İYİ Parti’li Devişoğlu’ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a himaye yanıtı: “Himayene gerek yok”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için İzmir’de sarf ettiği ‘himaye’ sözlerine, İYİ Parti İzmir Milletvekili ve TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, “Millet İttifakının hiçbir ortağının cumhurbaşkanının himayesine gerek yoktur” sözleriyle yanıt verdi


  • Oluşturulma Tarihi : 10.06.2022 10:25
  • Güncelleme Tarihi : 10.06.2022 10:25
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İYİ Parti’li Devişoğlu’ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a himaye yanıtı: “Himayene gerek yok” haberinin görseli

İYİ Parti İzmir Milletvekili ve TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Buca’da bir restoranda gerçekleştirilen basın toplantısında, ülke ve İzmir gündeme dair açıklamalarda bulundu. İYİ Parti Buca İlçe Başkanlığı ev sahipliğinde yapılan toplantıya, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, İYİ Parti Buca İlçe Başkanı Gamze Bilge Torun ve partililer katıldı.
“Tayip Erdoğan eşittir Türkiye demek değildir”
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun nedeni olarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğunu işaret eden Dervişoğlu, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin  yegane özelliği, irade ve idareyi tek bir kişinin aklına teslim etmesidir. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun sebebi idare ve iradeyi tek bir kişiye verilmesidir. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamının görevleri nerede başlıyor ve bitiyor tespit edilmiş değiliz. AK Parti Genel Başkanı görevi de nerede başlayıp bittiğini bilgisine sahip değiliz. 2016 yılında ‘Tayip Erdoğan gitsin demek devlet yıkılsın demek” ifadesi zihnindeki devlet tasarrufunu açıkça ifade etmişti. Geçtiğimiz hafta ise ‘Bana saldırmak Türkiye’ye saldırmak’ söz Türkiye’nin kamu savunması anlamında ciddi sorundur. Kendi kaderi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini tertip ederek devletimizi şahıs devlet haline getirmek istemektedir. Tayip Erdoğan eşittir Türkiye demek değildir. Türkiye’yi tek adam rejimine asla teslim etmeyeceğiz. Türkiye bir seçim sürecine girerken AK parti iktidarına şunu hatırlatmak isteriz.Siyasi parti ve liderleri devlet olmak için değil devlet yönetmek için iktidar olurlar” ifadelerini kullandı.


“Deli dumrul vergisi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzmir ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulunan Dervişoğlu, “İzmirlileri nankörlükle suçlayan açıklamalarda bulundu. İzmir’e iktidarları döneminde çok büyük hizmetler yaptıklarını 3 baraj ve 90 milyar TL yatırım yaptıklarını söyledi. Vergi tahsisi anlamında İzmir Türkiye’de ikinci sırada gelen kent. 2021 yılında İzmir 133 milyar TL vergi ödedi. AK Parti iktidarı boyunca İzmir’den 800 milyar TL vergi toplanmış. 800 milyar TL vergi toplanıyor, 130 milyar TL yatırım yapılıyor. Bunun adı ödül mü ceza mı? Bunu Türkiye’nin takdirine bırakıyorum. İstanbul ve Ankara yolunu 3.5 saate düşürdükleri ve bununla iftihar etmişler. Üzerinden para ile geçtiğimiz yoldur. Osmangazi Köprüsü var. Maliyeti 1.5 milyar doları açmaz. 35 yıl boyunca 14 milyar dolar para ödeyecek. Geçmediği yolu deli dumrul vergisi gibi parasını ödeyecek. Köprü geçiş ücreti 184 lira gerçek geçiş ücreti müteahhide verilen 800 lira civarında. 184 liranın geri kalanını devlet müteahhide ödüyor bu dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen soygundur” dedi.
‘Himaye’ sözlerine tepki 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin İzmir Genişletilmiş Danışma Kurulu Toplantısı'nda Cumhur İttifakı adayı olduğunu açıklamasına ilişkin ‘Yenilgiyi kabul ediş olarak’ yorumladığını ifade eden Dervişoğlu, Kılıçdaroğlu ve altılı masa için sözlerine tepki göstererek, “Dün aday olduğunu açıkladı. Bu açıklama için İzmir’i tercih etmesi bizim açıdan önemlidir. İzmir’de öyle bir düştüler ki yerden kalkamayacaklar. İzmir’de açıklaması mağlubiyetini kabul etti anlamına geliyor. Muhataplarına da adaylık çağrısında bulundu. Sayın Kılıçdaroğlu’na ‘ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla’ dedi. Ama dikkatimi çeken başka bir ifadesi daha oldu. ‘Eğer birisi sana aba altından sopa gösteriyorsa seni himayemize alırız’ dedi. Millet İttifakının hiçbir ortağının cumhurbaşkanının himayesine gerek yok. Bu ifadeler onun kafa yapısının da ne olduğun gösteriyor” dedi.
“Hesaplaşma yeri sandıktır”
Demokrasinin hesaplaşma yerinin sandık olduğunu dikkat çeken Dervişoğlu, “AK Parti iktidarına 2002’de oy veren seçmen haklı gerekçelerle oy vermiştir. Beklentiler karşılık bulduğu için oy ermeye devam etmiştir. Dolaysıyla haklı gerekçelerle onu iktidara getiren ve iktidarını devam ettiren seçmenin iradesini saygılıyız. Şimdi AK Parti’ye oy veren seçmen AK Parti’yi iktidarını indirme kararlılığı gösteriyor. Geçmişte oy vermek için haklı gerekçesi varsa ve dün nasıl biz seçmene saygı gösteriyorsak bugün de iktidar onlara saygı göstermek zorunda. Demokrasini hesaplaşma yeri sandıktır, biz sandığı bekliyoruz. Çoğu bitti azı kaldı. Zamanında yapılırsa gelecek yıl haziranda, erken yapılırsa Kasım’da yada sonbaharda. Milletin iradesi ile nasıl geldilerse aynı irade ile uğurlanacak” dedi. 
Türk ekonomisi güvenlik sorunu haline geldi
Ekonomi üzerinden iktidarı eleştiren Dervişoğlu, Türkiye ekonomisinin bir güvenlik sorunu haline geldiğini vurgulayarak, “Kur Korumalı Mevduat meselesi var. Hazineyi her geçen gün sıkıntıya düşürecek adımlar atıyor. Türkiye ekonomisi artık bir güvenlik sorunu olarak karşımızda duruyor. Enerjiyi, doğalgazı, petrolü ithal eden ülkeyiz. Tarımda yanlış politikalar yüzünden gıdaya ulaşmak anlamında gıda ithalatı yapıyoruz. Yanlış ekonomi politikalar yüzünden Türkiye ciddi bir tehditle karşı karşıya kalacağı izlemini görüyoruz. Hükümeti acilen tedbir almaya hayale değil gerçeklerle yüzleşmeye davet ediyoruz. Maliye ve Hazine Bakanlığı açıkladığı müjdelerde, Gelir Endeksli Senet alma tavsiyesinde bulunuldu. 100 bin TL kredi için 24 ay, 100 bin TL’yi aşan için 24 ay vadeden bahsedildi. İçinde ekonomi ile ilgili kurtuluş reçetesi göremedim. Milleti kandırmaya devam ediyorlar. 6 ay önce dövizi aşağı çekmek için yapılan harcamalar bugün sarılması güç yaralar oluşturmuştur. Hükümeti ehil kişilerden bilgi almaya davet ediyorum. Ekonominin patronu güvendir bu güvensizlikte istikrar sağlamak mümkün kılınamaz” diye konuştu. 
Koku sorunu İzmir’e yakışmıyor
Koku sorununun İzmir’e yakışmadığını dikkat çeken Dervişoğlu, merkezi yönetim ve yerel yönetimin sorunun çözümü için harekete geçmesi gerektiğini belirterek, “İzmir’in körfezi kokuyor. Türkiye’de kurumlar kokuyor. Türkiye’de kokuşmuşluk var. İzmir’e yakışan bir durum değil. Hem merkezi yönetim hem yerel yönetim konunun çözümü için gerçekçi çözümleri hayata geçirilmeli. İzmir körfezi kokuyor diye bundan siyasi bir rant beklemek doğru değil. Bu sadece büyükşehire bağlamaz hükümete de bağlar, öngörüsüzlük de olabilir. Atılması gereken adımlar neyse zaman kaybedilmeden atılmalıdır. Beklentiler siyasi olmasın, bizden sonraki nesillere, çocuklarımıza bırakacağımız mirası önemseyelim. Kokudan gayri dertleri var o dertlerin çözümü için her türlü desteği vermeyi hazırız” ifadelerini kullandı.
İzmir demokrasi kentidir
AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli'nin 'İzmir merkez sağ'ın kalesidir' söylemlerine de yanıt veren Dervişoğlu, "İzmir demokrasinin ve hürriyetin kalesidir. Merkez sağ partiler de merkez sol partilere oy vermiştir. İzmir'e siyasi kala  diye bakıp komutanı kim olacak gibi değerlendirmeleri doğru bulmuyorum.Ben İzmir kimin kalesidir bilemem ancak İzmir demokrasinin kentidir.  İzmir makulü sever. İzmir Sahip olduğu yaşam alışkanlıklarına zarar verilmemesini ister. Bizde önümüzdeki seçimlerinde İzmir'de birinci parti olmaya ve milletvekillerinin tamamını almaya talibiz" diye konuştu.
“Siyasetçilere örnek olacak davranış”
İYİ Parti'li Milletvekili Halil İbrahim Oran'ın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için kullandığı ve tartışmalara neden olan mezhep sözleri hakkında da değerlendirmede bulunan Dervişoğlu, "Sayın Genel Başkanımız siyasiler için örnek teşkil edecek davranışta bulundu. Bir yanlış anlaşılmayı düzelttiler. Halil İbrahim Bey'i tanırım, öyle bir anlamda söyleyecek biri değildir. Kendisi de bir ilahiyatçıdır. Gazeteci arkadaşımızın soru sorma biçiminden kaynaklanan yanlış anlaşılma durumu oldu. Sayın Genel Başkanımız şahsen Sayın Kılıçdaroğlu ve incinen tüm vatandaşlardan özür diledi. Sayın genel başkanımızın üstüne benim bir özür dilemem belki yakışık kalmaz ama alınan varsa İYİ Parti adına özür diliyoruz. Böyle bir şey ortaya çıkınca bu konudan faydalanmak isteyenler kendini gösterdi. Bunlardan bir tanesi de sayın recep Tayyip Erdoğan. Yeter ki bir ayrışma, kutuplaşma olsun ben nasıl beslenirim kaygısı taşıyan Cumhurbaşkanımız var. Ben ülkemizin bu tartışmaları aştığını düşünüyorum. Bu konudaki tartışmalar Türkiye’ye yakışmıyor. Her kim ki bu tartışmadan beklenti içindedir, bu da Türkiye’nin faydasında ve hizmetinde değildir. Birbirimizin sorunlarını sahip çıksak çzöülmedik sorun kalmaz. Kürdün sorununu Türk, Türk’ün sorunu Kürt sahip çıksa, Alevinin sorununu suni, suninin sorununu alevi sahip çıksa, erkeğin sorununa kadın, kadının sorununa erkek sahip çıksa fakirin derdine zengin sahip çıksa dertler kalmaz. Bunlardan beslenmek yerine, ayrılıklardan değil müştereklerden hareketle mutabakatlar oluşturmalıyız. Herkes iyi bilsin ki Türk milleti bir bütündür" dedi. HABER MERKEZİ