Hayati kolonoskopi uyarısı: Korkmayın, utanmayın!

Kalın bağırsak kanserlerine yakalanma yaşının son yıllarda düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Terzi, “Muayeneden utanmayın, korkmayın. Erken teşhis hayat kurtarır” uyarısında bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 27.03.2021 08:30
  • Güncelleme Tarihi : 27.03.2021 08:30
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hayati kolonoskopi uyarısı: Korkmayın, utanmayın!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cem Terzi, kalın bağırsak ve rektum kanserleri anlamına gelen kolorektal kanserlerle ilgili çarpıcı veriler açıkladı. Son 10 yılda kolorektal kanserlere yakalanma oranının 2 kat arttığını belirten Prof. Dr. Terzi, Türkiye’de görülme sıklığının ise 3. sıraya yükseldiğini söyledi. Son yıllarda genç yaşlarda da görülme sıklığında artış yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Terzi, “Özellikle 1990 doğumluların risk altında olduğu bir döneme geçiyoruz. ‘Genç yaşta kanser olmaz’ düşüncesi ve rektal muayeneden utanılması, hastalıkların ilerlemesine ve tedavisi daha zor bir aşamaya gelmesine neden oluyor. Batı tipi beslenme tarzına geçersek tip 2 diyabet, kanser gibi hastalıklar artacak. Aslında geleneksel Türk mutfağı kansere karşı en büyük silahımız. Beslenme seçimimiz gelecek neslin sağlığını belirleyecek” mesajını verdi.

KİMLERDE TARAMA YAPILMALI?

Normalde 50 yaş olan tarama yaşının bazı bireylerde geriye çekilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Terzi “Ailesinde genç yaşta kolon kanseri veya bağırsak polibi hikayesi olanlar, uzun süredir bağırsak iltihabı hastalığı olanlar, dışkısından kan gelenler, tip 2 diyabet hastaları, karın ağrısı, karında şişlik, kansızlık, güçsüzlük gibi şikayetleri olanlarda tarama yapılması gerekli. Kan testleri ve kolonoskopi gibi çeşitli tarama yöntemleri mevcut. Çok iyi bilinmelidir ki, kalın bağırsak kanseri önlenebilir, tedavi edilebilir, atlatılabilir bir hastalıktır” dedi.

TÜRK MUTFAĞI EN BÜYÜK SİLAHIMIZ

Hazır gıdaların özellikle de salam, sosis gibi işlenmiş besinlerin tüketilmesi halinde kanser oranlarının daha da artacağını vurgulayan Prof. Dr. Terzi, “Batı tipi beslenme tarzına geçersek tip 2 diyabet, kanser gibi hastalıklar artacak. İşlenmiş kırmızı etlerin hepsinde kanserojen maddelerin uzun dönemde kalın bağırsak üzerinde etkisi var. Türkiye’nin sebze ve meyve çeşitliliğini bu açıdan çok önemsiyoruz. Türk tencere yemeklerinde et miktarı düşük. Dolayısıyla sebze ve zeytinyağına dayalı bir mutfak... Bitkisel liflerde kalın bağırsak kanserini önleyici çok sayıda özellik var. Bitkisel liflerin en iyi alınma yolu da taze meyve ve sebze tüketmek. Bunu destekleyen bir beslenme programına ihtiyaç var. Aslında geleneksel Türk mutfağı kansere karşı en büyük silahımız. Beslenme seçimimiz gelecek neslin sağlığını belirleyecek” ifadelerini kullandı.

TARAMALAR DÜZENLİ YAPILMALI

Alınacak basit önlemlerle kanserden korunabileceğimizi söyleyen Prof. Dr. Terzi, şu uyarılarda bulundu: “Birinci ve ikinci derecedeki aile bireylerinde kalın bağırsak ve diğer kanserler sorgulanması, dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi taramalarının düzenli yaptırılması önemlidir. Kendi kendimizin doktoru olmalı, vücudunuzda iyi gitmeyen bir durum varsa mutlaka konunun uzmanlarından ikinci bir görüş alınmalı. Kalın bağırsak kanseri ve birçok hastalıktan korunmak için sağlıklı yaşam şekli önemli. Düzenli egzersiz, fazla kilolardan arınmak, dengeli beslenme, tam tahıl, sebze, meyve, lifli gıda tüketilmesi, kırmız et tüketimin azaltılması, sigara ve tütün ürünleri kullanılmaması, aşırı alkol alınmaması gerekiyor.”

KORKULACAK BİR İŞLEM DEĞİL

“Muayeneden utanmayın, korkmayın. Erken teşhis hayat kurtarır” diyen Prof. Dr. Terzi, “Kolonoskopi hiç korkulacak bir işlem değil. Genelde çok korkuluyor ama anestezi altında yapılıyor. Artık eskisi gibi değil, hasta konforu oldukça ön planda. 25-30 dakika süren bu işlem sırasında hasta uyutuluyor. Uyandığında ise hiçbir şey hatırlamıyor, ağrısız bir şekilde işlem bitiyor. Kolonoskopinin iki özelliği var. Bir yandan problem varsa onu görüyoruz, bir yandan da varsa polipi almak ya da tümör varsa biyopsi alıp tanı koymak mümkün oluyor. Yani tanı koydurucu ve tedavi edici özelliği olan bir işlem. O yüzden korkmadan kolonoskopi yaptırsınlar. Dışkıda kan görülmesi genellikle basur denip ihmal edilen bir konu. Ya da bu muayene korkusu ve utanma duygusundan hekime başvurmuyorlar. Bu da başlı başına bir sorun. Homoroid çok yaygın bir hastalık ama bütün kanamalar ciddidir. Dışkısında kan gören herkesin bir doktora başvurması gerekir. Bunu kendi kendine tedavi etmeye çalışmak, eczaneye gidip bir krem alıp kullanmak tanının geç konulmasına yol açıyor. Basurdur deyip küçümsemek ya da makat muayenesinden çekinmek maalesef toplumumuzda çok yaygın. Bu da ne yazık ki erken teşhis imkanını geciktiriyor. Erken evrede kolon kanseri yakalama oranı düşük ülkelerden biriyiz” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi