM 2,5 olarak adlandırdığımız hava kirliliği yaratan maddeler, sadece bronşlarda kalmıyor, solunduğunda kana da geçiyor ve vücudun tüm organlarına gidebiliyor. Dolayısıyla kalpte, akciğerde, beyinde ve vücudun her yerinde hasara yol açabiliyor” diye konuştu.
“Hasta Bina Sendromu” (HBS), bina sakinlerinin, özellikle kapalı alanlarda geçirilen zamanla bağlantılı olarak sağlık şikayetleri yaşadığı bir durumu tanımlar. Bu sendrom, belirli bir hastalığın ya da nedenin net bir şekilde tanımlanamadığı durumları kapsar. Şikayetler, bazen sadece belirli bir odada veya alanda hissedilirken, bazı durumlarda ise binanın tümünde yayılabilir. HBS, genellikle iç hava kalitesiyle ilgili sorunlar nedeniyle ortaya çıkar ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1984 yılında yapılan bir raporda, binalarda iç hava kalitesi (IAQ) ile ilgili şikayetlerin yüzde 30’a kadar çıkabileceği belirtilmiştir. Ancak, bazı binalarda bu sorunlar uzun vadeli hale gelebilir.
Hasta Bina Sendromu, genellikle şu belirtilerle kendini gösterir:
Baş ağrısı
Göz, burun veya boğazda tahriş
Kuru öksürük
Kuru ya da kaşıntılı cilt
Baş dönmesi ve mide bulantısı
Konsantrasyon zorluğu
Tükenmişlik
Kokulara karşı hassasiyet