Koranavirüs kırsal yaşama etkisine dikkat!

Koronavirüsün kırsal yaşamı da etkileyebileceğine dikkat çeken Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, buradaki yaş ortalamasının 55 olduğu hatırlatmasında bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 21.03.2020 07:39
  • Güncelleme Tarihi : 21.03.2020 07:39
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Koranavirüs kırsal yaşama etkisine dikkat!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Koronavirüs birçok sektörü etkilediği gibi tarımı ve kırsalı da etkiledi. Özellikle insanlar, bu virüsten kaçmak için kırsala akın etti. Mayıs-haziran aylarında kırsala ve yazlıklara gitmesi gereken insanlar, virüs sebebiyle şimdiden gitmeye başladılar. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, virüsün kırsal yaşamı, tarımı ve gıdayı nasıl etkilediğini anlattı. Virüse karşı alınan önlemlerin çoğunlukla şehirde yaşayanlar için yapıldığının altını çizen Yıldırım, kırsalda yaşayanların kentlerle olan bağının unutulmaması gerektiğini vurguladı. Yıldırım, “Koronavirüse karşı önlemler, açıklamalar çoğunlukla şehirde yaşayanlar dikkate alınarak yapılıyor. Hastalık ve bulaşma riski şehirlerde çok yüksek olması bunda önemli bir etken. Ancak, şehirde yaşayanların kırsalla güçlü bir bağı olduğu da unutulmamalı. Okullar tatil olduktan sonra yazlıklara gidenler olduğu kadar kırsala giden, köyüne dönenler de oldu. Tarla, bağ, bahçe işleri arttıkça, hasat zamanı yaklaşınca, önümüzdeki günlerde kırsala gidenlerin sayısında daha büyük artışlar olacaktır. Türkiye’de şehirlerde yaşasa da herkesin bir ayağı kırsalda. Bu nedenle önlemler alınırken kırsalın da dikkate alınması şart. İletişim araçları en ücra köylere kadar girse de kırsala yönelik uyarıların yapılması ve bazı önlemlerin alınması gerekiyor. Ayrıca kırsalda yaşayanların yaş ortalamasının 55’in üzerinde olduğu unutulmamalı. Köy yerinde, umreden dönen komşusunu ziyaret etmemek, tokalaşmadan selamlaşmak, hasta ziyaretine gitmemek ‘ayıp’ sayılıyor. Tarlaya, bağa bahçeye genellikle hep birlikte gidiliyor. Mevsimlik işçiler toplu halde taşınıyor ve derme çatma yerlerde hep birlikte yaşıyorlar. Sağlık koşulları yetersiz. Koronavirüsüne karşı önlemlerin çoğu geçersiz kalıyor” diye konuştu.



TARIMSAL GÜÇ HAREKETE GEÇMELİ
“Koronavirüs nedeniyle birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ekonomide sıkıntılı günler yaşanacaktır” diyen Yıldırım, “Alınan önlemler çerçevesinde zorunlu olarak işyerleri kapanıyor, oteller, restoranlar, hizmet sektörü belli alanlarda devre dışı kalıyor. Fabrikalar, imalathaneler kapasitelerini düşürmek zorunda kalıyor, tamamen kapananlar var. Böyle bir ortamda tarımsal üretimin durması mümkün değil. Gıda ihtiyacının karşılanması için tarımsal üretimin devam etmesi gerekiyor. Yapılacak toplantılarda esnafın, finans, hizmet ve sanayi sektörünün sorunları ve önlemler ele alınıyor. Tarım sektörü de unutulmamalı. Bir kez daha yinelemekte yarar var. Koronavirüs, tarım ve gıdanın önemini ve Türkiye’nin bu alandaki güçlü potansiyelini bir kez daha gösterdi. Özetle, koronavirüs konusunda alınacak önlemlerde, yapılacak çalışmalarda kırsalın unutulmaması gerekir” dedi. 



VİRÜS GIDA İLE BULAŞMIYOR
Virüsün gıda ile bulaşmadığını dile getiren Yıldırım, “Koronavirüs dünyayı adeta esir almışken, bir yandan virüse ve ölümlere çare aranırken bir yandan da insanların yaşamını sürdürmesi için gerekli gıdaların temini için çalışmalar yapılıyor. Birçok ülke tarım ve gıda üretiminin devamı için önlemler açıkladı. Konunun iki boyutu var. Birincisi, koronavirüsün tarım ve gıda ürünleri ile bulaşıp bulaşmadığı. Diğer boyutu ise ülkelerin aldıkları önlemler çerçevesinde sınırların kapatılması, ulaşımın engellenmesi, bazı ülkelerde sokağa çıkma yasağına kadar varan önlemlerin tarım ve gıda üretimini, tüketimini nasıl etkileyeceğidir. Salgının en etkili olduğu Avrupa Birliği ve Çin başta olmak üzere, Amerika Birleşik Devletleri ile Dünya Sağlık Örgütü kaynaklarının tamamı, gıda tüketimi ile koronavirüsün bulaştığına dair bir kanıt olmadığı konusunda hemfikir. Tarımsal üretim ve gıda güvenliği konusunda ise farklı görüşler var. Ancak gerçek olan şu ki, bu salgın bir kez daha tarım ve gıdanın önemini gösterdi. Daha da önemlisi kendi kendine yeterliliğin önemi bir kez daha kanıtlanmış oldu” diye konuştu.
TÜRKİYE BOŞLUĞU DOLDURABİLİR
Gıda konusunda birçok konuda Türkiye’nin rakibi konumunda olan İtalya ve İspanya’da yaşanan virüs salgını nedeniyle oluşan boşluğu Türkiye’nin doldurabileceğini belirten Yıldırım, “Türkiye’nin genel olarak bugüne kadar süreci iyi yönettiği söylenebilir. Bilim Kurulu rehberliğinde alınan önlemler yerinde. Tarım ve gıda konusunda ise, Türkiye’nin virüsün başladığı Çin’den tarım ve gıda ürünü ithalatı çok sınırlı. Bu nedenle Çin kaynaklı bir sorun yaşanması beklenmiyor. Avrupa Birliği ise, Türkiye’nin dış ticaretinde çok önemli bir pazar. Hem ithalat hem de ihracat açısından. Koronavirüsün şu anda en etkili olduğu İtalya ve İspanya birçok üründe Türkiye’nin en ciddi rakipleri. İtalya ve İspanya’dan ürün tedariki yapamayan ülkeler Türkiye’ye yöneliyor. Fakat Türkiye’nin buna hazırlıklı olduğunu söylemek mümkün değil. Türkiye, koronavirüs nedeniyle iş yapma bakımından şu anda birçok Avrupa ülkesine göre daha güvenilir ve temiz. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa’dan Amerika’ya seyahat yasağı uygularken Türkiye’yi bu kapsamın dışında tutması bile bunun önemli göstergelerinden birisi. Koronavirüsten ölümlerin konuşulduğu bir dönemde bunu “fırsat” olarak değerlendirmek elbette insani değil. Fakat bundan ders almak gerektiği de çok açık. Yıllardır söylediğimiz, yazdığımız gibi, Türkiye, sahip olduğu potansiyeli değerlendirebilse tarımda sadece kendi kendine yeterliliği değil, dünyayı da bir ölçüde doyuracak potansiyele sahip. İnsanların ilaca, tedaviye olduğu kadar sağlıklı ve güvenilir gıdaya da ihtiyacı var. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da ifade edildiği gibi Türkiye’nin yeterli gıda stoku var. Fakat birilerinin koronavirüs endişesini fırsat bilerek ürünleri fahiş fiyatla satmasına kesinlikle izin verilmemeli” şeklinde konuştu. 



RAMAZAN VE VİRÜS FIRSATÇILARI
Virüsü fırsat bilerek gıdaya zam yapanların şimdi de Ramazan’ı fırsat bilerek zam yapmaya hazırlandıklarını belirten Yıldırım, “Daha önce de yazdığımız gibi gıda ürünleri konusunda bir yokluktan, darlıktan söz edilemez. Ancak, koronavirüs önlemlerinin uygulanmaya başlanması ile gıda stoku yapılmasını fırsat bilenler fiyatlara ciddi zam yaptılar. En çok satın alınan bakliyat, makarna ve diğer kuru gıdaların fiyatları bir anda ikiye üçe katlandı. Virüsü fırsat bilen fırsatçılar şimdi de Ramazan öncesi zam yapmaya hazırlanıyor. Her yıl olduğu gibi Ramazan öncesi ürünler zamlanacak endişesi var. Virüsü ve Ramazan ayını fırsat bilerek zam yapanların mutlaka engellenmesi gerekiyor” dedi. 
 

Haber Merkezi