- Gündem
- 26.06.2025 17:17
3 genç girişimci; Kadir Aktaş, Ali Mert Karabulut ve Mustafa Akdoğan, farklı meslek kollarından bir araya gelerek ‘İlle de kendi işimiz’ diyerek Seferihisar’da bir mantar üretim tesisi kurdu. Ekip, ilk ürünlerini aldıktan sonra mantar içerikli mezeler üretmeyi hedefliyor
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
İzmir’in Seferihisar İlçesi’nde 17 dönümlük bir arazi üzerine kurulan ve ilk ekimini geçtiğimiz hafta gerçekleştiren 3 genç girişimci; Kadir Aktaş, Ali Mert Karabulut ve Mustafa Akdoğan farklı meslek kollarından bir araya gelerek Seferihisar’da kültür mantarı üretim tesisi kurdu. İlk hasatlarını 45 günlük bir süreçten sonra Ocak ayının ortalarına doğru yapacak olan ekip, yeni yılın ilk ayı ile birlikte Türkiye’de bir ilki deneyerek mantar içerikli mezelerin üretimine başlayacak. İlk aşama için 8 ton kompost mantardan 2 ton ürün elde etmeyi hedefleyen genç girişimciler, yeni yılda yeni mezeler ile tüketicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
“ÜRETİM EKSİKLİĞİ OLDUĞUNU GÖRDÜK”
Seferihisar’da emlak ofisi bulunan ve aynı zamanda AK Parti Narlıdere Gençlik Kolları Başkanlığı görevini yürüten ve aynı zamanda projenin fikir babası olan 28 yaşındaki Kadir Aktaş, Dokuz Eylül Üniversitesinde KİTVAK’a bağlı bulunan hasta ve hasta yakınları misafirhanesinde müdür yardımcılığı görevini yürüten 24 yaşındaki Ali Mert Karabulut ve Ankara Gazi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu 26 yaşındaki Mustafa Akdoğan’dan oluşan ekip, ek iş yapma düşüncesi ile bu yola girdi. Sonrasında hedeflerini daha da büyüttüklerin dile getiren ekip, 17 dönümlük arazi üzerine kurdukları kültür mantarı üretim tesisinde mantar ile oynayarak Türkiye’de daha önce denenmemiş ürünleri denemek istiyor.
TÜKETİM 30 BİN TON ÜRETİM 6 BİN TON
Neden başka bir meyve sebze ya da Seferihisar’ın meşhur mandalinalarını değil de kültür mantarı üretme işine giriştikleri sorusuna yanıt veren Kadir Aktaş, İzmir’de günlük mantar tüketiminin 30 ton olduğunu ancak üretimin 6 ton civarında olduğunu kaydederek, “Böyle bir üretim eksikliği olduğu için bu sektöre yönelmeye karar verdik. Bizler kendi içimizde ek bir iş yapmayı düşünürken bunları dikkate aldık. Analizler yaparak en sağlıklı yolun hem gıda üretimi olduğunu hem de gıda üretimi kalemleri arasında mantar üretiminin bizim için daha yararlı ve büyütebileceğimiz bir proje olduğunu düşündük. Kültür mantarı aslında işin garantili boyutu diyebiliriz. Kültür mantarını satarken zorlanmak diye bir ihtimal yok. Çünkü diğer mantarlardan daha çok talep edilen bir tür. Bizler bu tesisi bir staj yeri gibi gördüğümüz için adımlarımızı daha sağlam atmak adına kültür mantarını tercih ettik” dedi.
İZMİR’İN İHTİYACI VAR
Mantar üretiminin yüksek karlılık oranı olduğuna da dikkat çekmek isteyen Ali Mert Karabulut ise “Arz talep dengesine baktığımızda da Türkiye’nin ve özellikle İzmir’in kültür mantarı üretimine ihtiyacı var” diye konuştu. 3 arkadaşın da farklı iş kollarından bu işe girişmesi sebebiyle ziraat, tarım ya da yetiştiricilik konusunda uzmanlık derecesinde bir eğitimleri olmadığından dolayı bu işe başlamadan önce 3 aylık bir araştırma süreci geçirdiklerini ifade eden Ali Mert Karabulut, “Bu 3 aylık süreçte ziraat mühendislerinin makalelerini okuduk. Araştırmalarımızda gözle görülür bir şey yoktu. Hep makale okuyorduk. Bu yüzden de mantar üretimini gözlerimizle görmek istiyorduk. Kemalpaşa’da ayda 7 ton mantar üreten Şinasi ağabeyi bularak kendisinin mantar çiftliğine gittik. Orada bu işin nasıl yapıldığını bizlere aşama aşama gösterdi. Şinasi ağabeyden aldığımız destekle biz de Seferihisar’da bu tesisi kurmaya çalıştık” ifadelerine yer verdi.
BAKANLIK ÜRETİCİNİN YANINDA
Bu konuda kendisinin yaklaşık 5 yıldır Seferihisar’da olması dolayısıyla tarım konusunda az çok tecrübesi olduğunu söyleyen Kadir Aktaş, “Mantar üretimi tarımdan biraz daha farklı. Biraz daha seracılık gibi bir düzeni var. Ben Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) belgemi de 2016 yılında almıştım. Bu aslında tarım yapanların biraz ürktüğü bir alan” şeklinde konuştu. Tarım ve Orman Bakanlığından da destek aldıklarını belirten Aktaş, “Bakanlık bu tür faaliyetlerde bulunmak isteyen gençlere inanılmaz derecede bir destek veriyor. Maddi anlamda ve ekipman anlamında gerekli olan pek çok şeyde desteklerini esirgemiyor. Tarım ve Orman Bakanlığımız ‘Ne olursan ol gel’ diyerek üreticinin yanında olduğunu gösteriyor” açıklamasında bulundu.
“ASIL GAYEMİZ MANTARLA OYNAMAK”
Bu üretim tesisini ileriki projeleri için bir başlangıç olarak gördüklerini da aktaran Aktaş, “Biz aslında ihracat kısmını da düşünüyoruz ancak bizim asıl gayemiz mantarla oynamak. Mantarla alakalı mezeler üzerinde yoğunlaşmak istiyoruz. Mantar ile ilgili fazla denenmemiş ürünleri deneyerek bir araştırma geliştirme (Ar-Ge) mutfağı oluşturacağız. Burada mantarın katma değerini daha da geliştirebilmek adına birtakım faaliyetlerde bulunacağız. Mevcut alanımızı büyütmek ve daha fazla üretim yapmak için de 17 dönümlük bir arazi var burada. Mantar şu anda daha çok çadır şeklindeki seralarda üretiliyor. Bizler de alanımızın bir kısmına daha sonra bu çadırları kuracağız” dedi. Mantarın besleyiciliği konusuna da dikkat çeken Aktaş, “Mantar sofralarımıza gelirken halen daha bazı vatandaşlarımız tarafından korkulan bir ürün. Aslında kültür mantarı korkulacak bir mantar türü değil. Çünkü doğadan toplanmıyor. Doğadan topladığınız mantarın zehirli çıkması olasılığı daha fazla. Bizim ürettiğimiz tamamen steril ve modern tarıma uygun şekilde ve asla hayata olumsuz etki edebilecek bir riski de yok. Kültür mantarı üretiminde durum böyledir. Ayrıca mantar müthiş bir protein deposudur. Etten ve tavuktan aldığınız proteini mantardan da alabiliyorsunuz. Protein de insanın güçlü kalabilmesi için çok önemli bir ihtiyaç. Bu yüzden mantar tüketimini tabi ki de tavsiye ediyoruz” diye belirtti.
ASGARİ ÜCRETTEN FAZLASI
Bu işin maliyetine de değinen Aktaş, “Biz burayı kurmak için yaklaşık 30 bin TL gibi bir para harcadık. Bunun içerisinde tadilat masrafları da dahil. Buradan elde etmeyi hedeflediğimiz 2 ton mantarın da bize geri dönüşü yaklaşık olarak 20 bin lira olacak diyebiliriz. Sonrasında yeni ürün elde etmek için çok daha az paralar harcayarak daha fazla geri dönüş elde edeceğimize inanıyoruz. Bu işe başlayan bir girişimci 6 ayda kendisini amorti edebilecek duruma gelebilir. Çünkü 6 ay demek üç ayrı ekim yapmak demek oluyor. Gençlerin asgari ücretle çalışmak yerine bu tarz girişimlere başvurması bizleri çok mutlu eder. Çünkü ülkemizin üretime ihtiyacı var. Taze fikirlerin bu ülkeye bir şeyler katabilmesi için gençlerin azmine ihtiyacımız var. Yeter ki iç disiplinleri olsun ve çalışmaktan korkmasınlar. Bu iş tahmin ettikleri kadar da yorucu bir iş değil. Hem kendi işlerinin sahibi olarak hem de asgari ücretten daha fazlasını kazanabilirler” diyerek gençleri üretime teşvik etti.
Gediz Deltası'nda 60 bin kuş yaşıyor
Kasaplıktan kamçı ustalığına