TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu’ndan 11. Yargı Paketi’ne tepki

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ile TTB Cinsel Şiddeti Önleme ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekleme Birimleri Eşgüdüm Kurulu’nun ortak toplantısı Ankara’da başladı. Toplantının ilk gününde düzenlenen basın açıklamasında, 11. Yargı Paketi’nde yer alan bazı düzenlemelere tepki gösterildi.
Basın açıklamasında ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ayşegül Ateş Tarla, Türkiye’nin dört bir yanından kadın hekimlerin hekimlik mesleğini hedef alan girişimlere karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. Açıklama, TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Ezgi Özgün tarafından okundu.

TIBBİ KARARLAR SİYASİ BASKILARLA ŞEKİLLENDİRİLEMEZ

Yapılan açıklamada, 11. Yargı Paketi kapsamında cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi ve cinsel yönelim çeşitliliğini dolaylı biçimde suç haline getiren düzenlemelerin hem toplumun kırılgan gruplarını hem de hekimlik mesleğini doğrudan hedef aldığı vurgulandı. Metinde, “Bu taslak bireylerin bedenleri ve kimlikleri üzerinde söz sahibi olma hakkını ihlal etmekte; hekimlerin bilimsel ve etik ilkelere dayalı hizmet sunma sorumluluğunu cezai yaptırımlarla sınırlandırmaktadır” denildi. Açıklamada ayrıca, cinsiyet uyum sürecine yönelik kısıtlamaların Dünya Sağlık Örgütü’nün ICD-11 güncellemeleri ve uluslararası kılavuzlarla çeliştiği hatırlatıldı. Bu tür düzenlemelerin sağlık hizmetine erişimi zorlaştıracağı, psikolojik sorunları artıracağı ve halk sağlığını olumsuz etkileyeceği belirtildi. TTB, hekimlerin etik ilkeler doğrultusunda hastalarının üstün yararını gözetmekle yükümlü olduğunu vurgulayarak, “Tıbbi kararlar siyasi baskılarla şekillendirilemez” ifadesine yer verdi.

CİNSEL FARKLILIKLARI SUÇ HALİNE GETİRMEYİ AMAÇLAYAN…

Basın açıklamasında, ortak mücadele sonucunda cinsel farklılıkları suç haline getirmeyi amaçlayan maddelerin tasarıdan geri çekilmesinin gündeme geldiği de belirtildi. Ancak bu durumun, toplumda var olan önyargıların ve ayrımcı politikaların sona erdiği anlamına gelmediği ifade edildi. “Yargı mekanizmaları ve ‘aile yapısını koruma’ söylemleri üzerinden yürütülen politikalar, eşitlik ve özgürlük taleplerimizi baskılamaya yöneliktir” denilen açıklamada, kadınlar için eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bilimsel bilgi ve insan onuru temelinde sürdürüleceği vurgulandı.