Hazır giyimde dijital dönüşüm

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Dünyada son yıllarda artan dijitalleşme ile gelişen e-ticaret, giyim sektörünü de tamamen etkisi altına alırken, Türkiye’de de son yıllarda internet üzerinden kıyafet alım-satımının oldukça yaygınlaştığı gözlemleniyor. Dijitalleşmenin hızla arttığı bu dönemde artık ticaretin şekil değiştirdiğini ifade eden EGSD (Ege Giyim Sanayicileri Derneği) Başkanı Atınç Abay, e- ticaretin baş döndürücü bir hıza ulaştığını belirtti. Türkiye’nin hazır giyim sektöründe endüstri 4.0 ile teknolojik yatırımlarını arttırması gerektiğini vurgulayanAbay, devletin verdiği teşviklerin daha çok teknolojik yatırıma kayması gerektiğini söyledi. ABD ile son haftalarda ekonomik krizin en çok etkilediği sektörlerden bir tanesinin de hazır giyim ve tekstil sektörü olduğunu da dile getiren Atınç Abay, “Hazır giyim sektöründe ülke genelinde yaklaşık 35 bin firma, bundan büyük oranda etkilendi ve bu etki daha sürecek gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı.
TEKNOLOJİK YATIRIM
Hazır giyim ve tekstil sektörü Türkiye’nin en önemli sektörlerinin başında geldiğini ifade eden Atınç Abay, “Ancak Çin gibi ülkelerin düşük maliyetle dünya piyasasına girmesi, lojistik olarak Avrupa’ya yakın olma avantajımızı nötrlüyor. Endüstri 4.0 atılımı içinde olan başta Almanya gibi Avrupa ülkeleri de teknoloji temelli katma değeri yüksek üretimlerle bizim düşük maliyet avantajımızı elimizden alma yönünde ilerliyor. Bu sebeple Türkiye hazır giyim ve tekstil sektörü olarak teknolojik yatırım, endüstri 4.0’a giden yolda atılacak her tür adım, katma değeri yüksek üretim şekli bizim için daha da önemli. Bu sebeple özellikle devletin verdiği teşviklerin daha çok teknolojik yatırıma yönelik olması bu dönüşümde sanayicilere büyük bir yardım olur. 17 milyar dolar olan ihracatımızı bu yıl, 19 milyar dolara çıkarma hedefi belirlenmişti, bu hedef doğrultusunda sanayicimiz üretmeye devam ediyor” diye konuştu
ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR!
Küçük esnafın AVM’ler yüzünden sorun yaşadığı fikrine katılmadığını dile getiren Atınç Abay, “Sorun AVM’ler değil, sorun bizim endüstriyel olarak üretilen ve haliyle fiyat olarak ucuz olan ürünlerle küçük esnafın, üreticimizin rekabet edememesi. Çünkü katma değerli üretim yapamıyoruz, çünkü hala atölye üretimi ile dev fabrikalarla yarışmaya çalışıyoruz. Türkiye olarak teknoloji yatırımı yaparak, endüstri 4.0 hedefiyle daha düşük maliyetle daha kaliteli ürün üretmenin yollarını aramalıyız. Perakende sektöründe AVM’lerden ziyade e-ticaretin baş döndürücü hızı gözlemlenmektedir. Ticaret şekil değiştirmektedir. Tüm markaların e-ticaret siteleri olmak zorundadır, dünya dijitalleşiyor. Buna ayak uyduramayanların işi zorlaşıyor” şeklinde konuştu.
35 BİN FİRMA ETKİLENDİ!
Döviz kurunda son aylarda yaşanan artışın sektöre etkilerini değerlendiren Atınç Abay, “İthalat-ihracat yoğunluklu çalışan tüm sektörler üzerinde olduğu gibi bizim sektörümüzde de çok etkili oldu. Sektör bazlı değerlendirdiğimizde ise maalesef hazır giyim ve tekstil sektörü bu artıştan en çok etkilenen sektör olarak karşımıza çıkıyor. Hazır giyim sektöründe ülke genelinde yaklaşık 35 bin firma, bundan büyük oranda etkilendi ve bu etki daha süreceğe benziyor. Türkiye’nin hazır giyim ve tekstil sektörü için gerekli hammaddeyi dışarıdan ithal etmesinin sektörü olumsuz etkilediğini belirten Atınç Abay, “Emek yoğun bir sektör olan hazır giyimde, işgücü maliyetlerinin diğer birçok sektöre göre daha yüksek olduğunu da hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu bağlamda ucuz işgücüne dayalı ticaret yapan yabancı firmalar, uluslararası pazarda daha fazla söz sahibi olmaya başladı. Dünyanın en büyük pamuk üreticileri arasında yer alan Türkiye, hazır giyim sektöründe pamuk dahil birçok girdiyi ithal etmek zorunda kalıyor. Bugüne kadar geçici olarak nitelendirilen kur artışının, uzun vadede hazır giyim sektörünü fazlasıyla etkilediğini görüyoruz. Fiyatların neredeyse sabit kaldığı ancak maliyetlerin sürekli arttığı bir sektörde karlılık sorunu da ortaya çıkıyor. Bu durum da firmalar maalesef ki ithalat yapmaya yöneliyor. Bu durumu tersine çevirmenin yolu ise katma değerli üretim, markalaşma ve teknoloji yatırımdan geçiyor” değerlendirmelerinde bulundu.
İHRACATA TEŞVİK
Yaşanan kriz ortamında alınması gereken önlemlere değinen Atınç Abay, “Yapısal reformlar, para politikaları ve enflasyon karşıtı hamleler elbette şart ancak ivedilikle yapılması gereken, özellikle yurt dışı yatırımcıyı bizim ülkemize gelip yatırım yapmasını sağlayacak ortamın sağlanması. Ortam sağlandığı takdirde büyük sermaye grupları, uluslararası yatırımcılar tekrar Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke olarak görecektir. Onun dışında ABD ile yaşanan kriz benzeri krizleri yaşamamak için dış politikada akılcı adımlar atmak ve dünya ile olumlu ilişkiler kurmak özellikle ekonominiz bu derece kırılgan iken ekstra önemli oluyor. Böylesi kriz dönemlerinde ihracat büyük bir silah. Biz de üyelerimizi bu yönde teşvik ediyor, çeşitli temaslarla yurt dışı pazarlarına açılmaları için üstümüze düşen görevleri yerine getiriyoruz” dedi.
İHRACATI ARTTIRMALIYIZ
Hazır giyim konusunda çok büyük üretici firmaların bulunduğunu ve ülke olarak da ihracatı sırtlayan bir sektör olduklarını ifade eden Atınç Abay,“Hazır giyimin yanı sıra gelinlik, abiye ve damatlık sektöründe de şehrimiz çok önemli bir üretim potansiyeline sahip olup, dünyanın her yerine ihracat yapılmaktadır. Bizim tek çıkar yolumuz üretimdir. Hem de katma değerli üretim. Zira dünya buna gidiyor. Dev uluslararası firmalarla rekabet etmek istiyorsak teknolojik dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor. Makro olarak bakarsak ülke olarak tüketmek yerine üretmeye konsantre olmamız lazım. İthalat yerine ihracata odaklanmamız lazım, o ihracatı yaparken ithal parçalarla değil o parçaları kendimiz üretmemiz lazım. İhracat içindeki ithalatın payına baktığınızda ihracatımızın da ithalata bağımlı olduğunu görürsünüz. Bunlar hep büyük bir dönüşüme ihtiyacımız olduğunun göstergesi” ifadelerini kullandı.