Kartal uçuşa geçti

İzmir’e gelen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Hilton Oteli’nde düzenlenen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) 12. Başkanlar Kurulu Toplantısı’na katıldı. Toplantının kapanış konuşmasını yapan Bakan Müezzinoğlu, işadamlarının ülkenin önemli gücü ve geleceğe ait vizyonun kurumsal yapısı olduğunu belirterek, “Bu millete 150 yıldır kır tavuğu muamelesi yaptılar. Sen daha fazlasını hak etmiyorsun diyerek kabullendirdiler. Bu millet ne kadar isyan etse de o içindeki fıtratını kaybetmedi, bir gün havalanacağına inandı. Kartal artık uçuşa geçmiştir” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.04.2015 07:41
  • Güncelleme Tarihi : 06.04.2015 07:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kartal uçuşa geçti

NİLGÜN TAZE

Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı kapsamında toplumda farkındalık kazandırmak amacıyla belirli aralıklarla sağlıklı yaşam yürüyüşleri düzenleyen İzmir Halk Sağlığı Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Programlar Şube Müdürlüğü Koordinatörlüğü’nde gerçekleştirilen yürüyüş öncesinde söz alan Müezzinoğlu, kanser, diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları gibi hastalıkların sağlıklı beslenme ve hareketli yaşamla engellenebileceğini söyledi. 2016 bütçe toplantısı nedeniyle yürüyüşe katılamayan Müezzinoğlu toplantı sonrası Hilton Otel’de düzenlenen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) 12. Başkanlar Kurulu Toplantısı’na katıldı. Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar zaman zaman insanına, girişimcisine güven duymayan, insanından girişimcisinden korkan yönetim anlayışlarıyla karşı karşıya kalındığını ve Türkiye’nin üç büyük kazanımı olduğunu belirten Müezzinoğlu, “Artık Türkiye, dinamikleri merkeze alan, milletin hayalleri ve hedefleri peşinde koşuyor. Geçen süreçlere baktığımızda yatırımcımız ve girişimcimiz renklere ayrıştırıldı. Özellikle 28 Şubat dönemi zaman zaman bu ülkenin girişimcisi olarak o dönemler de ben de içinde olmak üzere girişimciler ağır bedel ödedi. Yeşil sermaye ile ümüğümüz sıkıldı. Bu yalnız iş adamına yapılmadı, millete de yapıldı. ‘Milletin yarınlarını yalnız ben planlarım’ gibi bir anlayışa mahkum olunan dönemler oldu. Bunların ağır bedellerini de ödedi bu millet. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diye doğru bir kuruluş felsefesi var. Ama ne yazık ki sözde kaldı. Milli iradenin hak ve hukuku sözde kaldı, özü itibariyle de gücü elinde tutan, tutamadığı zaman da ‘güç benim’ diyerek, milli iradeye müdahale yapıldığı ve bedeller ödendiği süreçleri gördük. Ancak, bu süreçte kazanımlara baktığımızda üç basamağa ayırdığımızda birincisi 23 Nisan’da ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek kurulan TBMM. İkinci kazanım, çok partili siyasi yaşam oldu. Milli iradenin gelecek hayallerini daha güçlü kılabildiği ve sandıkta tecelli ettiği bir dönemin başlangıcı oldu. Ama ne yazık ki arka plandaki irade milletin iradesi ile örtüşmedi. ‘Benim çizdiğim çerçeve dışına çıkana gerekirse darbe yaparım, milletin temsilcilerini dar ağacında sallandırırım’ diyecek kadar ağır bedel ödetildi. Nitekim rahmetli Adnan Menderes idam edildi. Birileri milli iradenin üzerinden silindir gibi geçti. Bedeli milletin umutları, hayalleri ödedi” dedi.

BÜYÜK TUZAK KURDULAR”

Milli iradeye yapılan darbelerin 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat süreci ile devam ettiğini kaydeden Müezzinoğlu, ülkede milli iradenin hak ve hukukuna değer vermeyen, saygı duymayanların, ‘egemenlik milletindir’ sözünü anlayış olarak benimseyenlere ağır bedeller ödettiğini vurgulayarak, “Üçüncü döneme geldiğimizde 2002’den bu yana milli iradeyi hak ve hukukun merkezine alan, milli iradeden taviz vermeyen bir AK Parti iktidarı dönemini yaşıyoruz. 12 yıl zarfında milli iradeyle oynayanlar, belirli müdahaleleri yapmakla ilgili çok tuzak kurdu. Toplumun, milletin önünde milli irade ile bağdaşmayan adımlar atmaya çalıştılar. Ama başaramadılar. Niye? Çünkü milletin hak ve hukukunu koruyan bir siyasi anlayış vardı. O da AK Parti’dir. Bu süreçte kurulan tuzaklardan biri kapalı kapılar arkasında planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. O belirli güç odakları ‘Eşi başörtülü biri cumhurbaşkanı olamaz’ diyordu. Bu milli iradeye yapılan bir müdahaleydi. Buna CHP de destek verdi. Milletten, halktan yana olması gereken bir CHP kapalı kapılar arkasındaki suflelerin esiri oldu ve ‘TBMM 367 olmadan toplanamaz’ hükmünü Anayasa Mahkemesi’ne götürerek hukuk garibesi bir karar çıkarttı. Halbuki TBMM, ‘Irak’a müdahale yapılabilir mi yapılamaz mı’ oylamasında 184 ile toplanmıştı. Bütün anayasal değişikliklerde 184 milletvekilinin olması gerekiyordu. Ama öyle bir sufle ki ‘367 olmadan toplanamazsınız’ı millete karşı dayattılar. Ama milli iradeden yana olan AK Parti, cumhur cumhurbaşkanını da seçer. O süreçten bugün çok şikayetçi oldukları, o tuzağa kendileri düştüler. Artık cumhurbaşkanı seçiminde irade milletindir, kapalı kapılar ardındaki güçler değildir” açıklamasını yaptı.

“ALTYAPIYI TAMAMLAYACAĞIZ”

Milli iradenin üçüncü kazanımının 23 Nisan ve cumhurun başkanını seçtiği süreç olduğunu şimdi de cumhurun seçtiği başkanı cumhurun seçtiği dinamiklere kavuşturmak gerektiğini ve 2015 seçimlerinden sonra bu süreci tamamlayan bir altyapıyı bu millete kazandırmış olacaklarını belirten Müezzinoğlu, “Bunu başardığımızda yalnız geleceğe ait hedeflerini düşünecekler ve geri dönüşümlerini alabilecekler. Ama 12 yıl önce bir gecede borcunun, iki misli büyüdüğünü, 500 bin ile ifade edilen iflasları yaşadı bu ülkenin girişimcileri. Yalnız iflasla kalmadı cezaevlerine mahkum oldu, yüzbinler işsiz kaldı. Çünkü arka planda bu ülkeyi yönetmek isteyenler bunu başardılar. Ama bundan sonra başaramayacaklar.”

Türkiye’nin geçen 12 yılda orta gelir seviyesini yakalamış bir ülke olduğuna dikkat çeken Müezzinoğlu, iş adamlarına da tavsiyelerde bulundu. Müezzinoğlu, orta gelir tuzağına düşmeyen bir ülke olmamız gerektiğini belirterek şunları söyledi: "2023’te GSMH’nin 2 trilyon dolara getirmiş, kişi başına 20 bin doları aşmış bir ülkeyi hedefleyen bir noktadayız. Bunu sizlerle, Anadolu’nun insanı, girişimcisi ile başaracağız. Bu anlamda sizlere düşen sorumluluklar, bir defa dünyayı çok daha cesur okumak ve özgüvenli adımlar atmak. Ar-Ge’nin çok önemli olduğu süreçleri ıskalamadan yakalamak, açılan makası hızla kapatmamız lazım rutini yaparken marka değeri yüksek, katma değeri yüksek söz sahibi olmamız lazım" dedi.

“FAİZLER YÜZDE 5’İN ALTINDAYDI”

Gezi olaylarına değinen ve hayal edilemeyecek yeni tuzakların, tezgahların 7 Haziran’da bittiği dönem olacağını ifade eden Müezzinoğlu, “Gezi olayları ne kadar ileri bir tuzak olduğunu görüyoruz. Gezi’ye destek verenler bile ‘Ah bizi ne tuzağa düşüreceklermiş’ diyor. Dün akşam Gezi olaylarını pompalayan bir kanal bir yerde konut yapımıyla ilgili ağaç sökümlerinin ne kadar doğru olduğunu, ağaçların numaralandırılıp başka yere taşınmasını ballandıra ballandıra anlatıyor. O kanalın Gezi olaylarındaki aynı mantalite, ağaç sökümü sunmasıyla şimdikini yan yana koyun ve ihanetin derecesini kıyaslayın. Bu ülkeyi seven pozisyonda dursalardı faizler yüzde 5’in altındaydı. Şu an yüzde 10’ları konuşuyoruz. Arkadaki plan, Türkiye’nin gelişmesi birilerini rahatsız etti. Üçüncü havalimanı, şehir hastanelerimiz, Marmaray, tüneller, ekonominin 2 trilyon olması kimi rahatsız ediyor? Türkiye ekonomisinin en iyi 10 ülke arasına girmesi kimi rahatsız ediyor, bana göre Almanya, İngiltere, Fransa’yı rahatsız ediyor. Almanya’nın rahatsız olması son derece normal, yabancıların rahatsız olmasını anlarım. Ama içeride milletten yana görünenlerin aldıkları pozisyonları millete ne kadar ihanet ettiklerini millet okudu, onlar da okusunlar; yoksa milli iradenin asla temsilcisi olmayacaklar. Bu anlamda bu ülkenin geleceğine inanın, geleceğinde belirli rol alma azminizden asla bir şey kaybetmeyin. Bu ülkenin geleceği yarınları daha güzel olacaktır. Yeter ki ülkenin kaderini merkeze alarak yürüyelim. Zorlukları sıkıntıları onlarca kapı kapansa bile yüzlerce yeni kapıların açılacağı inancına tam olarak yürümeliyiz. Bütün zorlukları aşarken de inancımızın ve güvenimiz nereye oturduğunu, sabit ayağımızın nereye bastığını bilenlerdensiniz. Sabit ayağın nerelere uzanabileceğini hep birlikte şekillendireceğiz. Yeter ki kendinize olan özgüveni kaybetmeyin, yeter ki bu milletin fıtratında olan özgüveni kaybetmeyin. Çünkü bizim fıtratımızda yalnız olmak, asla birilerine teslim olmak yoktur”  açıklamasını yaptı.

“KARTAL ARTIK UÇUŞA GEÇMİŞTİR”

Bakan Müezzinoğlu, ülke yönetimine ilişkin Avusturalyalı bir yazarın ‘Hayalleri olanlar asla uyumazlar’ kitabında okuduğu Kızıldereli hikayesini paylaştı. Hikayeyi işadamlarıyla paylaşan Müezzinoğlu, “Kızıldereli, her gün ormana çıkıyor avlanıyor. Bir gün yine çıktığında bir kır tavuğu kuluçkaya yatmış, 10-15 adım ötede bir yumurta görüyor. Ve o yumurtayı kuluçka yatan tavuğun altına koyuyor. Bir süre sonra yumurtalar çatlıyor. Çatladıkça birbirine benzer civcivler çıkıyor. Ancak kendi koyduğu yumurtadan başka bir civciv çıkıyor. Kızıldereli, yine gözlemliyor. Bakıyor kır tavuğu hepsine annelik yapıyor. Fiziksel özellikleri değişen diğer civciv gökyüzünde kartal görüyor. Ona imreniyor, kanatlarını aşmak istiyor. Başaramıyor. Ertesi gün yine görüyor, yine yapmaya çalışıyor. Bir taraftan Kızıldereli kartalı izliyor. 2-3 hafta sonra gökyüzündeki kartala gıptayla bakan civciv biraz uçmaya başlıyor. Kartal gibi yükseliyor. Bu millete 150 yıldır kır tavuğu muamelesi yaptılar. Sen daha fazlasını hak etmiyorsun, kabullendirdiler. Bu millet ne kadar isyan etse de o içindeki fıtratını kaybetmedi, bir gün havalanacağına inandı o uçuşun arefesinde zaman zaman yere indirmeye çalışsalar da bu kartal artık uçuşa geçmiştir” dedi.

“SAĞLIKLI BESLENME VE SPOR KORUR”

Bakan Müezzinoğlu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) toplantısı öncesinde de İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde düzenlenen İzmir’in Sağlık Yatırımlarını Değerlendirme ve Kararlar Toplantısı’na katıldı. 2014 yılından itibaren düzenlenen Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı kapsamında toplumda farkındalık kazandırmak amacıyla sağlıklı yaşam yürüyüşleri düzenlenmekte olduğunu bildiren İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü, 2015 yılında da yürüyüşlerin haftalık olarak devam edeceğini bildirdi. Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Programlar Şube Müdürlüğü Koordinatörlüğü’nde, Halk Sağlığı Müdürü Mehmet Nil Hıdır’ın da bizzat katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüş organizasyonu öncesinde konuşma yapan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Günümüzde birçok kronik hastalıkla mücadele ediyoruz. Bunların başında kanserler, diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, kronik hava yolu hastalıkları ve obezite gelmekte. Tüm bu hastalıklar yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkilemekte. Sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşamla bu hastalıkların önüne geçilebilir” dedi.

2016 İzmir sağlık yatırımlarını planlamak nedeniyle yürüyüşe katılamayan Müezzinlioğlu sağlıklı yaşamı teşvik etmedeki çalışmalarından dolayı tüm halk sağlığı çalışanlarına teşekkür etti.

ÖZGÜVENE YÜZDE 10 KATKI

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) toplantısının ardından Swiss Otel’de düzenlenen ‘Genç Hekimler Buluşuyor, Sağlığın Geleceğini Konuşuyor’ toplantısına katılan Müezzinoğlu genç hekim adaylarının sorunlarını ve beklentilerini dinledi. Sağlık Bakanlığı olarak sağlık hizmeti sunumunda çok iddialı bir noktaya geldiklerini, hasta ve hasta yakınlarına sunulan hizmetlerin memnuniyet verici  olduğunu belirten Müezzinoğlu, “Sağlık alanında emeği ve fedakarlığını gece ve gündüz sunan bir meslek grubumuz var.

Her yaş grubundan 1 milyon çocuğu ve genci olan bir ülkeyiz. Bu kişilerin gelişim ve

özgüvenine yüzde 10 katkı verebilirsek, gençler olarak kazanım elde etmiş olacağız. O

nedenle, bu toplantıları çok önemsiyoruz ve çok da istifade ediyoruz. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalara, öğrencilerimizi ve hocalarımızı da katmaya karar verdik. Bugün üçüncü kez bu etkinliği yapacağız. Tıp fakültelerini de bu vesile ile bölge bölge tanımış olacağız. Ancak sağlıkta hizmet sunumunun çok iyi olması yeterli değil. Bu durum çok iyi bir sağlık tüketicisi olduğumuzu da gösterir. Bu nedenle bununla çok övünmemeliyiz. Tıp alanında bilgi üreten ve tıbbi tedaviye katkı sunan ayakları oluşturmamamız lazım. Türkiye'de de şu ürün var dedirtmemiz lazım. Şimdi artık Sağlık Enstitüleri Başkanlığı var. Bundan sonra da kanser enstitüsüyle, bu alandaki araştırmalarını çok daha güçlendireceğiz. Türkiye'de kanser tedavisinde, şu ürünler üretilmiş ve şöyle katkı konmuş denecek altyapıyı kuruyoruz. Sadece tüketen değil, tüketileni de üreten alanlarda söz sahibi olacağız. Sağlık turizminde 1.5 milyarlık nüfusa hitap ediyoruz. Sağlıktaki bilgi birikimini ve altyapıyı sağlık turizminde kullanmalıyız. İzmir’i sağlık turizmi merkezi yapacağız” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi