Kargocu adrese ulaşamıyor şirket ‘gideceksiniz’ diyor!

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Salgın sürecinde zor günler yaşayan kargo şirketlerinin çalışanları, İzmir’de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından daha da bilinmeze düştü… Yoğunlukla ‘Felaketin merkez üssü’ olarak tanımlanan Bayraklı’ya sipariş götürdüklerini kaydeden bir çalışan, ürünü götürdükleri evi enkaz altında bulduklarını söylüyor. Alıcı ise ya vefat etmiş oluyor ya da toplanma merkezlerine kurulan çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. İlçede kilitlenen trafik dolayısıyla aradıkları alıcıya ulaşmakta zorluk çektiklerini söyleyen çalışan, hasarlı binalara girmeye korktuklarını belirtti. ‘Hasarın fazla olduğu ilçelere kargo durdurulsun’ talebinin şirket tarafından reddedildiğini, ‘Gideceksiniz’ cevabı ile karşılaştıklarını aktaran çalışan, vatandaşlardan anlayış, işverenden ise ‘vicdan’ bekliyor.



ŞİRKET ‘GİDECEKSİNİZ’ DİYOR
Çalıştığı kargo şirketinden çıkarılma durumu olacağı için ismine ve soyadına yer veremediğimiz çalışan, şunları söyledi: “92 depremini yaşadım, 99’da Kocaeli Depremi’ni yaşadım, üniversite için Düzce’ye geçtim, oradaki sarsıntıyı da yaşadım. Sonrasında İzmir’e geldim, buradaki depremi de yaşamış oldum. Önceki depremler benim için bir tecrübe oldu. En azından psikolojik olarak hazırlıklıydım. İzmir’de kargo işi ile uğraşıyorum. Yaptığımız iş zaten normalde zor, insanları memnun etmek açısından zor. Böyle bir afet döneminde ise daha da kaos haline girdi. Şu durumda insanları zaten adreste bulamıyoruz.” Depreme siparişleri dağıttığı için yolda yakalandığını kaydeden kargocu, “O gün telefon açtım şubeye. Kargoyu sonlandıracağımı söyledim. Çünkü Bayraklı kargo dağıtılacak gibi değildi. Bayraklı’daki siparişlerin en azından bir hafta sonlandırılmasını talep ettim. İnsanlar zaten malının ve canının peşinde. Kimi nerede bulacağız da kargosunu teslim edeceğiz. Orada insanları bulup ‘kargonuz var’ demekte çok abes ve vicdansızca bir durum. Tüm bu söylemlerimize rağmen kargo şirketi ‘gideceksiniz’ dedi” ifadelerini kullandı.
KARGO İŞLEMLERİNİ DURDURSUNLAR
Çadır kentlere kargocuların alınmadığını belirten çalışan, “Giriş, çıkışı yasak. Kargo şirketine bu durumu söylediğimizde ‘arayacaksınız’ diyor. Yahu insanlar çadırlarda kalıyor, telefonu yanında mı, değil mi bilemeyiz ki. İzmir’de tek şubeyiz, oda Bayraklı’da. Enkaz dolayısıyla ilçenin trafiği bitik durumda. Kavşaklar kapatılmış, adrese nasıl gideceğimizi bilemiyoruz, gittiğimiz zaman evi yerinde bulamıyoruz, ev yerindeyse bile sipariş eden insan ya enkazda kalmış oluyor ya çadırda ya da ürünü almak istemiyor artık. Demin mesela bir kargomuz vardı. Kadın evde yok, halbuki evinde bir hasar yok. Aradık, tedirgin olduğu için yakınlardaki çadırlara yerleşmiş. ‘Eşe, dosta bırakabilirsiniz’ dedi ama ulaşamadığımız için bu da bizim için sıkıntı. Toplanma merkezlerine bir tane bile kargo götürdüğünüzde bin tane kaydı oluyor, bir sonraki siparişi geç götürmek zorunda kalıyoruz. Fırçayı da, sitemi de biz yiyoruz. En azından ciddi hasar gören ilçelerin kargo işlemlerini durdursunlar” dedi.
İHTİYAÇ FAZLASI TÜKETİLİYOR
Sırf adresi telefonda teyit ettiği için öldürülen kargocu vakasını hatırlatan Çalışan, “Binaya oturulabilir raporu vermişler ancak oturulacak durumu yok. İnsanlarda mecbur oturmak zorunda kalıyor, nereye gidecek? Biz o binaya gittiğimizde yukarıya çıksak sıkıntı, müşteriyi aşağıya çağırsak sıkıntı. Hem pandemi, hem de deprem bölgesinde insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Kargocular olarak tahmin edemeyeceğiniz bir emek sarf ediyoruz. Bu yüzden vatandaşlardan ricamız daha anlayışlı olmaları. Yüksekten bakan binlerce müşteri var. ‘Bu kargocu, bunun işi bu, mecbur, yukarıya çıkarmak zorunda, getirecek’ tarzında emri vaki cümleler hoş değil. İhtiyaç fazlası tüketiliyor bu dönemde. Evet, bizim işimiz bu. Ürünü adrese yetiştirmek zorundayız. Ancak farklı bir ses tonuyla, emir cümleleriyle konuşmak asla sağlıklı değil” bilgisini paylaştı.

 

Haber Merkezi