Herkes, kendisini tasarımcı ilan ediyor

50 küsur yıllık Hocazade Tekstil’in Sahibi olan Sevda Gevenci, sektör hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunurken , 2015 gelinlik ve abiye trendleri hakkında da bilgi verdi. Gevenci çevredeki herkesin kendisini tasarımcı ilan ettiği bir zamana dönüştüğüne vurgu yapan Sevda Gevenci, “Zaman, çevredeki herkesin kendisini tasarımcı ilan ettiği bir zamana dönüştü. Bu da beni rahatsız etti. Ben tasarlıyorum, kesiyorum, dikiyorum, manken üstünde yapıyordum ama kendime tasarımcı diyemiyordum. Üniversite sınavına girdim ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü’nü okudum” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.06.2015 08:22
  • Güncelleme Tarihi : 02.06.2015 08:22
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Herkes, kendisini tasarımcı ilan ediyor

ANIL YIKGEÇ

Temeli 1963 yılında hazır giyim şirketi olarak Yusuf Gevenci tarafından kurulan Hocazade Tekstil, sürekli gelişerek büyümeye devam ediyor. İzmir’de kurulan firma yurtiçi ve yurtdışındaki birçok noktada yer alarak gurur kaynağı haline geldi. Bugün işin başında Yusuf Bey’in kızları Seda ve Sevda Gevenci bulunuyor. İki kız kardeş iş bölümü yapmışlar. Seda Hanım ağırlıklı olarak işin işletme kısmını üstlenirken Sevda Hanım tasarım ve pazarlama kısmıyla ilgileniyor. Biz de bünyesinde üç marka barındıran Hocazade Tekstil’den Sevda Gevenci ile sohbet ettik. Sevda Hanım sektör hakkında çarpıcı bilgiler verirken önümüzdeki sezon gelinlik ve abiye trendlerini bizim için değerlendirdi.

BEBEKLERİME ELBİSE ÖRÜYORDUM

Çalışkan, hırslı ve yaratıcı bir insan olan Sevda Gevenci, hem işin içinden gelip hem de moda üzerine okumayı tercih etti. Hem alaylı hem okullu olmanın ona çok şey kattığını ve bu sayede fark yarattığını düşünen Gevenci, “Ben ortaokuldan beri bu işin içerisindeyim. Her yaz çalıştım. Yerden iğne topladım, yerleri süpürdüm. Perakendede uzun yıllar bulundum. Üniversiteden mezun olunca burada çalışmaya başladım. 2003’ten 2008 yılına kadar şirket içerisinde çalıştım. Ben bilgi yönetimi ve işletme okumuştum. Bu işi ne de olsa yapacağım düşüncesiyle yaklaştım ama işin içine girince daha farklı düşünmeye başladım. Çocukluğumda barbi bebeklerime elbise örüyordum. Bir de onlara motif işliyordum. Annem akşam sanatı bitirmiş. Babam, annemi evlendikten sonra akşam sanat okuluna göndermiş. Kalıp, diliş falan bilir. Yıllarca gelinlik kesti, yardım etti. Beş sene sonra işin temelinden geliyor olmanın rahatlığını anladım. Bakış açım değişti. İşin içinde yetişmek çok daha farklı bir şey. İşi bilmeseniz bile gözünüzle biliyorsunuz. Daha doğrusu işi nasıl yaptıracağınızı biliyorsunuz. Birinin size öğretmesine gerek yok, gözlem yeteneğiniz varsa zaten gelişiyor. Ben mezun olup çalışmaya başladığımda ablam babamla çalışıyordu. O endüstri mühendisidir. O tamamen yönetim kısmına dahil oldu. Biz beyin ve sanat kısmı olarak ikiye ayrıldık” dedi.

HERKES TASARIMCI

Sektörde hak etmediği halde birçok insanın kendisine rahatlıkla tasarımcı dediğini vurgulayan Gevenci, moda tasarımı bölümü okuyarak kendini geliştirmeye devam etti. Şimdi aynı bölümde yüksek lisans yapan Gevenci, “Beş yıla bittiğinde şöyle bir şey oldu; fuarlar, yurtdışı müşteriler, ihracat derken çevredeki herkesin kendisini tasarımcı ilan ettiği bir zamana dönüştü. Bu da beni rahatsız etti. Ben tasarlıyorum, kesiyorum, dikiyorum, manken üstünde yapıyordum ama kendime tasarımcı diyemiyordum. Bir şeyin ünvanını almış başka tasarımcıların yanına çıkıp ben tasarımcıyım demek benim için çok zor. Ben ne yapayım diye düşünürken İstanbul’da Türkiye Hazır Giyim Moda Federasyonu seçimleri sırasında bu konuyu konuştuk. İstanbul’a gidip bir tasarımcının yanında mı çalışsam diye düşünüyordum. Bahar Korçan dedi ki ‘Yıllardır kendi işin içindesin, en güzel zamanındasın. Bunun yerine sadece bir etikete ihtiyaç var. Dibinde İzmir Ekonomi Üniversitesi var. Birinin yanına gidip de stajyer gibi olmana gerek yok. Hiçbir şey öğretmiyorlar.’ dedi. Üniversite sınavına girdim ve moda tasarımı bölümü okudum. İyi ki de okumuşum. Çünkü bildiğim bir konuda belki de bilmediğim yönlerini farklı insanlardan öğrenebilirim diye düşündüm. Opsiyonum da Moda İşletme. Bakış açım çok değişti. Diğerlerinden çok şanslıydım. İş dünyasına Girdikten sonra üniversite okumak da faydalı oldu. Vizyonum değişti. Hocalarımın da bakış açısı farklı oldu. Beni zorluyorlar, ben hırslanıyorum. Kimde ne güzellik varsa onu almaya çalıştım. Moda Tasarımı’nda yüksek lisans tasarım çalışmaları alanında yapıyorum” ifadelerini kullandı.

KOLAY YOL ÇALIP YAPMAK

Sektördeki eğitim eksikliğine dikkat çeken Sevda Gevenci, “Sektörümüzde 1400 civarı kayıtsız gelinlik ve abiye firması var. Bunlardan 400 küsuru kayıtlı. Ne yazık ki yumurta gibiyiz. Bir hana girdiğinizde gelinlik dışında bulma şansınız yok. Bunun dezavantajları var. Sektörde para var. İnsanlar para kazanıyor ama bilinçli mi yoksa bilinçsiz mi o tartışılır. Sektörde üniversite mezunu işletmeci çok az. Üniversite mezunu çalıştıramıyoruz diye şikayet ediyorlar ama üniversite mezunu işletmeci de az. Aynı vizyona sahip işletmeci de olmalı. Tek başına mezuniyetle olmaz tabii. Tasarım söz konusu olduğunda bu iş sabah 8 akşam 6 ile olmuyor. Sektör biraz ona karşı. Biraz daha vizyonun genişlemesi lazım. Kolay yol çalıp yapmak. Dezavantaj bu” dedi.

DEVLET DESTEKLİ PROJE

Sektörü üst noktaya taşımak için başlanan, Avrupa Birliği kapsamında bir kümelenme projesinde yer aldıklarını söyleyen Gevenci, projeyi şöyle anlattı: “Sektörü üst noktaya taşımak için başlanan, Avrupa Birliği kapsamında bir kümelenme projesinde yer alıyoruz. Sanayi Bakanlığı daha önce Plastik Sektörü’ne vermişti. Bir bütçe ile birlikte bize imkan sağlanıyor. Gelinlikçiler toplandı ve bilgi verildi. İhracat yapabilen ve belli kriterleri sağlayan firmalar belirlendi. Kümelenme Projesi’nde 10 firma hedefledik. 8 firma olduk. İki firma daha bulamadık. Çünkü bakış açıları farklı. Amacı şu; biz hepimiz 8 tane yetkin, birbirine yakın firma. Biz diyoruz ki; biz pazarı bulalım devletin desteğiyle, koleksiyonu numuneyi yapalım, koleksiyonu yapalım. 100 kişi çalıştırmayalım da 30 kişilik atölyemiz varsa, ben 30 kişi ile bu siparişi karşılayamayacağım için Kümelenmenin içindeki diğer firmalarıma üretimi dağıtayım. Bir kardeş sistem. O benim malı çalacak diye düşünülmez böyle resmi bir ortamda. Böyle bakılırsa hiçbir şey gelişmez, ilerlemez. Bize sistem pazar bulacak ama ben bileceğim ki sistem içinde güvendeyim. Ve diğer firmanın boş zamanından faydalanabileceğim. Çok firma var. Herkes çalarak bir şeyler yapıyor. Piyasada doğal olarak bunu istemeye başlıyor. Bu firmanın tasarım yeteneği kısıtlıysa ben tasarlayım pazarlayayım, o diksin. Koleksiyon yeteneğim varsa ben tasarlayayım, pazarlayayım, başka bir firmada diksin. Herkes para kazansın. Devlet desteği var, fuarlara gidilecek. Bu proje içinde pazarlama, üretim planlama, finans desteği var. Proje içindeki firmalardan kimin neye ihtiyacı varsa o desteği talep ediyor.”

3 TANE MARKA YARATTILAR

Gevenci, babasının Hocazade ismiyle kurulan firmaya iki marka ekleyerek büyüdüklerini belirterek, “Hocazade ismiyle kurulan firma zamanla büyünce bünyesine H&Z Sposa, Gevenci ismiyle iki marka daha ekledi. H&Z Sposa, 1990’lı yıllarda Avrupa’ya pazarlamak için aldığımız bir marka. 2000’li yıllara geldiğimizde kapısında Spoza yazmayan marka yok. Gevenci, de Yusuf Gevenci’nin soy ismimizle marka aldık. Gevenci abiye markamız. Hocazade markamızın yerleşmiş bir müşteri kitlesi var. Ve o müşteriler Hocazade’nin kalite odaklı olduğunu biliyor. Model grubumuza göre farklı koleksiyonlar dahil ediyoruz. Müşterinin talebine göre farklı markalarımız hitap ediyor. Kaftan almak isteyen Hocazede’yi tercih ediyor. H & Z Spoza bir yenilik markası. Daha modern çizgilere sahip. Gevenci markamızda abiye koleksiyonlarımız var. Biz Hocazade olarak 2001 yılından beri kaftan ve bindallı üretiyoruz. Şu anda ise birçok kaftancılar, bindallıcılar çıktı. Biz dönem dizilerine, filmlerine çok kostüm yaptık. Gelenekselle moderni birleştirerek kostüm yapıyoruz. Geleneğini sürdürmek isteyen ama modern olan genç kitlenin giymek isteyeceği tarzda ürünlerimiz var. Kına gecelerinde çok tercih ediliyor. Orta ve üst kesime hitap eden bir kitlesi var. Bu grupta couture çalışmalarımızda var. Tesettür abiye giyim çalışmalarımız da var. Müşterinin isteğine göre de ben çiziyorum ve uygulamasını yapıyoruz” diye konuştu.

Sevda Gevenci gazetemiz için 2015 yılı gelinlik ve abiye trendlerini anlattı:

2015 Abiye trendleri

Abiyelerde bu sene krep ve balık elbiseler çok revaçta. Eskiden şifonlar ve satenler çok fazlaydı ama krep onları sildi geçti. Şifon elbiselerde detaylarda kullanıyor. Sırt dekolteleri var. Vücudu saran elbiseler moda. Zayıf ya da kilolu hiç fark etmez herkes o tarz elbiseleri giyecek. Ama bunlarda şöyle bir şey var; krep elbise her yerde var ama kalıp oyunları önemli. Büyük bedenin bile balık elbise ya da dar elbise giyebileceğini gösteren kalıp oyunlu elbiseler sektöründe yüzde 15’in falan var. Bunda uzun yıllar parakende yapmak o insanları prova etmek, çeşit çeşit vücut görmek önemli. Elbiselerde rahatlık çok önemli. O yüzden yaptığınız şeyi denemeniz lazım. Ben yaptığımız kalıbı giyip deniyorum. Tabii ki vücut ölçülerine göre değişiyor ama kendinizde hataları daha rahat görürsünüz. Biz genellikle toptan çalışan bir firmayız dolayısıyla kendi beğenimiz dışında var olan pazara hizmet ediyoruz. İşin keyifli kısmı da özel tasarımlarla mutluluğumuzu destekliyoruz. Bu sene abiyelerde küf yeşili diyebileceğimiz bir ton var. O rengin üzerine eklenecek ikinci bir nakış ya da dantel detayı ile kontrast yaratıp farklı bir şey oluşturulabilir. Ara tonlar daha moda. Benim koleksiyonumda bu sene krepte mercan, şeftali tüyü, şeftali rengi var. Pudra rengine tül, dantel gibi kombinler eklendi. Tüller ve transparan kumaşlar çok hakim koleksiyonlarda.

2015 Gelinlik Trendleri

Taşlı ve dantelli gelinlikler her zamanki gibi var. Kısa gelinlikler geldi. Dar, balık etekli gelinlikler var. Bu gelinlikler bütünüyle dantelden oluşuyor. Diğer dantellerle üç boyut kazandırılmış gelinlikler var. Son yılların gözdesi vintage tarzı gelinlikler bu sezon moda. Ten rengi astarlar ve dantellerle şekillendirilmiş şeyler var. Uzun kollu gelinlikler özellikle Kate Middleton’ın gelinlik seçiminden sonra revaçta. Tülden robalar çok var. Gelinlikler çok romantik ve dantel detaylı. Beyaz ışıkta florans geliyor. Kırık beyaz, yeni beyaz oldu. Krem daha ayrı bir ton. Dantel detayı çok fazla olduğu için kırık beyaz renginde daha güzel duruyor. Prenses eteklerimiz, ‘A’ eteklerimiz var. Eteklerde dantel sular var. Daha düz rahibe duvakları var. Kollu gelinlikler ve ‘V’ yakalar fazla. Kumaş gibi olan dantellerimiz var. Onlardan bütün kesim gelinlik yapılıyor aplikelerle detay veriliyor.

Hocazade ismi nereden geliyor?

Firmanın ismi babam Yusuf Gevenci’nin büyükbabası Gevencizade Arif Hoca Efendi’nin medrese eğitmeni olmasından geliyor. Babam da öğretmendi. Medrese de din eğitimi yanında Latince, Farsça, Astronomi gibi ilimlerde öğretiliyor. Bunların eğitimini veren bir hoca. Çorum’un büyük ve tarihi bir medresesinde görev yapıyor. Herkes ‘Hocazade’ der. Soyadımız olmamasına rağmen babam aile yadigarı olarak bu ismi koymuş.

 

Haber Merkezi