Kansere yol açan enfeksiyonlar

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Hangi virüs veya virüsler kansere neden olabilir, tedavisi nasıldır, Hepatit-B’den başka aşı ile korunabileceğimiz virüs var mı, varsa hangisidir, enfeksiyon etkenlerinin kanser oluşumundaki mekanizmaları nedir?... Tüm bu soruların cevaplarını yanıtlayan Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Torun, kanser oluşumunda rol oynayan enfeksiyonun etkenlerini aktardı.
“Kanser yüzyılımızın en önemli ve en öldürücü hastalık gruplarından birisi olup, birçok filme, kitaba konu olmuş ve günümüzde en çok araştırılan sağlık sorunlarının başında gelmiştir” sözlerine dikkati çekerek konuşmasına başlayan Mustafa Torun, şöyle devam etti: “Bir çok araştırıcı kanserin etkenleri arasında enfeksiyon yapan mini canlıların olabileceğini varsayarak, bu konuda çalışmalarımızı derinleştirmek gerekiyor. Akla şöyle bir soru gelebilir. Mademki enfeksiyon etkenleri kanser oluşumunda pay sahibi, o zaman antibiyotik veya antimikrobiyal kemoterapötik ilaçla bu işi çözümleyebilir miyiz? Konunun can alıcı noktası da burada yatıyor. Bakalım çare olabilirler mi?”
İLAÇLAR ÇARE Mİ?
Hangi bakteri veya bakterilerin kansere neden olduğunu, tedavisinin nasıl sağlanabileceğini ve hangi kanser türlerinde rol oynadığını kaydeden Torun, “Helikobakter pylori denen mide ve on iki parmak bağırsağında gastrit ve ülsere neden olan aynı zamanda yaş ilerledikçe de oranı artan (genellikle hangi yaştaysak o yüzdededir. Örnek 50 yaşındaysak yaklaşık, yüzde 50’dir) bir bakteri kanser oluşumuyla ilişkilidir. Bu bakteri kesinlikle kanser oluşturacak diye bir kural yoktur. Zaten her hastada gastrit veya ülser de yapmaz. Tedavisi antibiyotiklerdir. Mide kanseri ve Mide Lenfomasında (Lenf bezi kanseri) rol oynarlar” dedi. Hangi virüs veya virüslerin de kansere neden olabileceğini belirten ve tedavisinin ne şekilde sağlanabileceğini aktaran Torun, “İnsan T lenfosit virüsleri (HTLV-1), İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü (HIV), İnsan Uçuk Virüsü (Human Herpes Virüs-8), İnsan Siğil Virüsleri (Human Papilloma virüsleri), Hepatit-C, Hepatit-B Virüsü, Öpücük Hastalığı Virüsü’nü (Ebstein Barr Virüsü) sayabiliriz. Tedavilerinden çok, önlemi daha önemlidir. Bulaşma yollarını bilerek gerekli donanımı sağlayıp enfeksiyonun oluşumunun önüne geçmek en önemli çözümdür. Tedavide anti-viral ilaçlar ve interferonlar özellikle ‘Hepatit-B ve C’de çığır açmışlardır” diye konuştu.
HEPATİT-B VİRÜSÜNE DİKKAT!
“Enfeksiyon etkenlerinin kanser oluşumundaki mekanizmaları nedir?” sorusunu da yanıtlayan Dr. Torun, “Hücrelerin büyüme ve gelişmelerini hızlandırmaları, kanser gelişimini önleyen düzenekleri baskılamaları ve oluşturdukları süreğen iltihap (yangı) olasıdır ki kanser oluşumuna neden olabilir” dedi. Dünyada sigaradan sonra en sık gözlenen kanserojen ne olduğuna ve bu kanserojenden nasıl korunmamız gerektiğine de dikkati çeken Torun, “Hepatit-B virüsüdür. Bereket aşısı vardır. Aşı ile korunabiliriz. Bulaşma yollarını bilerek (Kan ve kan ürünleri, her türlü cinsel yol, anneden çocuğa ve aile içi geçiş…) önlemlerimizi almamız önemlidir” yorumunda bulundu. Hepatit-B’den başka, aşı ile korunabileceğimiz virüslerin de olduğunu söyleyen Torun, İnsan Siğil Virüsü (Human Papilloma Virüsü)’nün bunlardan biri olduğunu kaydetti. Torun, ülkemiz için en önemli kanser etkenlerinin başında gelen Hepatit-B ve C ile son zamanlarda dikkat çeken İnsan Papilloma virüsünün çok önemli olduğunu, bu etkenlere karşı; yaygın eğitim, aşı ve zamanında tedavileri yapılarak kişilerin çok mesafe alacaklarını söyledi.