İmza yetkileri sömürülüyor

Mesleğe yeni başlayan inşaat mühendislerinin düşük ücret ve ağır sorumlulukla çalıştırıldığını söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Yüksek İnşaat Mühendisi Atak, sektör içinde genç mühendislerin imza yetkilerinin kullanıldığını söyledi

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İmza yetkileri sömürülüyor haberinin görseli

BERKAY ERDEN / ÖZEL HABER - Türkiye’de deprem gerçeği ve yapı güvenliği tartışmaları her geçen gün daha önemli hale gelirken, yapıların sağlamlığı kadar, bu yapıları projelendiren ve denetleyen insan kaynağının çalışma koşulları da hayati önem taşıyor. Bu çerçevede TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek İnşaat Mühendisi Bengi Atak, genç mühendislerin mesleğe adım attıkları ilk yıllarda düşük ücret, güvencesizlik ve ağır hukuki sorumluluklar altında çalışmaya zorlandığını belirterek, mevcut istihdam ve eğitim politikalarının hem mühendislik mesleğini hem de toplumun can ve mal güvenliğini riske attığını vurguladı.

bengi atak

GENÇ MÜHENDİSLERE İMZA BASKISI

Genç mühendislerin tecrübeli meslektaşlarıyla birlikte olgunlaşması gerekirken, tek başlarına şantiyelere bırakıldığını belirten Atak, genç mühendislerin büyük ölçekli projelere imza atmak zorunda bırakıldığını açıkladı. İşverenlerin genç mühendisleri asgari ücretin altına çalıştırdığını da vurgulayan Atak, “İnşaat Mühendisleri Odası’nın yıllardır dile getirdiği temel gerçek şudur: Türkiye’de mühendislik eğitimi ile istihdam politikaları arasında ciddi bir kopukluk bulunmaktadır. Bu kopukluk, en ağır sonuçlarını mesleğe yeni adım atan genç mühendisler üzerinde doğurmaktadır. Bu nedenle mezun olup işe giren yeni mühendisler iş hayatının ilk dönemlerinde oldukça zorlanmaktadır. Bugün yeni mezun bir mühendis, henüz mesleki deneyim kazanma sürecini tamamlamadan, tecrübeli mühendislerin gözetimi altında ‘pişmesi’ gerekirken; çoğu zaman tek başına şantiyeye bırakılmakta, hatta büyük ölçekli projelerde imza yetkisi kullanmaya zorlanmaktadır. Bu yaklaşım, yalnızca genç mühendislerin mesleki geleceğini değil, aynı zamanda toplumun can ve mal güvenliğini de ciddi biçimde riske atmaktadır. Öte yandan, işverenlerin genç mühendislerin deneyimsizliğini bir baskı aracı olarak kullandığı da sıkça görülmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası’nın her yıl belirlediği Mühendislik Asgari Ücreti uygulamada karşılık bulmamakta; genç meslektaşlarımıza ‘işi öğreniyorsun’ gerekçesiyle asgari ücretin dahi altında, güvencesiz ve hukuki sorumluluğu son derece ağır işler teklif edilmektedir. Genç mühendisler, bir yandan geçim kaygısı, diğer yandan taşıdıkları yüksek hukuki sorumluluk arasında sıkışık bırakılmaktadır” ifadelerini aktardı.

inşaat mühendisi

BAŞKA ÜLKEYE KAYNAK OLUYOR

Sektör koşulları nedeniyle Türkiye’nin inşaat mühendisi kaybettiğini belirten Atak, her iki genç mühendisten birinin işsiz olduğuna dikkat çekti. Oluşan şartlar karşısında genç mühendislerin yurt dışını zorunluluk olarak gördüğünü belirten Atak, “Türkiye bugün inşaat mühendisliği alanında en büyük sermaye kaybını, yani yetişmiş insan gücünü kaybediyor. İMO raporlarına göre bugün yaklaşık her üç inşaat mühendisinden biri işsiz, genç mühendislerde ise bu oran yarıya yaklaşıyor. İşe girenlerin önemli bir bölümü ise asgari ücret ya da asgari ücretin altında çalışmak zorunda bırakılıyor. Bu tablo karşısında genç mühendisler için yurt dışı artık bir tercih değil, zorunlu bir çıkış yolu hâline geliyor. Araştırmalar ve üye geri bildirimleri, özellikle dil bilen, belirli bir deneyim kazanmış ve uzmanlaşmış mühendislerin hızla Avrupa veya Körfez ülkelerine yöneldiğini göstermektedir. Türkiye’nin yıllarca emek ve kamu kaynağı harcayarak yetiştirdiği mühendisler, başka ülkelerin altyapı projelerinde hazır insan kaynağı olarak değerlendirilmektedir” şeklinde konuştu.

AY SONUNU DÜŞÜNEN EĞİTİME GELEMİYOR

Yoğun çalışma ve işveren desteğinin yokluğu nedeniyle mühendislerin kendilerini geliştirmek için verilen eğitimlere katılamadığını söyleyen Atak, meslek içi eğitimin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Oda olarak İzmir’de aktif eğitimler düzenlediklerini belirten Atak, “Mühendislik, sürekli öğrenme ve kendini yenileme mesleğidir. Mesleğimiz her geçen gün güncelleniyor; yeni yönetmelikler, modern yapı malzemeleri ve dijital tasarım araçları sektörü dönüştürüyor.  Bu nedenle meslek içi eğitim mühendislikte zorunlu bir ihtiyaçtır. Bu yüzden Meslek İçi Eğitim Komisyonları ile sürekli eğitimler ve seminerler düzenliyoruz.  Ancak Türkiye genelindeki tabloya baktığımızda, meslektaşlarımızın bu etkinliklere katılım oranının maalesef arzu ettiğimiz seviyede olmadığını görüyoruz. Bir mühendisin seminere veya eğitime katılamamasının önündeki en büyük engel ise yoğun çalışma saatleri ile ekonomik yetersizlikler diyebiliriz. Haftada 45 saatten fazla süreyle şantiyede ter döken, ay sonunu getirme kaygısı yaşayan bir meslektaşımızın, vaktini bir eğitime veya teknik seminere ayırması lüks haline getirilmiştir. Özellikle İzmir özelinde konuşursak; Şubemiz teknik eğitimler ve atölyeler konusunda Türkiye’nin en aktif şubelerinden biridir. İzmir’de nitelikli eğitimlere erişim nicelik olarak yüksek olsa da meslektaşlarımızın bu eğitimlere ayıracak vakti ve işveren desteği ne yazık ki çok düşüktür. Piyasada işverenler, mühendisin eğitim almasını zaman kaybı olarak görmekte, gelişim maliyetini üstlenmekten kaçınmaktadır. Meslek içi eğitim, bireyin omuzlarına yük gibi bırakılmamalı. Kamunun, yerel yönetimlerin ve işverenlerin bu sürecin bir parçası olması; mühendislerin çalışma saatleri içinde, ücretsiz ve erişilebilir eğitimlere katılabilmesi sağlanmalıdır” dedi.

inşaat mühendisi

SÖMÜRÜ ARTTI

Genç mühendislerin yaşadığı sorunların çözümünün mümkün olduğunu belirten Atak, geçmişte uygulanan SGK protokolünün yeniden hayata geçirilmesi için çalıştıklarını belirttiği açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Odanın yaklaşımı nettir: Genç mühendislerin iş hayatının ilk yıllarında yaşadığı bu zorluklar kaçınılmaz değildir. Nitelikli ve planlı bir mühendislik eğitimi, güçlü uygulama ve staj süreçleri, kamuda yeterli istihdam olanakları ve mesleki asgari ücretin etkin biçimde uygulanması halinde bu sorunların önemli bir bölümü aşılabilir.  Geçmişte SGK ile imzalanan Asgari Ücret Protokolü, bu mücadelenin önemli bir kazanımıydı. Protokolün feshedilmesiyle birlikte sömürünün arttığını her platformda dile getiriyor; yeniden hayata geçirilmesi için girişimlerimizi sürdürüyoruz. Tam da bu koşullarda, TMMOB tarafından başlatılan ve Odamız tarafından da sahiplenilerek büyütülen ‘Boşuna mı Okuduk?’ ve ‘Boşuna Okumadık’ kampanyaları; işsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik ve özlük hakları sorunlarına karşı mühendislerin ortak sesini ortaya koymuştur.”

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.