İnsanca yaşam talebi için yürüyecekler

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası 450 bine yakın öğretmeni temsilen insanca yaşam talebiyle 7 gün boyunca Ankara’ya yürüyecek. Eğitim emekçileri, “Haklarımız gasp ediliyor” diyerek eyleme çağrıda bulundu

  • Oluşturulma Tarihi : 23.06.2025 08:54
  • Güncelleme Tarihi : 23.06.2025 08:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İnsanca yaşam talebi için yürüyecekler haberinin görseli

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER - Özel sektörde çalışan öğretmenler, uzun süredir süregelen düşük ücret, güvencesizlik ve özlük haklarında yaşanan eşitsizliklerin çözülmesi talebiyle dikkat çeken bir eylem başlatıyor. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’na bağlı öğretmenler, bu taleplerini siyaset ve kamuoyu gündemine taşımak amacıyla 25 Haziran’da İstanbul Kadıköy’deki sendika genel merkezinden Ankara’ya yürümeye başlayacak. Özel sektör emekçileri, taban maaş uygulaması, belirsiz süreli iş sözleşmesi, eğitim ve güzel sanatlar iş kolu ile yetkili sendika hakkı kazanımı ve özlük haklarında kamu eşitliği talebiyle Ankara’da büyük bir miting düzenleyecek. Öğretmenler, geçtiğimiz yaz TBMM Meclis Parkı’nda 52 gün süren nöbet eylemindeki verdikleri sözlerin yerine getirilmediğini belirtiyor. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Merkez Yönetim Kurulu Kadın Sekreteri Rabia Atbaş yaptığı açıklamada, eylemlilik halinde kararlı olduklarını belirterek, “Ankara’da büyük bir buluşma olacak ve orada da ayrıca bir eylem planımızı açıklayacağız” diye konuştu.

“DÖRT TALEP İÇİN YÜRÜYECEĞİZ”

“Bu eylemle dört temel talebimizi dile getirmek için Ankara’ya yürüyeceğiz” diyerek sözlerine başlayan Atbaş, taleplerini şöyle sıralıyor; “İlk talebimiz, taban maaş uygulamasının geri getirilmesi. Dört yıllık bir sendikayız ama birinci yılımızdan itibaren taban maaş uygulaması için mücadele ediyoruz. İlk hedefimiz bu hakkı geri kazanmak. Çünkü 2014 yılına kadar kamuda çalışan öğretmenlerle eşit ücret alıyor, eşit haklara sahip oluyorduk. Ancak bu yasa 2014 yılında yürürlükten kaldırıldı. Yasanın kaldırılmasıyla özel sektördeki öğretmenler düşük ücretlerle çalışmaya başladı. Hatta asgari ücretin altında çalışan meslektaşlarımız oldu. Bu yüzden, taban maaş hakkımızın geri getirilmesi için yürüyeceğiz. İkinci talebimiz, belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalışabilmek. Sektörde belirli süreli yani bir yıllık sözleşmelerle çalışıyoruz. Haziran ayı geldiğinde baskılarla istifa etmeye zorlanıyoruz. Bu hem hukuka aykırı hem de yaz aylarında maaşsız kalmamıza neden oluyor. Haklarımız gasp ediliyor. Belirsiz süreli sözleşmeler ile bu sorunların önüne geçmek istiyoruz. Yıl sonunda ‘İşsiz mi kalacağım?’ kaygısı yaşamak istemiyoruz. Hangi bahane ile işten çıkarılacağımız gerginliğini taşımak istemiyoruz. Hatta sözleşmesi yenilenmeyen birçok meslektaşımız var. Bu nedenle açıkça ifade etmek gerekirse, belirsiz süreli iş sözleşmelerine ihtiyacımız var” değerlendirmesinde bulundu.

“EĞİTİM VE GÜZEL SANATLAR İŞ KOLU İSTİYORUZ”

Sektördeki öğretmenlerin yetkili sendikası olma mücadelesi verdiklerini belirten Atbaş, kamuda çalışanları ile aynı özlük haklarına sahip olmak istediklerini ifade etti. Atbaş, “Üçüncü talebimiz, sendikal örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması. Sendikamız şu an ‘10 Nolu Torba İşkolu’na bağlı. ‘Torba’ diyoruz çünkü bu iş kolunda yalnızca eğitimciler değil; heykeltıraşlar, market çalışanları, tiyatrocular, inşaat işçileri gibi yaklaşık 4,5 milyon kişi yer alıyor. Oysa biz sadece eğitim sektörüyle ilgileniyoruz. Türkiye genelinde 450 bine yakın özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen var. Yetkili sendika olabilmemiz için bu torba işkolunun yüzde 1’ine, yani 45 bin üyeye ulaşmamız gerekiyor. Ancak iş kolumuz ayrılırsa şu anki sayımız toplu iş sözleşmesi hakkımız için yetiyor. Bu da haklarımızı savunabilmemizin önünü açar. Dördüncü talebimiz, özlük haklarımızın kamuda çalışan öğretmenlerle eşitlenmesi. Sadece taban maaş değil; ek ders, nöbet ücreti, yeşil pasaport, eğitim-öğretim tazminatı gibi yan haklar açısından da eşitlik istiyoruz. Kamuda öğretmenler 15 saat derse girerek ana maaşlarını alıyor, fazla saatler ise ek ders ücreti olarak ödeniyor. Ancak bizde sözleşmelerde ‘20+20 saat’ yazmasına rağmen bu uygulama yapılmıyor. Kamudaki öğretmenler gibi ek ders ve nöbet ücreti almak istiyoruz. Yeşil pasaport hakkından faydalanmak, eğitim-öğretim tazminatını da alabilmek istiyoruz. Bu nedenle, özlük haklarımız konusunda da kamu ile eşitlenmeyi talep ediyoruz. Bu dört talebimizi hayata geçirebilmek için 25 Haziran’da İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüşe geçiyoruz” şeklinde konuştu. 

YAŞANAN SORUNLARI TEK TEK ANLATTI

Özel sektörde çalışan öğretmenlerin sıkıntıları anlatan Atbaş, “Kurumlar öncelikle karşımıza asgari ücret dayatması ile çıkıyor. Öğrencilerden aldıkları yüksek ücretlere rağmen kendilerini mağdur gibi gösteriyorlar. Enflasyondan söz edip asgari ücret vermek zorunda olduklarını savunuyorlar. Sanki enflasyon sadece patronları etkiliyormuş gibi davranıyorlar. Oysa İzmir gibi büyükşehirlerde yaşamak neredeyse imkânsız hale geldi. Tek başına yaşıyorsanız, tek maaşla ve kiradaysanız asgari ücretle geçinmek mümkün değil. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra ciddi mobbing vakalarıyla karşılaşıyoruz. Gece geç saatlere kadar velilerle görüşmeye zorlanıyoruz. Öğrencilerin ders ve çalışma programlarını biz hazırlıyoruz. Kendi branşımız dışındaki sınıflara sınıf rehberliği görevi verilerek tüm sorumluluk üzerimize yıkılıyor. Hafta sonları, resmi ve özel tatillerde, mesai saatleri dışında zorla çalıştırılıyoruz ve bu çalışmalar karşılığında ücret alamıyoruz. Kadın öğretmenler bu sektörde en çok ezilen kesim. Tamamen ucuz iş gücü olarak görülüyoruz. İşe alım süreçlerinde ‘Evlenmeyi düşünüyor musunuz?’ ya da ‘Çocuk sahibi olmayı planlıyor musunuz?’ gibi sorularla karşılaşıyoruz. Mobbing daha işe başlamadan başlıyor. Giydiğimiz kıyafetlere karışılıyor; etek giydiğimizde müdahale ediliyor. Tesettürlü öğretmenler ise çoğu kurumda işe alınmıyor. Kadınlara yönelik mobbing, taciz ve psikolojik şiddet bu sektörde oldukça yüksek” ifadesini kullandı.

“400-450 BİNE YAKIN ÖĞRETMEN VAR”

Sektörde sigortasız çalıştırılan çok fazla öğretmen olduğunu söyleyen Atbaş, bundan dolayı net bir sayı olmamakla birlikte 400-450 bine yakın öğretmenin özel sektörde çalıştığını ifade etti. Atbaş, “Tahminlerimize göre özel sektörde 400-450 bin civarında öğretmen çalışıyor. Ancak net sayı bilinmiyor; çünkü sigortalı çalışan öğretmen sayısı kadar sigortasız çalıştırılan öğretmen de var. Bu nedenle sağlıklı bir istatistik elde etmek zor. Ayrıca bazı kurumlar, öğretmenleri meslekleri dışında sigortalıyor. Örneğin; milli eğitimde sözel alanda eğitim verdiği şeklinde gösterilen kurumlar, sayısal öğretmenleri temizlik ya da mutfak personeli gibi gösteriyor. Aynı durum sayısal branşta faaliyet gösteren kurumlar için de geçerli” açıklamasında bulundu.

EYLEME ÇAĞRI

Eyleme katılım çağrısı yapan Atbaş, “Son olarak bir çağrıda bulunmak istiyorum: 25 Haziran’da İstanbul’dan Ankara’ya emeğimiz için yürüyeceğiz. Yedi gün boyunca sürecek yürüyüşün sonunda, 1 Temmuz’da Ankara’da olacağız. Bu yüzden ülke genelindeki meslektaşlarımızdan ricamız, bulundukları illerdeki temsilcilerimizle iletişime geçerek bize destek olmalarıdır. Ankara’da büyük bir buluşma olacak ve orada da ayrıca bir eylem planımızı açıklayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.