- Gündem
- 16.05.2025 17:09
Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Barış Koçak, koronavirüse hastanelerin hazır fakat personelin yetersiz olduğunu söyleyerek önemli uyarılarda bulundu
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Tüm dünyayı saran ve Türkiye’de de hızla yayılmaya devam eden koronavirüs, Sağlık Bakanlığını, İl Sağlık Müdürlüklerini, sağlıkla ilgili kurum ve kuruluşları harekete geçirdi. Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Barış Koçak, Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Alpay Azap’ın açıklamalarına istinaden 3-4 hafta içerisinde artacağı söylenen vaka sayısına karşılık hastanelerin hazırlıklı olduğunu fakat sağlık personeli sayısının her zaman olduğu gibi böyle bir dönemde daha da yetersiz olduğunu dile getirdi. Başkan Koçak, ‘Salgın küresel, çare ulusal’ diyerek, “Bakanlığın ilk etapta atama bekleyen 50 bin sağlık personelini ataması gerekiyor. Böyle bir kriz döneminde hastanelerin üzerindeki yük çok fazla” dedi.
KAMU SPOTLARINA UYUN
Başkan Koçak, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Eğer ki vatandaşlarımız tüm bu çabaları görmezden gelerek kamu spotlarına uymazlarsa maalesef ki söylenen rakamlara ulaşılabilir. Böyle bir durumda hastaneler genel merkezimizin de girişimleri sonucu acil olmayan ameliyatların yapılmaması, servislerdeki yatak kapasitelerinin arttırılması konusunda Sağlık Bakanlığı hızlı bir çalışma yürütmekte. Her ne kadar bu salgına karşı kişisel önlemlerimizi alsak da seyahatlerimizi azaltmalı, görüşmelerimizi azaltmalı, eğer bir şüpheniz varsa 14 gün kendi kendimizi izole etmeliyiz. Bunlar önemli. Sağlık Bakanlığı ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü bizim bugüne kadarki gördüğümüz en iyi çözümleri üretmekteler. Çünkü hastanelerin üzerinde şu an için çok fazla bir yük var. Sınır geçiş kapılarında, hava limanlarında birinci basmaktan görevlendirmeler yaparak müdahale edildi. Bu Türkiye genelinde örnek bir çalışma olabilir. Hastanelerimiz mevcut senaryolara göre şu an için hazır gözükmekte.”
MALZEME TEDARİĞİNDE SIKINTI!
Malzeme tedariği konusunda sıkıntılar yaşanabileceğini vurgulayan Barış Koçak, “Maske, koruyucu gözlük, eldiven ve tulum dediğimiz kıyafetlerin sayılarının yeterli olması gerekir ki biz sağlık çalışanları kendimizi koruyarak hasta olan insanlara müdahale edebilelim. Biz kendimizi koruyamazsak kimseye müdahale edemeyiz. Burada bir sağlık çalışanının hastalanması demek en aşağı 15-20 tane hastaya müdahale edememesi anlamına gelmektedir. Bunun için de koruyucu tedbirler açısından her türlü önlemin Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü bazında ivedilikle alınması gerekiyor. Bunların yeteri olup olmaması konusunda malzeme tedarik ile ilgili belki sıkıntılar yaşanabilir. Çünkü bir süre önce Avrupa’ya gönderilmek üzere iç piyasadan özellikle de stokçular tarafından baya bir malzemenin toplandığını biliyoruz” diye belirtti. Sağlık çalışanlarının bu gibi durumlarla sürekli karşı karşıya kaldığını da sözlerine ekleyen Koçak, “Bir hastanenin kapısından giren bir hastanın hangi hastalığı taşıdığını bilemezsiniz. Bu bugün koronavirüs olarak karşımıza çıktı, yarın başka bir virüs olabilir. Ya da tüm bunlardan önce bir tüberküloz (verem) hastası hastaneye gelip bizlere de bulaştırmak suretiyle hasta edebiliyordu. Bizim mesleğimizin riski bu. Sürekli bir risk içerisinde yaşamakta sağlık çalışanları ve tedirginlik içerisindeler. Hepimizin evinde sorumlu olduğu insanlar var. Bizlerin asıl derdi kendimize bir şey olmasından ziyade onlara bulaştırma riskimiz. Bu da normal bir ruh haliyle çalışmamızı güçleştiriyor. Sağlık çalışanları her zaman olduğu gibi fedakarlık yapıyor. Bugüne kadar ‘Sağlık çalışanlarının hakkı ödenmez’ diye duyduğumuz bir laf var. Bu hak şöyle ödenebilir; en azından özlük ve sosyal haklarımızda iyileştirmeler yapılarak, toplumda hak ettiği saygıyı yeniden görerek” ifadelerini kullandı.
ZOR GÜNLERİN KAHRAMANLARI
Son olarak, “Biz sağlık çalışanları bu zor günlerde devletimizin aldığı her türlü önlem kararına harfiyen uymakta ve uyulmasını sağlamak amacıyla da çalışmaktayız” diyen Başkan Koçak, “Ben tüm sağlık çalışanlarını zor günlerin kahramanı olarak değerlendiriyorum. Bu koronavirüste geçecek ve hepsi atlatılacak. Sadece panikten ve infialden uzak durmak lazım. Biz 82 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti olarak bu virüsle topyekun mücadele edeceğiz. Salgın küresel, çare ulusal. Herkes üstüne düşen vatandaşlık görevini yaptığı zaman korkulacak bir durum kalmaz. özellikle risk gruplarının evden çıkmaması, toplu etkinlikler yapılmaması bizim beklentilerimiz. Bununla ilgili her türlü taşın altına da elimizi sokmaya hazırız” dedi.