Kararlılık vurgusu

Ege Üniversitesi akademik yılı açılışında konuşan TBMM Başkanı Binali Yıldırım,  “Ne yaparsa yapsınlar, hangi alçaklığa başvurursa vursunlar şunu cümle alem bilmelidir ki, bu topraklarda terörün ‘T’si kalmayacak” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 04.10.2018 13:11
  • Güncelleme Tarihi : 04.10.2018 13:11
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kararlılık vurgusu

E. ÇAĞLA GENİŞ-YUSUF ÇAĞIRTEKİN
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, Ege Üniversitesinin (EÜ) 2018-2019 eğitim-öğretim yılı akademik açılışına katıldı. EÜ Prof.Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kampüs Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Yıldırım’ın yanı sıra İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir Milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı ve Mahmut Atilla Kaya, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül ve Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nükhet Hotar, çok sayıda akademisyen ve öğrenciler katıldı. Törende Yıldırım’a Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak tarafından fahri doktora beratı takdim edildi. Törende konuşan  TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Batman’da terör örgütünün kurduğu hain tuzak sonrası şehit düşen askerlere Allah’tan rahmet dileyerek, “Bugün iki güzelliği bir arada yaşıyoruz ancak bir acı haberimiz var. Maalesef alçak bölücü PKK terör örgütünün canileri bu sabah (dün) arama tarama görevi için sahaya çıkan jandarmalarımıza tuzak kurmuş el yapımı patlayıcının uzaktan patlatılması sonucu kahraman Mehmetlerimizden bazıları şehit olmuş bazıları da yaralanmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi alçaklığa başvururlarsa vursunlar şunu cümle alem bilmelidir ki, bu topraklarda terörün T’si kalmayacak. Devletimizin bu kararlılığı vardır bu canilerin yapmaya çalıştıkları da son zamanlarda teröre karşı verilen mücadelede elde edilen başarılı sonuçlar karşısındaki can havliyle yaptıkları hareketlerdir” dedi.



ÇAĞ DIŞI DÖNEMLER GERİDE KALDI
Kendisine verilen fahri doktora unvanı için senato yönetimine teşekkür eden Yıldırım, “Fahri doktora konusunda üniversite senatosunun şahsıma gösterdiği güvenden dolayı sayın rektöre ve tüm senato üyelerine teşekkür ediyorum. Üniversiteler bilgi, düşünce ve üretim merkezidir. Bu merkezlerde olaylara bilimsel açıdan bakılıp ideolojiler üstü öğretim yapılır. Tek tip insan yetiştirme merkezi değildir, insan burada hayatın dinamik akışına göre kendini geliştirir. Üniversitelerde öğrenciye ezber dayatılmasında bulunulmamalıdır. Çünkü üniversiteler bilimsek hürriyetin de merkezidir. Ne yazık ki kafanın içindeki fikirlere değil de kılık kıyafetle uğraşılan dönemler yaşadık. Çok şükür bir daha bahsi açılmamak üzere bu çağ dışı dönemler de geride kaldı” diye konuştu.
ÜNİVERSİTE OLMAYAN İLİMİZ KALMADI
“Gelişmiş Türkiye şüphesiz gelişmiş üniversiteler ile mümkün olacaktır” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:  “1950’ye kadar sadece 3 üniversitemiz vardı. İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi. Bu üniversitelere, 1955 yılında rahmetli Adnan Menderes döneminde 4 üniversite daha ilave edildi. Bir tanesi şu an çatısı altında bulunduğumuz Ege Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi. 1960 darbesine maruz kaldığımızda güzel ülkemizde 7 üniversite vardı. 2002 yılında başlattığımız üniversiteleri yurdun geneline yayma hamlesi ile bugün her ilimizde üniversite olmakla beraber 206 üniversitemiz var. Bunlardan 129’u devlet üniversitesi, diğerleri de özel ve vakıf üniversiteleri. Bugün üniversite olmayan ilimiz kalmamıştır.”



ENDİŞEYE MAHAL YOK
Hükümet tarafından yapılan yatırımların görmezden gelinmemesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, “Bugün ülkenin her tarafında yollar, havaalanı, geniş bant internet kapsaması var. Bunlar çağdaşlığın göstergesidir. Ekonomik ve siyasal krizlerden çıkardığımız dersler millet olarak yaşadığımız sosyal çalkantılardan öğrendiklerimiz bizi bugünlere getirdi. Henüz arzu edilen seviyede değiliz. Parmakla gösterilen 10 ülkeden bir tanesi haline geleceğiz. Bazı alanlarda geldik. Havacılıkta yedinciyiz ama tüm alanlarda gelmemiz lazım. Refah seviyesi, ticaret eğitim… Çok daha fazla üniversitemiz büyük üniversiteler arasında yerini almalıdır. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına sayılı yıllar kaldı. Mustafa Kemal Atatürk ne diyor, muasır medeniyetler seviyesinin ötesine geçilmelidir. Hedef Cumhuriyet kurulurken konulmuş, bize düşen bunu gerçekleştirecek adımlar atmak. Bu ilerleme tek kanatla olmaz. Bilgiyi ahlakla, öğretimi terbiyeyle, maddiyatı maneviyatla buluşturmazsak daha yüksek seviyelere çıkamayız. Terörü bitirip refahı ülkenin her tarafına yaymamız lazım. Bugün karşı karşıya kaldığımız sıkıntılar var. Bu bir sır değil.  Bir ekonomik sıkıntı yaşıyoruz; sebepleri ve doğurduğu sonuçlar da belli. Endişeye mahal yok. Türkiye buna benzer sıkıntıları yaşamış bu sınavlardan her seferinde büyük tecrübe ve başarı ile çıkmasını bilmiştir” diye konuştu.



YAŞADIĞIMIZ COĞRAFYA ATEŞ ÇEMBERİ
Ekonomi alanında yaşanan gelişmelere dikkat çeken Yıldırım, “Yeni sistemin ilk günlerinde küresel operasyonlar sonucu karşı karşıya kaldığımız bu durum elbette ki alınan tedbirlerle bertaraf edilecek ve ülkemiz hız kaybetmeden hedeflerine emin adımlarla yürüyecektir. Biz geleceğin hedeflerine odaklanmalıyız. Milli gelirimizi 25 bin dolar seviyesine nasıl çıkarırız bunun hesabını yapmalıyız. Bugün dünyada neden acaba bu huzursuzluklar, iç savaşlar var bunu iyi düşünmemiz lazım. Bu dünyadaki refahın adaletsiz dağılımından kaynaklanıyor. 80 tane insanın elinde tuttuğu servet dünya nüfusunun yarısının kazandığı paraya eşit. Dünyanın milli geliri belli, 80 trilyon dolar. 7,5 milyar nüfus var, kişi başına 10 bin 500 dolar düşüyor. Herkes bunu alabilse biz bu terörü de konuşmayız göçü de, mültecileri de. BM’nin statükosu tersine döndü, artık çözüm üretmekten ziyade sorunları büyütmeye sebep oluyor. Kısa vadeli münferit rekabetlerin bedelini mazlum insanlar ödüyor. Bugün Afganistan 2000’den öncesi durumundan daha mı iyi? Suriye 8 yıl önceki durumundan daha mı iyi? Nereyi ele alırsanız alın geldiğimiz durum maalesef geçmişi aratacak şekilde. Demek ki yaşadığımız coğrafya ateş çemberi. Coğrafya kaderdir. Bu bizim kaderimiz bu topraklarda doğduk ve öleceğiz ancak bu kaderi bu toprakların etrafında yaşayan insanların geleceği için umuda dönüştürmek refaha dönüştürmek ve sessizlerin sesi kimsesizlerin kimsesi olma yolunda adımlar atmamız lazım. Birbirimizi yiyip tüketerek bu hedeflere ulaşamayız. Yüksek öğretim gören insanlarımızın sayısını yüzde 70’in üzerine çıkarmalıyız. Ne iş olursa yaparım diyen mesleksiz evladımız kalmamalı. Eğer bunu yaparsak insanımız vize kuyruklarına katılmaz, pasaportumuz dünyanın her yerinde itibar görür. Gençlerimizin de umutları artar. Terör gençlerimizin geleceğini ve umutlarını istismar ediyor”  dedi.



OKURKEN EVLENDİM
Üniversitede okurken evlendiğini ve çocuk sahibi olduğunu anlatan Yıldırım, “Ben üniversitede okurken evlendim. Bitirdiğimde çocuğum da vardı, annesiyle birlikte mezuniyetime yanıma geldiğinde 3 yaşındaydı. Askere gittiğimde 5 yaşındaydı beni ziyarete geldi. Üniversite bitince hocalarım bana dedi ki, ‘Sen gel yanımızda asistan ol’, ‘Pekala’ dedim. Yurtdışında doktora programı açıldı ben 1955 doğumluyum. Bir kural getirdiler, 1953 doğumlulardan küçükler bu sınava giremez. Hadi büyüklere sınır getirilir de ilk defa daha küçüklere sınır getirmenin ne anlam ifade ettiğini anlayamadım. Sınava giremedik başkaları gitti. Ben de öbür gün istifa edip üniversiteden ayrıldım. Büyük umutla başladığım akademik çalışma 9 ayda sona erdi. Sokağa, gerçek hayatın içine girdik” dedi.
GÜÇ FÜZE DEĞİL BİLGİDİR
İşsizliğin dünyanın ortak sorunu olduğunu ifade eden Yıldırım, yabancı dil öğrenmeleri konusunda ise gençlere şu tavsiyelerde bulundu: “Küresel boyutta üniversite mezunları arasında işsizlik en fazladır. Genç işsizlikte artma eğilimi var. Afrika’da genç işsizlik yüzde 43, Orta Doğu’da 42, bizim de içinde bulunduğumuz Avrupa’da 24 ve 34 arasında değişiyor. Bu şartlar altında kendimizi çok yönlü, daha iyi yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Hayallerinizi kaybetmeden geleceğe bakın. Çok okuyacaksınız, öğrendiğiniz her yeni şey sizi de yenileyecek. Mutlaka bir yabancı dile hakim olacak kadar öğrenin. 45 yaşında sırf dil öğrenmek için iki yıllığına yurtdışına gittim. Ailemi bırakarak gittim çünkü içimde ukde idi. Muhataplarımızla karşılaştığımızda bildiklerimizi anlatacak vasıtamız yoktu. Bir dil biliyorsanız bir insan daha var demektir. Teknolojinin nimetlerinden yararlanırken de onun da esiri olmamız lazım. Geleceğin dünyasında söz sahibi olmak istiyorsak teknolojinin kullanıcısı değil sahibi olmak mecburiyetindeyiz şu an güç füze, tank değil bilgidir.”
500 ÖĞRENCİYE BURS İMKANI
Konuşmasının sonunda Ege Üniversitesi’nde öğrenim gören 500 öğrenciye burs müjdesi veren Yıldırım, “Çok yakında eğer internet kullanamıyorsanız hiçbir günlük işini yapamayacak hale geleceksiniz. Eleştirmeyi bırakalım. Zaman ehleştirmek zamanı. İnandığınız gibi yaşayın yaşadıklarınıza sakın inanmayın. Unutmayın akıllı insan başkalarının tecrübesinden yararlanan insandır. Hayata mutlaka tebessüm ederek bakın hiç ama hiç ümitsiz olmayın. Ege Üniversitesinin bir Güneş Enerji Santrali projesi olduğunu öğrendik. Allah’ın güneşini alarak bedavadan elektrik üretecekler; akıllıca bir iş. Para yok pul yok. Ama paneller için paraya ihtiyaç var, bunları da yerli imkanlarla yapacaklar. Bu da güzel bir şey. Rektörümüz anlatırken ben de proje ile ilgili bilgi aldım. Yatırım ve bütçe başkanı ile konuştum projeyi yakından takip edeceğiz. Ege Üniversitesinin çok güzel bir arazisi ve konumu var. Aslında kendi kaynağını kendi üretecek bir üniversite. Buraya bir master plan çalışması gerekiyor. Temaslarını rektör yapmış bakan ile. Dönüşte ben de konuşacağım. Eğitim öğretim bilimleriyle, hastanesiyle, sosyal alanlarıyla, lojmanlarıyla, yeşil alanlarıyla bir bütün olarak ele alıp kendi içinde kaynağını üreterek yenilenmesi gerekiyor. İşi büyük tutmak lazım. Sadece hastane olarak işe bakarsak eksik olur. Üniversitenin yeni baştan ele alınması ve yerinde dönüşümün sağlanması mümkün. Bununla ilgili çalışma başlatacağız. Ayrıca benim de faaliyetlerine destek olduğum Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı var. Öğrencilere burs veriyor. Bugüne kadar 40 binin üzerinde burs verdi. Öğrencilere bir yılda en fazla burs veren özel vakıf. 4 bin öğrenciye bursa vereceğiz bu yıl. Başkanla konuştum 500 burs da Ege Üniversitesi’ne verilecek” açıklamasında bulundu.
YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR
Ege Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Necdet Budak ise, “Rektör olarak atandığım günden beri bir kurum geleneği oluşturmaktan, bilim üretmekten, çalışmaktan, öğretim üyesi, memur, işçi ve yönetim birliğinden bahsettim. Bu amaçla üniversitemizde eksikliğini hissettiğim gönül bağı ve aidiyet duygusunu tesis etmek için birçok faaliyet gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımızın dün külliyede dediği gibi üniversiteler öncülük etmeli ve ekonomik rekabete katkı sunmalıdır. Çünkü üniversite akıl demek, bilgi demek, paylaşmak ve umut demektir. Yapacak çok işimiz, kat edecek çok yolumuz var. Ege Üniversitesi, 2019 yılında araştırma üniversitesi olacaktır. Bir yıl önce Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilen ilk 10 araştırma üniversitesi yer alamamak Ege Üniversitesi gibi köklü bir üniversiteye yakışmamıştır. Ancak bu durumu önümüzdeki dönem telafi edeceğimize inancım tamdır.   Üniversite olarak hedefimiz bilgi toplumunun gerektirdiği temel bilgi ve becerilerle donanmış, milli kültür ve değerlerini özümseyen; insanlığın ve demokrasinin evrensel değerlerine bağlı; yüksek ahlak ve yüksek ve yüksek sanat anlayışına sahip öğrenciler yetiştirmek. Umutlarımız hiç eksilmesin, başarılarımız daim, yolumuz hep aydınlık ve açık olsun” ifadelerini kullandı.

 

Haber Merkezi