İzmir’e dijital köy geliyor

BURCU YANAR
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Alsancak Rotary Kulübü iş birliğiyle hayata geçirilecek olan ‘Tarımda Dijitalleşme’ Dijital Köy Projesi kapsamında çiftçileri yenilikçi tarımsal teknolojiler ile buluşturmayı hedefleyen AR-Ge faaliyetlerinde bulunulmasına yönelik iş birliği protokolü imza töreni gerçekleştirildi. Proje için Menemen'in pilot bölge olması planlanıyor.
“KÖYLER BOMBOŞ DURUYOR”
Protokol imza töreninde konuşan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nedim Koşum, değişen dünyada tarımın gelişimi hakkında konuşarak, “Dünya çok hızlı değişiyor ve bu değişime ayak uydurmak gerekiyor. Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ derken nüfusun yüzde 70’e yakını köylü idi. 1950’li yıllardan sonra ise kentleşmeye doğru gittik ve bunun ülkemizin en büyük sorunu olduğunu düşünüyorum. Günümüzde seksen milyonun yarısı şehirlerde toplanmış durumda dolayısıyla artık tarımda iş gücü ve istihdam sıkıntısı var. Köyler bomboş duruyor. Tarlaları kullanamıyoruz. Halbuki ülke olarak çok ciddi bir tarım potansiyelimiz var. Bu sebeple projeyi hazırlayanlara ve destekleyenlere çok teşekkür ediyorum” dedi.



Tarımda, hem verimli üretim yapma zorunluluğu, hem de değişen iklim koşullarına uyum sağlamak için, dijital tarım uygulamalarını kullanmak gerektiğini savunan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tolga Esetlili ise projenin nasıl ortaya çıkmış olduğunu şu sözlerle aktardı: “Günümüzde tarım teknolojileri hızla gelişiyor bu bağlamda her şey bir dijital dönüşüm geçirmeye başladı. Bizde aslında bir ‘E-köy’ diyebileceğimiz bir dijital köy ya da tarımda dijitalleşme ile ilgili neler yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Bu bağlamda seçilecek bir köyde köyümüzün arazilerini sayısal olarak uydu verileri ile izleyip üreticilerimize o bilgileri anlık ya da günlük olarak paylaşacağız. Bu sayede hayatlarını kolaylaştırıcı adımlar sunmuş olacağız. Bu kolaylaştırma işlemine de bu protokol imza töreni aracılığı ile başlamış olacağız. Böylece hem STK, hem üniversite hem de sanayi ile portatif bir model oluşturabileceğimizi düşünüyorum. Türkiye’deki küçük toprak sahibi çiftçilerinin ve kırsal kesim için geçim kaynaklarını anlamlı bir şekilde iyileştirmelerine yardımcı olabilir. Tarımdaki önemli sorunlardan birisi olan, kırsaldaki kentsel göçü engelleyerek kadınların ve gençlerin tarıma daha fazla katılımınım sağlanmasının yanında yeni istihdam fırsatları yaratabilir. Özellikle son on yılda gelişmiş ülkelerde tarımın dijitalleşmesi anlamında önemli kazanımlar elde edildi. Bununla birlikte, ülkemizdeki gelişimi henüz istenilen düzeye ulaşamamıştır.  Projemizle birlikte, ülkemizin tarımsal üretiminin yüzde 80’ini üreten küçük çiftçilere daha fazla verimlilik, üretkenlik ve gelirde sürdürülebilir artışlar sağlayabilecek yenilikler ile buluşturmayı hedefliyoruz. Tarımda dijitalleşme projesi ile tohum daha tarlaya ekilmeden önce başlayan uydu sistemleri ile izleme döngüsü hasada kadar devam ediyor. Bu süreçte akıllı uygulamalar sayesinde toprak, bitki, su ve iklim parametreleri hassas bir şekilde toplanarak yeni(sentez) veriler üretilmekte ve bu verilerin çiftçilerle anlık olarak paylaşımı sağlanabilmektedir. Böylece çiftçilerimiz ürünlerini, tarlasının durumunu bilimsel verilere dayalı bir şekilde hassas yönetebilme kabiliyetini kazanıyor.”
Esetlili, olarak,“Projemizin diğer bir çıktısı ise mobil uygulama üzerinde oluşturulacak bitki verimlilik haritaları sayesinde çiftçilerimiz tarlasının az gelişmiş bölgelerini görebilecek ve sadece bu bölge için gerekli tedbirleri daha çabuk ve düşük maliyet ile alabilme yeteneğine kavuşacaktır. Bu sadece üreticilerimizin girdilerinden kazanç sağlamayacaktır aynı zamanda çevresel kazanımları da beraberinde getirecektir. Daha az gübreleme ve pestisit kullanımı hem topraklarımızın hem de sularımızın kirlenmesini engelleyecektir. Ayrıca daha az ve kontrollü mazot kullanımı sayesinde tarımsal üretimde birim karbon ayak izinin azaltılmasına öncülük edecektir. Ayrıca üretim sırasında verilen hava durumu ve ürün gelişimi ile ilgili uyarılar sayesinde çiftçilerimiz risklerini daha doğru tahmin edebilecek ve üretim sırasında yaşanabilecek kayıpların önüne geçilmesinin yanı sıra daha verimli bir üretim gerçekleştirebilecektir. Bunun yanısıra dijital tarım uygulamasını kullanacak olan çiftçilerimiz; sel baskını, kuraklık, hastalık vb sebepler dolayısıyla oluşan hasara bağlı kayıplarını uydu görüntüleri ile rahatlıkla belgeleyebilecek sigortacı kurumlar ile oluşabilecek ihtilaflı durumları da kolayca aşabileceklerdir” dedi.
“FAYDA YARATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Alsancak rotary Kulübü Başkanı Sezai Nüzhet Noyan ise, “Gündemimiz pandemi ve bunun dünyaya etkileri. Virüsün çıktığı coğrafyanın hijyenden yoksun görüntüleri ile marketlere akın eden insanların görüntüleri hala gözlerimizin önünde. Pandemi gösterdi ki yaşanabilir çevre ve gıda tedariği sağlık ile birlikte artık ilk sırada yer alıyor. Uluslararası Rotary de bunu isabetli bir şekilde tespit etmiştir. Tarım ülkesi olarak bu şartlar altında yapmamız gereken, kendimize yetebilmek ve üretimimizi en sağlıklı en verimli şekilde sürdürebilmek. Projemiz tam da bunu amaçlamaktadır. Tarımın dijitalleşmesi, çiftçimizin en verimli ve en sağlıklı şekilde üretim yapabilmesine ve maliyetlerin de azalmasına hizmet edecektir. Artık tarlalar ilaca boğulmayacak, üretim olabildiğince organik hale gelecek, hem çevremiz yaşanabilir, hem gıdamız bol ve tüketilebilir olacaktır. Bilim insanlarımızın bu yoldaki emeklerini faydaya dönüştürmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Alsancak Rotary Kulübünün genlerindeki topluma hizmet yeteneği ile gündemi oluşturmaya ve fayda yaratmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.