“Katma değer yaratamıyoruz”

BURCU YANAR
Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) “Küresel Düzende ve Türkiye’de Önümüzdeki 10 Yılın Yeni Ekonomik ve Jeopolitik Beklentileri” toplantısının konuğu eski diplomat, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) yöneticisi, iş insanı, stratejist, The Bosphorus Energy Club’ün kurucusu ve İcra Başkanı Mehmet Öğütçü oldu. Yerel seçimler sonrasında reform alanlarına ve projelere odaklanılması gerektiğini ifade eden ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, hem Türkiye’nin hem de Ege Bölgesi’nin lokomotifi olan İzmir’in hikayesinin yeniden yazılması gerektiğini söyledi.
BREXİT’İN OLUMSUZ ETKİSİ
Açılış konuşmasında küresel risklere vurgu yapan ESİAD Başkanı Fadıl Sivri, “Küreselleşmenin başarıları ve eksiklikleri hem hükümetler hem de halk nezdinde ilk defa bu kadar ağır bir biçimde sorgulanıyor. İngiltere’de 29 Mart tarihinde anlaşmasız Brexit’e doğru gidiliyor. Bunun belirli sektörlerimize olumsuz etkileri olabilir. ABD’de hükümet ocak ayından beri kapalı. Bununla birlikte, başta Çin’in yavaşlayan büyümesi ve küresel büyümeye zincirleme etkileri olmak üzere, AB’nin sanayi üretiminde ve ABD’deki yavaşlama sinyalleri,  dış dünyadan kaynak girişini zora sokan diğer sebeplerin başında geliyor” diye konuştu.
Küresel düzende ve Türkiye’de önümüzdeki 10 yılın yeni ekonomik ve jeopolitik beklentileri konusunda ihtiyaç listesi oluşturduklarını ifade eden Sivri, “Rekabet gücümüzü ve refahımızı artıracak reformist ekonomik politikalara, liyakat ile yönetilen bağımsız ve güçlü kurumlara, çağdaş bir eğitim anlayışına, her alanda kadın-erkek eşitliğine, dünya ile bütünleşmemizin önemini kavrayan, diplomasi dilinden asla vazgeçmeyen bir dış politikaya, toplumun güvenini kazanmış bir yargı sistemine ve son olarak kutuplaşmadan, uzlaşı kültürüyle birlikte yaşayan keyifli ve mutlu bir refah ve bilgi üreten toplum yapısına ihtiyacımız var” ifadelerine yer verdi.
 


“REFORMA İHTİYAÇ VAR”
Toplantının konuğu eski diplomat, Mehmet Öğütçü, Türkiye’nin dünya trendleriyle uyumlu bir şekilde ilerlemesi için küresel çapta rekabetçi, kırılganlığı minimize edecek bir ekonomik sisteme dönmek zorunda olduğumuzu söyledi. Üretime dayalı, aşırı tüketimi caydıran, Türkiye’nin karşılaştırmalı üstünlüğü olan bir ekonomi politikası geliştirmesi gerektiğini belirten Öğütçü, “Dünya ekonomisinde ciddiye alınmak için teknoloji ağırlıklı, katma değerli üretim yapmamız şart. Dışarıdan ithal ettiğimiz, pahalıya mal olan enerjiyle ağır sanayi sektörlerini uzun süre sürdürmemiz ve rekabet edebilmemiz mümkün değil. Ülkemizin görece üstün olduğu tekstil, krom ve bor gibi alanlarda dahi katma değer yaratamıyoruz. İstihdama katkısı olan inşaat sektöründe dünyada ikinciyiz ama mimaride, inşaat kalitesinde, yeniliklerde çok fazla bir şey ortaya koyduğumuz söylenemez. Bunun kadar önemli diğer husus, eğitim. Dünya sıralamasında 80-90’ıncı gibi bir konumda yer alıyoruz. Hiçbir şekilde siyasi temellere, projelere kurban etmeden, tamamen ülkenin geleceğine, dünyadaki gelişmelere ve kaliteli insan sermayesine odaklı bir eğitim stratejisini çoktan uygulamaya başlamış olmamız gerekiyor. Diğer önemli bir konu da dış politika ve güvenlik. Çok ciddi bir şekilde reforma ihtiyaç duyulan alanlardan biri de dış politikadır” diye konuştu.
“DUYGUSALLIĞA YER YOK”
Türkiye’nin ilişkilerinde duygusallığa yer olmaması gerektiğini ifade eden Öğütçü, örneğin İngiltere’nin düşmanı olmadığını, Türkiye’nin de gelişmelere ayak uydurması gerektiğini söyledi. Ülkemizin yakın tarihine ve coğrafyasına baktığımızda geçmişteki ilişkilerimizin birçoğunun bugün yeterince iyi durumda olmadığını, dış politika stratejilerinin de birtakım hatalarının olduğunu belirten Öğütçü, bu hataların ekonomi alanı için de geçerli olduğuna dikkat çekerek, “Eğer olayları iyi okur ve doğru hamleler yaparsanız önlemleri alırsınız. Teknoloji ve yapay zekâda, elektrikli araçlarda, yenilenebilir enerjide teknoloji üretmede geri kalmış olduğumuz alanları telafi edecek hamlelere ihtiyaç var. Ne olduğunu bilir, dikkatle izlerseniz, iyi bir yönetim bunların arasında kendisine yol bulabilir. Türkiye’nin kendisine yeni bir konumlandırma yapması gerekiyor. Teknoloji geliştiren, yapay zekada yarışa katılan, enerjide ikmal güvenliğini ve teknoloji üretimini sağlamış, eğitim sisteminde farklı düşünen beyinleri destekleyen bir yapılandırmaya ihtiyaç var” sözlerine yer verdi.
 

Haber Merkezi