- Gündem
- 14.05.2025 17:35
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait çoğu binek 110 aracın kayıp olduğunu iddia eden MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, “Biz bir cevap bekliyoruz. Bu araçların akıbetinin derhal kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor” dedi
ÇAĞLA GENİŞ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e yönelik sert eleştirilerde bulunan Osmanağaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait çoğu binek 110 aracın kayıp olduğunu iddia etti. Osmanağaoğlu, “Büyükşehir’e ait olan 110 araç kayıp. Biz bir cevap bekliyoruz. Bunun ile ilgili açıklama yapmaları gerekiyor. Binek araçlar da var hatta büyük oranı öyle. Bu araçların akıbetinin derhal kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
AYNI MEDENİYETİN ÇOCUĞUYUZ
Gaziemir’de Alevi bir ailenin evine çizilen çarpı işaretine ilişkin konuşan MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, “Gaziemir’de Alevi kökenli vatandaşlarımıza yönelik girişilen alçak, rezil ve hayasız provokasyonu nefretle kınıyorum. Bizi birbirimize düşürmeye çalışan bu kirli hesapların bin yıllık kardeşliğimizin mayasıyla yoğrulan Anadolu topraklarında tutma ihtimali yoktur. Bilhassa yüzyıllar boyunca omuz omuza yaşamanın en güzel örneklerini vermiş olan güzel İzmir’de bu ahlaksız tertip darmadağın olacaktır. Çünkü Dadaşı, Efesi, Alevi’si ile biz bu topraklarda hem batı hem de doğuyuz. Çünkü bizi medeniyet doğurdu biz aynı medeniyetin çocuğuyuz” dedi.
REFORMDAN MAKSADI ÖZ YÖNETİM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in terör örgütü ile aynı çizgiden siyaset yaptığını savunan Osmanağaoğlu, “Hatta bu çizginin Atatürk’ün partisini çepeçevre kuşatmasına, CHP’yi işgal etmesine öncülük edenler arasındadır. Şu ana dek PKK’ya ve onun yan kuruluşlarına verdiği her destek Tunç Soyer’in taammüden gerçekleştirdiği hamlelerdir. Soyer’in geçtiğimiz günlerde yaptığı ‘Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakalım’ çıkışı hala hafızalarda tazedir. Ne hikmetse Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakan Tunç Soyer, Güneydoğu’daki vatandaşların derdini Ankara’ya yani Türk devletine bırakmak istemektedir. Tunç Soyer’in önerdiği yapı bellidir. Kendisinin söylemleri; merkeze karşı çevrenin yükseleceği otoritenin bölüneceği bir yerel yönetim modelini işaret etmektedir. Belediyelerden öz yönetime giden yolu inşa etmek isteyen HDP de bu yerel yönetim modelinin savunucusudur. Çünkü seçilen başkanları milletin hizmetkarı değil, gölünmüş bir toprağın yöneticisi haline getirmek ancak bu modelle mümkündür. HDP’nin mazbatalı teröristleri daha güçlü, Ankara daha zayıf olursa, terör politikaları başarıya ulaşacaktır. HDP’nin Kandil onaylı yerel yöneticileri ve onların sıkı dostu Tunç Soyer’in yerel yönetim reformundan maksadı budur. İşte Tunç Soyer, süslü söylemlerin ardını böylesi amaçları gizleyen bir zihin yapısına sahiptir. Bu zihin yapısının kodları gülümseyen bir pozun arkasına canlı bombaların mühimmatlarını, bebek katillerinin mermilerini, ihanet çetesinin katliamlarını gizlemeye müsaittir” ifadelerini kullandı.
İZSU DEYİNCE AKLA SUSUZLUK GELİYOR
Osmanağaoğlu, “Tunç Soyer, İzmir’in bütçesini, prestijini, gücünü kendi kirli planlarına alet etmekten çekinmemektedir” diyerek şunları söyledi: “Seçilir seçilmez PKK ve FETÖ ile iltisakları sebebiyle açığa alınanları İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinden istihdam etme planından bahsetmesi de bundandır. Çünkü kendisi İzmir’e hizmet için değil İzmirliye külfet için göreve gelmiştir. İzmir’e katkı sunacak işlere imza atmak Soyer’in ajandasındaki yakın ve uzak vadeli planlardan birisi değildir. Bunun en büyük delili de İzmir’in mevcut manzarasıdır. Çok yakın zamanda İzmir, tarih öncesi çağlara döndürülmüşçesine 21 saatlik su kesintilerine muhatap olmuştur. Yine bugünlerde İzmir’imizin 21 ilçesinde uzun süreli elektrik kesintileri yaşanmaktadır. İzmirliyi karanlığa gömen İzmir’den bir damla suyu esirgeyen bu zihniyet, bu güzel şehri taş devrine geri götürmüştür. Fakat İzmir’in su idaresinden sorumlu kurum İZSU, insanlarımıza eriştiremediği şebeke suyunun yerine bir alternatif geliştirmiştir. Temizlik yapıldığı gerekçesiyle mazgallara ve borulara basınçlı su tutan İZSU Buca’da evleri lağım suyunun basmasına sebep olmuştur. Orman köylerine standart tarifeden su vererek Bayındır ilçemizdeki vatandaşlara yüzde 924 zamlı fatura yollayan aynı kurumdur. İZSU deyince artık İzmirlinin aklına su değil susuzluk; hizmet değil haraç gelmektedir.”
KAYIP 110 ARAÇ VAR!
İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan aralarında binek araçların da olduğu 110 aracın kayıp olduğunu iddia eden Osmanağaoğlu, “Soyer, İzmir’i faiz ve borç batağının göbeğine düşürmüştür. Darbeci babanın şımarık oğlu bütün mirasyedi evlatlar gibi har vurup harman savurmayı adet haline getirmiştir. Fakat üzücü olan tefecilere peşkeş çektiği varlığın babasından kalan bir taşlı tarla olmamasıdır. Soyer, İzmirlinin geleceğini bankalara ipotek ettirmektedir. İşe başladığı günden beri borç üstüne borç alınmış ama alınan bu paralar bir türlü hizmet olarak halka geri dönememiştir. Kendi adına 200 milyon, İZSU adına 220 milyon, ulaşım hizmetlerinden sorumlu ESHOT adına 50 milyon borçlanma yetkisi alan Soyer, sadece 7 ayda 470 milyonluk bir başka faturayı İzmir’e kesmiştir. Yine 250 milyonun üzerinde borcu olan Karşıyaka Belediyesi’nin KENT AŞ isimli şirketi çareyi 720 işçisinin maaşına el koymakta bulmuştur. Maaşlarının yarısını alamayan emekçi kardeşlerimiz alın terlerinden çalışan payların nereye aktarıldığını öğrenmek istemektedir. Kısacası İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir’in en büyük mafyası olma yolunda azim ve kararlılıkla ilerlemektedir. Toplu taşımada bilet fiyatlarına yüzde 18,6 oranında zam yapan Büyükşehir, 60 yaş üzeri vatandaşlarımıza karşı çok daha acımasız davranmıştır. 60 yaş üzeri biniş kartında yapılan zam oranı yüzde 67’ye varmıştır. Büyüklerimiz Soyer ve çetesi yüzünden evlerine mahkum olmuş durumdadır. Bu konuda bizim Soyer’ bir tavsiyemiz var. Kendisinin döneminde envanterde göründüğü halde kaybolan 110 araç, bulunduğu takdirde 60 yaş üzeri İzmirli vatandaşlarımızın hizmetine verilmelidir. Ayrıca makam araçlarını da bu meseleye tahsil etmeli ve İzmir’in dünü, geçmişi olan insanlarımıza karşı yaptığı ayıbı temizlemelidir. Hem bu sayede Soyer, piar çalışmaları için ve bol bol reklamını yaptığı bisikletine kavuşacak, işine gerçekten bisikletle gitme imkanı bulacaktır” dedi.
HARAÇ MEZAT SATILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR
İstanbul’da bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait binanın satışını da değerlendiren Osmanağaoğlu, “Yakın zamanda İzmir’i tanıtmak için Hong Kong, Brüksel ve Moskova’da temsilcilikler açmak için meclisten izin alan Soyer, bu binayı bir temsil merkezi olarak kullanmayı düşünmemektedir. İzmir’i bir turizm kenti haline getirmek için çok uygun bir merkez olabilecek bu bina Soyer yönetimi tarafından haraç mezat satılmaya çalışılmaktadır. Bu satış hırsının sebebi ise bellidir. Kendisi malı mülkü satıp yarın yokmuşçasına harcayan bir karakter yapısına sahiptir. İnsanlarımızın şehir gürültüsünden kaçıp doğayla baş başa kalmak için yerleşmek istediği Foça’nın Bağarası Mahallesi’nde yine Soyer ve onun yol verdiği rant çetesi tarafından tarumar edilmektedir. Foça’da yol yapım çalışmalarından dolayı ortaya çıkan cürufları Bağarası Mahallesi’nin bakir topraklarına gömen rantçılar, o güzel yeri zehirlemekten geri durmamaktadır” ifadelerini kullandı.
SEBEP EKREM İMAMOĞLU’NA KIYAK GEÇMEK Mİ?
Osmanağaoğlu, son olarak şunları söyledi: “Ahmet Hakan’a imajını yükseltecek yazılar yazdırma, Okan Bayülgen’in programına konuk olup sempati toplama, bu medyatik karakterin son hamleleridir. Bugün MHP’li Aliağa Belediyesi İZBAN tarafından alenen cezalandırılmaktadır. Aynı güzergahta ve bahsi geçen belediyeye de yakın olan bazı ilçelere giden seferlerin neredeyse 3’te 1’i kadar sefer Aliağa’ya ulaşmamaktadır. Yöneticiler sırf kendileri gibi düşünmüyor diye halka zulmetmektedir. Temiz gıda laboratuarı kuracağını müjdeleyen Soyer’in kardeşine aktardığı milyonlarla da alakalı bir çalışma yapması beklenmektedir. Acaba kardeşinin boğazından geçenler temiz, yediği lokma helal midir? Umarız ki bu temiz gıda laboratuarı açıldığında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi imalatı olan İzmir Su dururken niye Hamidiye Su’ya geçiş yapıldığı da izah edilir. Hem CHP İzmir İl Başkanlığı hem de Soyer’in eski başkanı olduğu Seferihisar Belediyesi İBB’ye ait olan Hamidiye Su’ya abone olacaklarını belirtmiştir. Büyükşehir’in suyu olan İzmir Su markasının temizlik açısından bir eksikliği mi vardır ki böyle bir karar alınmıştır? Yoksa Hamidiye su aşkının altında yatan tek sebep Ekrem İmamoğlu’na kıyak geçmek midir? ‘Bindiler de çektiler gittiler, o iyi insanlar, o dünya güzeli atlara…’ cümlesiyle başlayan meşhur paragrafın sonunda şu sözler vardır: ‘Demirin tuncuna kaldık.’ Maalesef ki İzmirli de başkanın Tunç’una kalmıştır. Ama bu devran böyle sürmeyecek, Soyer’in saltanatı er geç yıkılacaktır.”