İzmir Mevlevihanesi konuşuldu

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Kültür Programı Sohbetlerinde 6 Ekim 2018 Cumartesi günü Mustafa Üzel ‘İzmir Mevlevihanesi’ üzerine konuştu. Üzel, “İzmir’in bilinmeyen bir tarafı gözler önüne serilecektir” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 08.10.2018 12:01
  • Güncelleme Tarihi : 08.10.2018 12:01
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir Mevlevihanesi konuşuldu

SULTAN GÜMÜŞ
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin düzenlemiş olduğu Cumartesi Sohbetleri’ nin bu haftaki konuğu araştırmacı ve tarihçi Mustafa Üzel. ‘İzmir Mevlevihanesi’ üzerine bir sunum gerçekleştiren Üzel, “İzmir’in geçmişte ciddi bir tasavvuf potansiyeli olduğunu gösteren belgeler ne yazık ki aynı zamanda bu potansiyelin geçmişte çok fazla irdelenmediğini göstermektedir” sözlerine dikkati çekti.
İzmir’in unutulmaya terk edilmiş bu değerleri ilk defa görücüye çıkmaya başladı. TYB İzmir Şubesi neredeyse iki haftadır unutulan değerlerini gündeme taşıyor ve bu değerler üzerinde kültür faaliyetlerine devam ediyor. Yazar ve araştırmacılar ele aldıkları konuları katılımcılara aktarırken hem heyecan hem de merak uyandırıyorlar. Ancak en çok da yakınımızdaki tarihi geçmişten haberleri olmadığından hayıflanıyorlar.

BİR BAŞLANGIÇ YERİ
Mevlevihanelerin önemine değinen ve bu alandaki değerli kişiliklerin eserlerine yer veren Mustafa Üzel, “19 Haziran 1850 yılında Padişah Abdülmecid’in yardımlarıyla, Şeyh Halil Akif Dede tarafından kurulan İzmir Mevlevihanesi, tekke ve zaviyeler kanununun çıktığı 1925 yılına kadar olan kısa hayatında, İzmir için bir din ve tasavvuf merkezi olmasının yanı sıra musiki, edebiyat ve siyaset merkezi olmuştur. Bu gün dahi isimleri ülkemizde bilinen bazı sanatçıların yetişmesinde ve hamurlarının yoğrulmasında bir başlangıç yeridir. Neyzen Tevfik bu mevlevihaneden mezundur, yine Türk sanat musikisinin Rakım Elkutlu, Cemal Şenneyli gibi üstatları burada yetişmiştir. Mevlevihane’nin ikinci şeyhi olan Şeyh Mehmet Nurettin Dede iyi derecede Farsçasıyla yazdığı şiirlerle bir divan hazırlamıştır. Aynı zamanda çok iyi ney çalan Mehmet Nurettin Dede’nin çok sayıda bestesi ve güftesi vardır” dedi.
EN BÜYÜK MEVLEVİHANE
İlk ve en büyük evlevihanelerden de söz açan Üzel, şöyle devam etti: “Dibekbaşı’nda körfeze hakim bir tepede külliye halinde kurulmuş olan mevlevihane, bir asitane olan Manisa Mevlevihanesi’nden sonra Ege Bölgesi’nde bilinen en büyük mevlevihanedir. Bütün bu özelliklerine karşın hakkında çok az bilgiler olan bu tasavvuf merkezi hakkında kapıları aralamak için bulabildiğimiz arşiv belgelerini, güvenilir kaynaklardan alınan bilgileri, dönemin gazetelerindeki malumatları ve seyyahların anlatımlarını bir araya getirmek suretiyle İzmir Mevlevihanesi kitabını hazırladık.” “İzmir’in geçmişte ciddi bir tasavvuf potansiyeli olduğunu gösteren belgelerin ne yazık ki aynı zamanda bu potansiyelin geçmişte çok fazla irdelenmediğini göstermektedir” ifadelerine dikkati çeken Üzel, “Umarız bundan sonra değerli araştırmacı arkadaşlar tarafından bu konuda önemli yayınlar hazırlanacak ve İzmir’in bilinmeyen bir tarafı gözler önüne serilecektir” diye aktardı.

ÜZEL’E PLAKET
Mustafa Üzel konuşmasını resim akışıyla da destekleyip akıcı bir dil kullanınca ilgiyle izlendi. Dinleyiciler de bu dersten kendilerine düşen payı almaya çalıştılar. Sunum salonu dolduranlar tarafından da oldukça beğenildi. Dinleyiciler arasında bulunan Prof.Dr. Yavuz Akpınar, Prof.Dr. Şerif Ali Bozkaplan, Kilis 7 Aralık Üniversitesinden misafir olarak gelen Dr. Faruk Öztürk; konunun sunumundan ve ilk defa duyulan açıklamalardan memnuniyetlerini dile getirdi. Resmi sunumdan sonra katılımcılar ile uzun zaman ayakta sohbet devam etti. Yazar Mustafa Üzel kitaplarını imzaladı. TYB İzmir Şube Başkanı Levent Ertekin ise katılımından dolayı Üzel’e teşekkür plaketini takdim etti. Katılımcılar toplu fotoğraf çekildikten sonra ayrıldılar.

Haber Merkezi