- Gündem
- 24.06.2025 00:36
İzmir Ticaret Odası meclisinde konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir ekonomisinin güçlenmesinin Türkiye ekonomisinin güçlenmesi anlamına geldiğine dikkat çekti
SULTAN GÜMÜŞ
İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İTO Meclisinin haziran ayı toplantısında yaptığı konuşmada, göreve geldiklerinden itibaren tüm dikkatlerini üyelerin sektörel sorunlarının tespitine ve çözümüne yönelttiklerini söyledi. Sorunları bir an önce ortadan kaldırarak, katma değeri yüksek üretime ve endüstri 4.0a geçişi hızlandırmayı amaçladıklarını belirten Özgener, Oda olarak Tarıma Dayalı İhtisas OSBlerin kurulması konusunda ilk çalışmaları yapan kurumlardan biriyiz ifadelerini kullandı. İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfında yaşanan gelişmelere de değinen Mahmut Özgener, Neden korkuyorsunuz, neden kaçıyorsunuz? diyerek tepkisini ortaya koydu. Konuşmasına başlayan Özgener, şunları kaydetti: Bu ay, İzmir için attığımız en önemli adımlardan biri Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası ile 6 binden fazla üyemizin faaliyet gösterdiği tarım ve hayvancılık sektörünün gelişiminde çığır açacak İzmir Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin kuruluş çalışmaları oldu. İzmir, üç büyük ve bereketli tarım havzasına sahip bir deniz kenti. Şehrimiz, süt üretiminde, organik tarımda, sebze ve meyve, balık üretiminde ülkemize liderlik ediyor. Bu potansiyelin değerlendirilmesi, üretimin sürdürülebilir kılınması, maliyetlerin düşürülmesi ve kaynakların etkin kullanılması organize bir yapı kurulması ile mümkün. Oda olarak tarıma dayalı ihtisas OSBlerin kurulması konusunda ilk çalışmaları yapan kurumlardan biriyiz.
EN ÖNEMLİ ÜÇ KENTTEN BİRİ
Türkiyedeki toplam tahsilatın yüzde 10,75ini İzmirin karşıladığına dikkati çeken Özgener, İzmir sanayiden turizme, tarımdan hizmet sektörüne Türkiye ekonomisini sırtlayan en önemli üç kentten biri. Bu nedenle kentimizin ekonomisinin güçlenmesi ülkemiz ekonomisinin güçlenmesi demek. Tahakkuk-Tahsilat oranında İstanbul, Ankara ve Kocaeliden sonra dördüncü sıradayız. İzmirin sahip olduğu bu önemli potansiyel kamu yatırımları ile desteklendiği takdirde ülke ekonomisine yaptığı katkı katlanarak artacaktır. diye konuştu. Oda olarak coğrafi işaret tescil çalışmalarının devam ettiğini de belirten Özgener, İTO tarafından İzmir şambalisi, lokması, boyozu ve kumrusuna coğrafi işaret tescilini aldıklarını hatırlattı.
RAPORLAR İLE ORTAYA KOYUYORUZ
İzmir tulum peyniri ve Türk kahvesi için de çalışmalar yürüttüklerine işaret eden Özgener açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: Türk kahvemizin özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği var. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türü. İşte oda olarak Türk kahvesinin diğer kahvelerden farkını bilimsel raporlar ile ortaya koyuyoruz. Türk kahvesine mahreç işareti alınması ürünün ününden kaynaklanıyor. Geleneksel kız isteme merasimlerinin bir süjesi olmuştur. Kültürümüzde önemli bir yere sahiptir. 2012 yılında yaptığımız başvurumuzu revize ettik ve Türk Patent ve Marka Kurumuna ilettik, hızlı bir şekilde onaylanmasını bekliyoruz.
VAKIF KONUSU
İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfında yaşanan gelişmelere de değinen Mahmut Özgener, şunları söyleyerek tepkisini ortaya koydu: Geçen ay meclis toplantısında vakıf sorunu çözümlenmiş, seçimi yapılmış. Odamız haklı bir mücadele vererek kurmuş olduğu vakıfa kavuşmuş haberi ile sizlere gelmek isterdim. Ama gerçekleşemedi. Niye gerçekleşemedi? Biraz tekrar yapalım, hafızaları tazeleyelim. Karşımızdaki niyeti, yaklaşımı görelim. Bizlerde nasıl bir mücadele yapmamız gerektiğini bu meclis çatısı altında ortaklaşa kararlaştıralım. Haftaya çarşamba günü olağanüstü vakıf genel kurulu var. Olağanüstü olması bir anlam taşıyor. Vakıf senedi diyor ki; vakıf olağan genel kurulu yılın ilk altı ayı içersinde yapılır. Ve o yönetim kurulu dört üyenin imzası ile vakıf genel kurulunu olağanüstü olarak 27 Haziranda yapmaya karar verdi. Peki, olağan genel kurulu geriye kalan üç günde mi yapacaksınız? Niye 27 Haziranda yapıyor biliyor musunuz? Olağanüstü genel kurula gündem ilave edilemiyor. Neden korkuyorsunuz, neden kaçıyorsunuz? Bir eğitim yuvasının geleceğinden bahsediyoruz. O eğitim yuvasının geleceğinin tartışılacağı genel kurulda herkesin fikirlerini niye endişe ediyorsunuz? Hepimiz medeni insanlarız. Genel kurulda fikirlerimizi paylaşırız. Gündeme madde ilave edilmesi gerekiyorsa gündeme madde ilave ederiz. Neticede gündeme ilave edilecek her madde oylanacaktır. Genel kurul çoğunluğu neye karar verirse o uygulanacaktır. Hem bir yandan laiklikten ve demokrasiden bahsetmekten kendinizi hiçbir süreçte alıkoymuyorsunuz sonra da işte böyle demokratlığınızı gösteriyorsunuz.
HAK YERİNİ BULACAK
Hiç merak etmeyin Çarşamba günü genel kurulda hak yerini bulacak diyerek konuşmasını sürdüren Özgener, Benim size sözüm. Rahat olun. Ama benim gönlüm şunu isterdi. Burası bir eğitim yuvası. 14 Nisanda göreve geldiğimizden bu yana geçen süre içerisinde biz bunu hiçbir zaman seçim süreci olarak görüp hiçbir zaman üniversite zarar görmesin diye kamuoyuna taşımadık. Tartışma konusu bile yapmadık. Zaman zaman arkadaşlar geldi çok iyi niyetlisin dediler. Hayır. Biz doğrusunu yaptık. Bize karşı çok laflar söylendi sabırla dinledik. Niye dinledik? Söz konusu eğitim olduğunda her şeyi sabırla yürütmemiz gerekir. Biz 10 bin öğrencisi olan büyük emeklerle kurulan, her zaman söylediğimiz gibi bir başarı öyküsü olan üniversitenin geleceğinden bahsediyoruz.Genel kurulda şunu yapacaklar. Bizim 6ya 3 formülümüzü kabul etmeyecekler. Hesap bu. Ama hesap tutmayacak. Bu vakıf sürecini tavrımızdan ödün vermeden tamamlayacağız cümlelerini kullandı.