- Gündem
- 05.05.2025 15:31
Diplomalı işsizlik sorunu her geçen gün ciddi boyutlara ulaşırken öğrenciler diplomalarının iptali mümkün olup olmadığını araştırıyor. Uzmanlar üniversitelerdeki bölümler için planlama vurgusu yaptı
YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER
Ülkemizde her geçen gün işsizlik sorunu önüne geçemeyecek bir hal almaya başladı. Üniversitelerin ilgili kurumlarında 4 yıllık okuyan öğrenciler, ‘diplomalı işsiz’ konumunda. Geçtiğimiz günlerde ise bir üniversite mezunu, fabrikaya işçi olarak giremeyince diplomasını iptal ettirmenin yolunu aramaya başladı ve sosyal medyanın gündemine oturdu. Diploma iptalinin mümkün olmayacağını bilen gençlerin yaşadıkları soruna bu şekilde dikkat çekmeye çalıştıklarını söyleyen Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Doç. Dr. Ümit Akıncı, “Yüksek öğretim sisteminde verilen diplomaların, daha doğrusu açılan programlara kabul edilen öğrenci sayılarının belirli bir planlama dahilinde olmamasından kaynaklanan bir sorun” şeklinde konuştu. Diplomalı işsiz mağdurlarında biri olan Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu Başak Karasu, “Mezun olduktan sonra özel sektörde “tecrübe” başlığı altında bilgilerimize bakılmaksızın eleman seçimi yapılıyor ve tecrübemiz olmadığı için de ne yazık ki işsiz kalıyoruz. Diplomalar, gün geçtikçe anlamını yitirip duvarlara çerçeve olmaktan öteye gidemiyor” diyerek isyanını dile getirdi.
Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Doç. Dr. Ümit Akıncı, öğrenciler diplomaları iptal edemeyeceklerinin farkındalar fakat böyle bir talep üzerinden kendi durumlarını bu şekilde aktarmaya çalıştıklarından bahsederek, “Böyle bir talepte bulunmada da çok haklılar. Biz Eğitim Sen Üniversiteler İzmir Şube olarak da bu taleplerini haklı buluyoruz. Daha doğusu bu yaşadıkları soruna dikkat çekmeye çalıştıkları yönüyle öğrencileri haklı görüyoruz. Buradaki temel problem şu aslında yüksek öğretim sisteminde verilen diplomaların daha doğrusu açılan programlara kabul edilen öğrenci sayılarının belirli bir planlama dahilinde olmamasından kaynaklanıyor. Eğitim fakültelerinde öğrenciler 4 yıllık okuyor öğretmen olarak çıkıyorlar fakat daha sonra devlet öğretmen atamalarını yapmıyor. Mühendislik fakültelerine öğrenciler giriyorlar mühendis oluyorlar ama kamu kurumları veya özel kurumlar mühendis unvanına sahip diplomaları olmalarına rağmen işe almıyor. Bu bütün fakülteler için geçerli bir sorun” dedi.
“Yüksek öğretimin tamamen plansız bir sistem olarak devam etmesinden kaynaklı bu sorunun çözümü için yönetenlerin aslında oturup Türkiye’nin hangi dönemde ne kadar mühendise, doktora, öğretmene, veterinere, bilim insanına ihtiyacı var planlayıp üniversitelerde okutulan bölümler için ona göre kontenjan açması gerekir” diyen Akıncı, “Bu yapılmadığı için ortada gerçekten öğrenci arkadaşların da dikkat çektiği gibi işsiz yoğunluğu oluşuyor yani insanlar kaç sene okuyup işsiz kalıyor. Dolayısıyla diploma iptali teknik olarak mümkün olmasa da bu taleple dikkat çekilmeye çalışılması problemi gerçekten can yakıcı” şeklinde konuştu.
Mezun gençlerin işsizlikle mücadelesi konusunda topluma yönelik boyutunda görüşlerini bildiren Sosyolog Sadık Aktaş, 1950’erin başında ağır sanayi elzem bir ihtiyaçtı ama şu an bir hizmet sınıfı gelişiyor. Emeği ile geçinen el becerisi ile geçinen bir sınıftan tamamen hizmete dayalı bir işçilik gelişiyor. Üniversite okuyanlarda hızlı bir şekilde artmakta. Üniversiteler online derslere doğru kayıyor bir yandan da okuyan kesim iş bulamıyor. Ülke artık okuyan bir işe yaramayan, umudu komple kesmiş, inancını yitirmiş kesimden oluşuyor. Bunun çözümü mevut sistemle mümkün değil. Bunun tek çözümü dünyadaki kıt kaynakların eşit bir şekilde paylaşılmasıdır. Artık çalışarak hayatta kalmanın imkanı ortadan kalkmış durumda. Bugün bir yerde reyon görevlisi olarak çalışmanız yaşamınızı idame ettirmenizi ne yazık ki sağlayamıyor çünkü bir ev kirası 25 bin TL. Yapılması gereken ise sistemin daha adaletli eşitlikçi duruma getirilmesidir” ifadelerini kullandı.
DUVARDA ÇERÇEVE OLUYOR
Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olan Başak Karasu, öğretmen atamasının yapılabilmesi için KPSS’ye hazırlandığı süreci anlattı. Karasu, “Üniversitede dört sene eğitim aldıktan sonra bir öğretmen olarak meslek aşkı ile bir an önce öğrencilerime kavuşmak en temel isteğim. Oysa mezun olduktan sonra özel sektörde “tecrübe” başlığı altında bilgilerimize bakılmaksızın eleman seçimi yapılıyor ve tecrübemiz olmadığı için de ne yazık ki işsiz kalıyoruz. Bu yüzden KPSS’nin tek çare olduğunu anlayıp Kamu Personel Seçme Sınavı’na hazırlanıyorum. Burada da alanımız dışında farklı alanların sorularını çözmemiz gerekiyor. Oysa biz zaten üniversiteyi kazanmak için girdiğimiz sınavlarda tarih, coğrafya, matematik gibi pek çok alanla sınanıyoruz ve sonucunda da bir üniversiteye yerleşiyoruz. Fakat ne yazık ki KPSS’de buna bakılmaksızın aynı alanlara tekrar tekrar çalışmamız isteniliyor. Bununla birlikte KPSS atamaları da alanlara yönelik olarak değişiyor ve Türk Dili ve Edebiyatı alanında her sene yaklaşık 40 bin aday sınava girerken sadece 600-700 öğretmenimiz atanabiliyor. Bu sonuca baktığımızda da üniversitedeki diplomalar, gün geçtikçe anlamını yitirip duvarlara çerçeve olmaktan öteye gidemiyor” dedi.
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Eski eş dehşeti ağır cezaya taşındı: “Amacım intihar etmekti!”