Küçük bir hareket kocaman bir adım

Farklı şehirlerde yaşayan 4 anne, Serebral hastası olan çocuklarının masraflarını karşılamak için kendilerince yöntem geliştirdiler. Anneler, geceleri sarma sarıyor ve sardıkları sarmaları internet üzerinden satıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 08.04.2018 09:28
  • Güncelleme Tarihi : 08.04.2018 09:28
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Küçük bir hareket kocaman bir adım  haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Antalya’da yaşayan Semra Sönmez’i hatırlarsınız. Serebral Palsi hastası çocuğunun masraflarını karşılamak için evlere temizliğe giden Sönmez, çocuğunun ameliyat sonrası bakımı nedeniyle evde yaprak sarması yapıp satarak geçimini sağladığını duyurmuş ve dayanışma çağrısında bulunmuştu. Onun bu çağrısına Ankara, İzmir ve Antalya’dan üç anne daha ses verdi. Ve bu dört becerikli anne dayanışmayı büyütüp, Serebral Palsi hastası olan çocukları için bir kampanya başlattı. Çocuklarının hastalığından dolayı çalışamayan ancak tedavi masraflarını çıkarmak isteyen anneler, geceleri evde sarma sarıp internet üzerinden kargoluyorlar. Hızla büyüyen kampanyalarına ise Türkiye’nin her yerinden destek yağıyor. Bu azim, mücadele ve insanın içini ısıtan bir dayanışma hikâyesi. Bizler de dayanışmaya tanıklık etmek için İzmir’de bulunan Neslihan Akın’ı ziyaret ettik. Kendisi tam da umduğumuz gibi sarmaların başındaydı. Yanı başında ise çok özel bir çocuk vardı. Ayberk… Ve anne Neslihan Akın’ın oğlu Ayberk için verdiği mücadele de tıpkı Semra Sönmez gibi bir tweet ile başladı. ‘Oğlumun rahat nefes alıp vermesi için çok fazla fizik tedaviye ihtiyacımız var. Bunun için de sarma siparişi almam lazım. Görenler lütfen paylaşsın’ çağrısında bulunan Akın’a İngiltere’den bir vatandaş ses verdi. Bu sesle birlikte Ayberk nefes almaya başladı.

BİR TWEET İLE BAŞLADI

Neslihan Akın 37 yaşında, genç bir anne olmasına rağmen büyük bir yükü omuzlarında taşıyor. Aslında bakarsanız bu onun için kötü bir tabir. Çünkü 9 aylık iken engelli olduğunu öğrendiği çocuğu kendisi için asla bir yük değil. Ayberk’in hastalığına ilişkin konuşan fedakar anne Neslihan Akın, “2 çocuk annesiyim. Biri 12 yaşında ve sağlıklı bir çocuk, biri de 7 buçuk yaşında ve çok özel bir çocuk. Ayberk doğum anında oksijensiz kaldı. Hem SP, hem epilepsi, hem de kronik akciğer hastası. Maskeyle yaşıyor. Maskesi düşecek diye geceleri bile uyumuyorum. Doğduğu an engelli olduğu belliymiş fakat biz daha sonra öğrendik, Ayberk 9 aylık iken. Türkçesi beyin felci olan bir rahatsızlık bu ve kalıcı bir rahatsızlık” dedi. Her şeyin bir tweet ile başladığını ve sarma fikrine nasıl dahil olduğunu aktaran Akın şöyle devam etti: “Engelli oğluyla birlikte temizliğe giden arkadaşımız Semra Sönmez’den çıktı bu fikir. Ancak çocuğu ameliyat olduktan sonra temizliğe gidememeye başladı. O da ‘Ne yapabilirim’ diye düşünürken bir tweet atmak aklına gelmiş. Çok yakın arkadaşım olduğu için kendisini takip ediyordum ben de. ‘Evde sarma yapıyorum. Sarma siparişi vermek isteyenler lütfen ulaşsın’ şeklinde bir tweetti. Ardından hemen kendisini aradım. Ayberk’in rahatsızlığından dolayı dışarıya çıkamıyordum. Çocuğumuzu daha rahat yaşatmak için sürdürdüğümüz tedaviler var. Bunun için de çalışmam gerekiyordu. Eşim işçi ve belli bir süre sonra baktık ki yetmiyor. Bu iş tam bana göreydi. Aradıktan sonra Semra Hanım’a dedim ki, ‘Abla ben de tweet atıyorum ve sarma siparişi alıyorum.’ Eşim her eşin yaptığı gibi önce dalga geçti. Ertesi gün bir mesaj geldi ve 2 kilo sarma siparişi aldım. Müşteriden parayı alınca çok heyecanlandım.”

İNGİLTERE’DEN DESTEK…

Kısa zaman önce pek sipariş alamadığını ve bunun üzerine tekrar bir tweete başvurduğunu kaydeden Akın, attığı tweet ile ‘Oğlumun rahat nefes alıp vermesi için çok fazla fizik tedaviye ihtiyacımız var. Bunun için de sarma siparişi almam lazım. Görenler lütfen paylaşsın’ dedi. Akın’ın paylaşmış olduğu bu tweet sonucu Türkiye kadar İngiltere’den de kendisine destek mesajları yağdı. Akın olayı şöyle aktardı: “İngiltere’den bir arkadaş tweeti görüyor. Ve Türkiye’den yakın bir arkadaşına ‘Gerçekten bu haber doğru mu?’ diyor. Daha sonradan beni etiketleyerek, ‘Böyle bir şey doğru mu Neslihan Hanım?’ diyerek bana yazıyor. Onun da sayesinde Vodafone’a 20 kilo sipariş gönderdim. 2 günde o kadar kilo sarmayı nasıl yaptık, ettik hatırlamıyorum. Gönderdiğimiz kurum da sarmayı yerken ki fotoğraflarını bize atıp beğendiklerini belirttiler. Çok şükür ki gönderdiğimiz hiçbir ürün bize geri gelmedi. Siparişlerimiz ara sıra duruyor, ara sıra da biz böyle attığımız tweetlerle canlandırıyoruz.”

 

ASKERLER DE KULAK VERDİ

Neslihan Akın’a, Zeytin Dalı Harekatı’nda görev alan Mehmetçiklerden de destek geldi. Askerler, elleri öpülesi anneden sarma siparişi vererek sokak çocuklarına dağıtılmasını istedi. İlk önce 2 kilo sipariş alarak askerler adına sokak çocuklarına sarma dağıtan Akın, daha sonra çok sayıda askerden sipariş aldığını belirtti. Akın şunları da ekledi: “Askerimiz benden 2 kilo sarma sipariş etti. Uzakta olduğu için göndermemin mümkün olmadığını söyledim. Bu sefer de sarma sarıp sokak çocuklarına dağıtmamı istediler. Sonrasında başka askerlerden de siparişler aldım. O kadar duygulandım, o kadar gözlerim doldu ki. Çocuğu hasta olup tatlı, mantı, sarma yapan birçok anne var ve hepsi ile gurur duyuyorum. Yaptığımız şey kolay değil. Bazen gece yarılarına kadar sarma sardığımız oluyor. Bunu severek yapıyorum ve utanmıyorum.” Sarmaların gelirini tedavi masrafları için harcadıklarını söyleyen Akın, “Gelirini İstanbul’daki özel doktorumuz için, fizik tedavi ve ameliyat masrafları için harcıyoruz, önümüzde ise iki ameliyat var. Fizik tedavinin 45 dakikalık ücreti 200 lira, gerisini siz düşünün. Cihazlar, pusetler, ilaçlar, tedaviler. Ameliyat ve doktor masrafları da 600 TL ile bin TL arasında değişiyor” dedi.

“BEN GÜÇSÜZ BİR ANNE OLURSAM…”

Bir yandan Ayberk’e bakarken bir yandan da sarma yaptığını belirten Neslihan Akın, kendi gibi çocuğuyla birlikte mücadele veren tüm ebeveynlere şöyle bir çağrıda bulundu: “Çoğu zaman onu yanımdaki koltuğa oturtup sarmamızı sarıyorum. Evladımı da bırakmamış oluyorum. Zaten onu bir gözümden bir gözüme emanet edemiyorum. 2,5 yaşında çok ağır bir zatürre geçirdiğinde oğlumu kaybetme noktasına gelmiştim. Ayberk hayata tutununca ben ondan daha kuvvetli tutundum. Rüyalarımda hep onu bıraktığım an düşerken görüyorum. Ben ne zaman güçsüz bir anne olursam oğlum o zaman beni bırakır. Bizim gibi anneler güçlü durmayı öğrensinler. Hiçbir zaman hayat mücadelesini bırakmasınlar. Ayberk baba diyebiliyor. En büyük hayalim şimdi de anne diyebilmesi. İnanıyorum ki o da olacak.”

Neslihan Hanım’dan aldığımız bilgiye göre yaz mevsiminde sarma yapmak, onu muhafaza etmek ve kargolayıp adrese ulaştırmak oldukça zor. Bu sebeple Neslihan Hanımın o süreçte satış yapması pek mümkün değil. En azından fizik tedavi masraflarını ödeyebilecek yardım severlerin kendisiyle iletişime geçmesi büyük önem taşıyor. Yazarın da dediği gibi ‘Unutmayalım ki; bir ülke ancak, en mutsuz çocuğu kadar mutlu olabilir.’ Ayberk’in ve ailesinin mutlu olabilmesi için daha fazla desteğe ihtiyacı var.