- Gündem
- 04.05.2025 11:08
Karşıyaka Belediyesi şubat ayı meclis toplantısına Enes Kara tartışması damga vurdu. CHP’li ve AK Partili meclis üyeleri arasında konu ile ilgili sert açıklamalar yapıldı
NURETTİN BAKİ
Karşıyaka Belediyesi Şubat ayı ilk olağan meclis toplantısı Zübeyde Hanım Nikah Sarayı’nda Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın yokluğunda Başkanvekili Atilla Baysak’ın yönetiminde gerçekleştirildi. Mecliste oylamaya sunulan gündem maddeleri oy birliği ile kabul edilirken son dönemde kamuoyunda tartışmalara neden olan Enes Kara’nın intiharı meclis gündemine damga vurdu. CHP’li Meclis Üyesi Hayati Doğan’ın tarikat ve cemaat yurtlarına yönelik yaptığı açıklamalar üzerine AK Partili Meclis Üyesi Adem Öztürk, islami eğitim veren kurumları kötülediği gerekçesiyle eleştirilerde bulundu.
BAŞKA GENÇLERİMİZ YAPMASIN DİYE…
CHP’li Meclis Üyesi Hayati Doğan, geçtiğimiz ay Elazığ’daki Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara’nın kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı sıkıntılar, gelecek kaygısı ve ailesinin baskıları nedeniyle yaşamına son vermesi hakkında konuştu. Cemaat ve tarikat yurtlarında kalan gençlerin yaşadığı sıkıntıları dile getirmek istediğini söyleyen Doğan, “Bazı tarikat ve cemaat yurtlarının tek amacı gençlerin inançlarına baskı yaparak sömürüp, maddi ve manevi çıkar elde etmektir. Enes Kara gibi pırıl pırıl gençlerimiz baskılara dayanamayıp canından vazgeçerek ‘imdat’ diyor. Merhumun intiharını dile getirelim ki; ileride gençlerimiz bunu yapmak zorunda kalmasın” ifadelerini kullandı. Doğan’ın söylediklerine cevap veren AK Partili Meclis Üyesi Adem Öztürk ise şunları söyledi: “Sayın Doğan’ın konuşmaları artık toplantılarımızda rüku haline geldi. Meclisin akışı içinde biz de bundan sonra kendi inanç değerlerimize göre vefat edenleri konuşacağız. Çünkü meclis buna dönüştü. Bunu yapması sıkıntı değil ancak yaparken toplumun bir kesiminin inanç temellerine perde tutup, saldırması bizi rahatsız eder pozisyona geldi. Enes Kara olayını baştan sona gidişatıyla ve sonucuyla alakalı bilgi sahibi olan bir insan olarak; ‘Hiçbir İslam’a ait inan sistemi kimseyi intihara sürüklemez. Kendi babasının deyimiyle de; ‘Oğlumu intihara sürükleyen inanç değil, inançsızlık ve ateizmdir, kötü arkadaşlardır. Onların vasıtasıyla oğlum kendi inanç dünyasını kaybettiği için intihara kadar sürüklenmiştir.’ Kişisel bir olayı alıp, İslami eğitimleri aşılamaya çalışan kurumları karalamak, kötülemek, onlara bağnaz ve yobaz demek hiçbir ilkeye sığmaz. O yüzden Hayatı Bey’in çeşitli meclislerde yaptığı bu konuşmalarda arada verdiği bu sübliminal mesajlar bizleri rencide noktasına getirmiştir. Eğer bu tavır devam ederse... Biz de meclisin çalışma aritmetiğine kendi inanç dünyamızı esas alarak o zamanlar içinde ölen kişileri bir iki tane özgeçmişiyle beraber anlatarak sübliminal mesaj mı verelim? Artık buna bir son verilmeli.”