İzmir iş dünyasının 2018 beklentileri

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

İş dünyası zorlu bir yılı geride bıraktı. Çalkantılı ve durgun geçen bir yılın üçüncü çeyreğinde gelen yüzde 11,1’lik rekor büyüme İş dünyasını 2018 için umutlandırdı. 2017 geride kaldı ve 2018’in ilk günlerini yaşadığımız bu günlerde İzmir iş dünyasının oda başkanlarının 2018 yılı için öngörülerini ve uyarılarını derledik. 2018 yılı için oda başkanlarının ortak düşüncesi ise daha çok istihdam, üretim ve kalıcı büyüme. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, üyelerine 2018 yılında kur-enflasyon-faiz üçlüsünden gözlerini ayırmamaları gerektiğini belirterek, önerilerini şöyle sıraladı: “Zor günlerde fırsat yaratan tüccar öne geçecektir. Bu gerçek, üyelerimizi gereksiz maceralara elbette taşımamalıdır. 2018 canlı ve hareketli bir yıl olabilir. Yaklaşan seçimler Hükümetin yatırım ve üretim teşviklerini arttırabilir. Önemli jeopolitik gelişmeler var. Orta Doğu’yu sürekli izlemeliyiz. Borçlanırken daha dikkatli olun. Döviz geliriniz yoksa döviz cinsinden borçlanmayın. Tahsilat takibine önem verin ve temerrüte düşen müşterilerinizi defterden silin. Üyelerimiz için yılsonu önerilerimiz şirketinize mutlaka teknoloji yatırımı yapın. Katma değeri yüksek ürünlere yönelin. Pazarlamaya ağırlık verin.”

KATMA DEĞERLİ ÜRETİM VE İHRACAT VURGUSU

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, küresel ve ulusalda yaşanan gelişmelere doğrultusunda 2018’in de ciddi bir mücadele yılı olmaya devam edeceğini belirterek sanayicilere şu mesajı verdi: “Küresel ölçekte henüz çözüme kavuşturulamayan sorunlar, ciddi gerginliklere sebep olmaya devam ederken, ekonomik açıdan da zorlu bir yıl bizi bekliyor. Bu ortamda, ülke ve kent ekonomimizdeki temel adımın, katma değerli üretim ve ihracat olması gerektiğine inanıyorum. 2008 global krizi, üretim olmadan büyümeyi sürdürülebilir kılmanın mümkün olamadığını açık bir biçimde ortaya koymuştur. Bununla birlikte, içinde bulunduğumuz akıl çağı üretimin de katma değer yaratmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda, katma değerli üretime ve ihracata odaklanmamız gerekmektedir. Uluslararası yabancı yatırımlar açısından gözde bir kent olan İzmir özellikle bu anlamda ciddi avantajlar taşımaktadır. Enflasyon, işsizlik ve döviz kuru artışı gibi kemikleşmiş sorunlarla mücadeleye yönelik adımlar ise 2018’de bir diğer mücadele alanımız olacaktır.”

CARİ AÇIK TURİZMLE AŞILABİLİR

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli 2018 değerlendirmesinde, büyümenin kalitesine ve sürdürülebilirliğine yönelik ciddi soru işaretleri bulunduğunun altını çizerek şu görüşleri paylaştı: “Vergi gelirlerindeki kademeli toparlanmaya rağmen, büyümeyi desteklemek üzere alınan tedbirler bütçe performansını olumsuz etkiliyor. Hazine’nin, bütçe açığını finanse etmek üzere başvurduğu yıllık borçlanma silahında, tavan noktasına daha yılsonu gelmeden ulaşıldı. 2017 sonunda 39 milyar dolara ulaşması beklenen cari açık için 2018 tahmini 42 milyar dolarlar seviyesinde öngörülüyor. Cari açık, işsizlik ve artan enflasyon önümüzdeki en ciddi sorunlar olarak kendini gösteriyor. Bunu aşabilmek için son yıllarda ciddi sıkıntılar yaşayan turizm sektörünün şaha kalkması şart. Bacasız sanayi turizm hem cari açığı kapatmada etkin bir rol oynayabilir hem de işsizliğe ilaç olabilir. Turizm ayrıca tarımdan ulaşıma, perakendeden eğlenceye kadar pek çok sektörü de ayağa kaldırma potansiyeline sahip.”

KALICI BÜYÜME DAHA FAZLA İSTİHDAM

Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, geride bırakılan yılın hem ekonomik hem dış ilişkiler bakımından Türkiye için kolay bir yıl olmadığını dile getirerek 2018 için öngörülerini şöyle sıraladı: “15 Temmuz darbe girişiminin ekonomide yarattığı tahribatı aşmak için ülke olarak var gücümüzle çalıştık. Üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 büyümeyi başardık. Yılsonu yüzde 7 büyüme ile tamamlanacağı öngörülüyor. Turizmde kötü dönem geride kaldı. İhracatta 2017 hedefleri yakalandı. Ancak büyümeyi kalıcı ve daha fazla istihdam üretir hale getirmek zorundayız.”

İHRACATÇIYA DESTEK VE TEŞVİKLER ARTSIN

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Türkiye açısından bakıldığında 2018 yılında iç talepte daralma yaşanması, sıkılaştırıcı maliye politikalarının geçerli hale geleceği tahminiyle, büyümenin yine ihracata dayalı politikalar ile gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü belirterek, “Bu nedenle ihracatçıya sağlanan teşvik ve desteklerin arttırılarak yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor. Kendi sektörümüzde ihracatın lokomotif sektörlerinden birisi olarak yola başarıyla devam ediyoruz. Hammadde fiyatlarındaki artış elbette bütün tekstil sektörünü zorlayan önemli bir unsur. Sektörümüzde mümkün olduğunca Ar-Ge, tasarım ve inovasyonu öne çıkarmaya markalaşma çabasında olan firmalara destek olmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi (TEKSMER) bizim en çok önem verdiğimiz çalışma alanlarımızdan birisi. 2018 yılında da TEKSMER’de gerçekleştireceğimiz projeler sayesinde daha fazla üyemizin buradan faydalanmasını hedefliyor olacağız. Tekstil sektöründe yeni stratejiler ve reformlara ihtiyaç var. Bu konuda büyük çaba gösteren reel sektöre destek olunması halinde çok daha başarılı rakamlarla ihracatımıza destek vereceğimize inanıyoruz” dedi.