- Gündem
- 26.07.2025 11:19
Sayfa Yükleniyor...
Yeniden Büyükşehir aday adayı olan Başkan Aziz Kocaoğlu, “6 ay önce seçim oldu. Eğer belediye başkanlığını düşünüyorsan neden milletvekili oldun. Milletvekilliği, belediye başkanlığı için bir basamak mıdır?” diye sordu
E. ÇAĞLA GENİŞ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Aziz Kocaoğlu, aday adaylığını açıkladıktan sonra ilk kez basın mensuplarıyla bir araya geldi. Tarihi Asansör’de gerçekleşen buluşmada Kocaoğlu, sürece dair önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Zeybekci’nin iki aya yakın bir süredir sahada olduğunu anımsatan Kocaoğlu, bunun CHP için bir dezavantaj olduğunun altını çizdi. İzmir’e karşı sorumluluk hissettiği için yeniden aday adayı olarak başvuruda bulunduğunu ifade eden Kocaoğlu, bu kararı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşme yaptığı sırada aldığını anlattı. İzmir adayının bir milletvekili olmasına karşı olduğunu söyleyen Kocaoğlu, “6 ay önce seçim oldu. Eğer belediye başkanlığını düşünüyorsan neden milletvekili oldun. Milletvekilliği, belediye başkanlığı için bir basamak mıdır? Sanırım buna Kılıçdaroğlu da karşıdır. İzmir’den milletvekili ol, kazanma şansın yüksek olan yere belediye başkanı olmaya çalış. O zaman bu koltuğu neden doldurdun? Tuncay Özkan, İzmir milletvekili ve genel başkan yardımcısı. Tunç Soyer ile ise 10 yıldır Seferihisar Belediye Başkanı olarak birlikte çalışıyorum. Kişilerle hiçbir işim olmadı, olamaz da. İzmir’in geleceği, partinin geleceği ve benim bu kentte huzur içinde yaşamam… Beni bu sürece iten faktörler bunlardır” ifadelerini kullandı.
YAPTIKLARINI ANLATTI
İzmir Büyükşehir Belediyesinin 15 yılda yaptığı hizmetleri anlatan Kocaoğlu, “Büyükşehir, 2018 yılında ESHOT ve İZSU dahil 2,5 milyar liralık yatırım yaptı. 17 milyar 600 milyon 15 yılda yatırım yaptık. Şu an devam eden büyük projelerimiz var. Bunların başında opera binası geliyor. Temelini attık çalışmalar hızla devam ediyor. Narlıdere metrosu, hızlı bir şekilde ilerliyor. Homeros Bulvarı dediğimiz 7,5 km’lik ana arterin hem 2,5 km’lik tüneli ve 2,2 km’lik viyadük çalışmaları devam ediyor. Kırsal kalkınmaya bugüne kadar 1 milyar 78 milyon lira destek verdik. Kentsel dönüşüm, bizim modelimizle hızlı şekilde devam ediyor ve edecek. Burada genel bir sıkıntı var bizden kaynaklanmayan. O da konut arz talebindeki ekonomik durumdan kaynaklanan talep düşüşünün bir müddet ihale süreçlerini uzatabileceği noktasında. Ekonomi hareketlendiğinde bu model hızlı şekilde İzmir’in konut ihtiyacını karşılayacak. Raylı sistem yatırımlarında İzmir çok büyük sıçrama yaptı. 11 km ve 70 bin kişi günlük taşımadan, bugün İZBAN’la metroyla ve tramvayla günde ortalama 800 bin civarında yolcu taşıyoruz. Toplam yolcunun yüzde 40’ına tekabül diyor. İZBAN grevi de olmasına rağmen yüzde 40’ı yakaladık. Narlıdere metrosu bittiğinde bu oran daha da artacak. Hedef taşıdığımız yolcu sayısının yüzde 50 üzerine çıkması ve seyahat edilen km’nin büyük çoğunluğunu raylı sistemle gerçekleştirmek. Bugün 205 milyon yolcuyu raylı sistemle taşıdık. Aliağa’dan Bergama’ya uzanacak İZBAN konusunda TCDD ile mutabıkız. Onlar çalışmaya başlayacak biz de ihalelere çıkacağız. Buca metrosu, şu anda bakanlıkta. Onay bekliyor. Onay geldikten sonra önümüzdeki sene onun da çalışmalarına başlanacak. Dünyadaki finans yapısı bu süreçleri uzatabilir, kısaltabilir. Ona göre hareket edeceğiz. Ayrıca Karşıyaka’dan Çiğli’ye tramvayı uzatmayı planlıyoruz. Bunun da projeleri hazırlandı. Ankara’ya bakanlıklara gönderildi. Onay geldiğinde çalışmalara başlayacağız” dedi.
BU BİR DEZAVANTAJ
Yerel seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kocaoğlu, “Sahte seçmen konusu var çok konuşulan. Bu partilerin, YSK’nın takip etmesi gereken bir mesele. Şimdi adaylık açıklaması 2014’e göre geç kaldı gibi bir konu gündeme getiriliyor. Geç kalıp kalmamak, tahrik olarak değerlendirilecek bir şey değil. 2014’ü hatırlarsanız, Cumhurbaşkanımız, Binali Yıldırım’ın elini havaya kaldırdıktan 10 dakika sonra adaylık dosyamı vermiştim. Sürece birlikte başlamak üzere adım atmıştım. 1 Ekim’de aday olmadığımı açıkladım, 27 Kasım’da Sayın Zeybekci’nin adaylığı kesinleşti. Bugün 2 aya yakın bir süredir Nihat Bey sahada ama bizde daha ilçe başkanları ve büyükşehir adayı belli değil. Bu bir dezavantaj. Rakibin durumuna göre de tarihi saptamakta büyük fayda olduğunu düşüyoruz. 1 Ekim’den bu yana süreci izliyorum ve sorumlulukla izliyorum. Bir müddet sahada veda ziyaretleri yaptım. Sonra onu da durdurmanın uygun olduğunu düşündüm ve beyanat vermemeye başladım. Aday belli olduktan sonra adayla yürürüz diye düşünmüştüm. Benim hiçbir zaman kişilerle ilişkim olmadı. Kişilerle iş yapmadım, uğraşmadım. Böyle bir lüksüm ve kişiliğim yok” diye konuştu.
BABAMIN SÖZLERİ...
Siyasete girmenin kolay ama çıkmanın zor olduğunu dile getiren Kocaoğlu, ailesiyle yaşadığı bir anıyı şöyle anlattı: “2014’te Aziz aday yapılmayacaktı ama mağduriyet ve operasyondan dolayı yapıldı deniyor. Aday yapılmazsa mağdur olacağı için aday yapıldı diye bir söylenti devam ediyor. Bir de önceki gün bir köşe yazarı, genel başkan adaylığını düşündüğümüz konusunda bir köşe yazısı yazmış. Ailem 1877’den beri yerel yöneticilik yapıyoruz. Bütün felsefelerin, inançların, deneyimlerin özünde kendini bilmek haddini bilmek vardır. Hiçbir zaman kişiliğim elvermediği için ne genel siyaset yani milletvekili olmaya ne de boyumdan büyük genel başkanlık gibi konuyu hiçbir zaman aklımdan geçirmedim. 6 ay kala partim kendine göre pozisyon alsın diye aday olmayacağımı açıkladım. 71 yaşını sürüyorum, aday olmayacağımı açıkladıktan sonra öğrendiklerimi bu yaşıma kadar öğrenememişim. 2003’te babamla annemle geçen bir konuşmayı anlatarak konuya girmek istiyorum. Annem, kesinlikle biz çok çektik siyasetten diye Bornova’ya adım geçerken olma diye tepki gösterdi. Eşime de, ‘Bak ben kocama sahip çıkamadım sen sahip çık olmasın’ diye bastırdı. Telefonda sürekli aday olma diye beni arıyordu. Babam bir gün telefonu aldı eline ve ‘500 bin nüfuslu Bornova’ya başkan olmak şerefli bir iştir. Sen devam et’ dedi. ‘Ama sana bir şey söyleyeceğim, ben 22 yaşında girdim, Evren Paşa darbe yaptı da canını kurtardım’ dedi. ‘Girmek senin elinde ama çıkmak senin elinde değil’ dedi. ‘Bunu bilerek gir’ dedi. O zaman bir şeyler anlamıştım ama babamın bu sözleri hala kulağımda çınlıyor. Siyasete girmek kolay kendi elinizde; ama onun yüklediği sorumluluktan sonra çıkmak maalesef kolay değil.”
İLÇELERDE SIKINTI YAŞAYACAĞIZ
“Neden aday oldum?” diyerek gerekçelerini sıralayan Kocaoğlu, “Benim İzmir’e karşı borcum var. 15 sene İzmir’de başkanlık yaptım. 150 yılını kutluyoruz belediyeciliğin. Bu kentte yaşıyorum, çocuklarımın hepsi bu kentte yaşıyor. Bu kente karşı borcumu yerine getirdim. Bu kadar problem yaşanmasaydı biz aday olmayacağımızı açıklamıştık ama İzmirliye olan sorumluluğumdan dolayı birinci neden budur. Tekrar aday adayı olma kararı vermek zorunda kaldım. Partime olan sorumluluğumdan dolayı, partimin en fazla oy aldığı ilde Büyükşehir’i belki alabiliriz ama ilçelerde büyük sıkıntı yaşacağımız bir atmosferi gördüğüm için aday adayı olma kararı aldım. En önemlisi de ben bu kentte yaşayacağım, her şeyim bu kentte. Bu kentte bir olumsuzluk veya başarısızlık olursa bunun faturası bana çıkacaktır. Sen 5 yıl daha aday olsan böyle olmayacaktı, elini taşın altına koysan böyle olacaktı diye bu kenti bugünkü halimle yaşayamayacağımı hissettim. Bunun ağırlığı altında ezileceğimi hissettim. 71 yaşından sonra bu kenti terk etmek gibi bir niyetim olmadığına göre elimi taşın altına koymam gerektiğini düşündüm. Bütün mesele budur. Hiçbir kişi ve kurumla uzaktan yakından alakam yoktur” dedi.
TAKDİR YUKARISININDIR
Genel siyaset ile ilgilenmediğinin altını çizen Kocaoğlu, “Genel başkanımızla, bir önceki genel başkanımızla da beraber hep genel başkanlarla birebir görüşerek süreci götürdüm. Her zaman genel başkanımızla birebir görüşerek her konuyu konuşuyoruz. Aramızda sevgi ve saygı bağı vardır. Aday adayları kendilerini teslim eder, takdir onlarındır. Biz fedakarlık yapmak gerektiğini hissettiğimiz için adaylığa talip olduk. Görev yapma bilinciyle… Takdir yukarısınındır. Bağımsız aday olacak gibi sözlerle lafı güzaftır. Zorunlu olduğu için aday adayı olmak durumunda kaldım. Kendimi ilgili kurumlara teslim ettim. Eğer orada İzmir için parti için bir olumsuzluk görmeseydim tabiî ki 1 Ekim’deki kararımda duracaktım. Süreci hep beraber izliyoruz. AK Parti’nin adayı 2 aydır sahada çalışıyor. Bizim adayımız ortalıkta yok. Bu kadar. Genel siyasetle alakam yok olmaz da. Bu parti içerisindeki muhalefet, partide değişim gerektiği konusu üç cümleyi okursanız kimle ve neyle ilgisi olduğunu genel başkanın liderliğinde değişim gerekli diyorum. Benim Ankara ile hiç işim olmaz. Ben bu kentte yaşayacağım. O dükkana kapalıyım. AKP’li arkadaşlarda burada şu oda şu şey hepsi CHP çizgisinde, burada eğer Kocaoğlu bu davayı açmıyorsa odaya açtırıyor gibi bir söylem söz konusu. Bugüne kadar kimseye gidip dava aç gibi köşe kapmaca oynamadım. Gizli kapaklı iş yapmam. Körfez geçişinde karşı olmadığımı defalarca ilan ettim. Kendisi karşı çıkmıyor ama şu oda dava açıyor falan, bizim odalarımız en çok bana açıyor. İki oğlum var gelin yanımda durun demem. Kimseyi çağırmam” ifadelerini kullandı.
KARARI O ODADA ALDIM
Bir televizyon programında partisi hakkında yaptığı sert açıklamalar hatırlatılınca Kocaoğlu, “Pişmanlığım yok; partinin mutfağı olmadığını ve siyaset üretmediğini söyledim. Zaten böyle bir çalışma yapılsaydı aday adaylığı çalışması yapmazdım. Partinin proje ve siyaset mutfağı yok. Bu konuyu televizyonda konuşmadan önce hem Kılıçdaroğlu hem de Deniz Baykal ile mutfak kelimesini defalarca konuştum. Bunu yapmazsak olmuyor dedim. Benim kişilerle ilgim yok. Genel gidişatı değerlendiriyorum ve bu sorumlulukla aday adayı olmaya karar verdim. Bu konuda ben sayın genel başkanla konuşurken bu kararı vermek durumunda kaldım. Orada karar aldım. Siz bir hamle yaparsanız karşınızdaki yapar… En sonunda siz başka gücünüz olmadığına göre kendinizi ortaya atarsanız bizim de yaptığımız budur. Görüşmelerimiz gayet iyi geçti. Ben efendim aday konusunda bir mutabakat görüşme yapabilir miyiz dedim. O da, ‘Arkadaşlarla değerlendiriyoruz’ dedi. ‘Ben bir daha size gelemem bu konuyu açmanız mümkün mü’ dedim. ‘Daha değerlendirmedik’ dedi. ‘O zaman beni de değerlendirin’ dedim. O da, ‘Hay hay en doğal hakkındır’ dedi. Bu kadar kısa ve net” şeklinde konuştu.
O KOLTUĞU NEDEN DOLDURDUN?
Kocaoğlu, “Bütün belediye başkanlarımızı tanıyorum. Kimin ne iş yaptığını herhalde en iyi bilen kişiyim. Kimseyle ilgili bir şey söylemem söz konusu değil. Adayın bir milletvekilinin olmasına kökten karşıyım. 6 ay önce seçim oldu. Eğer belediye başkanlığını düşünüyorsan neden milletvekili oldun. Vekilliği cebime koyayım sonra ayarlayabilirsem belediye başkanı olayım... Milletvekilliği, belediye başkanlığı için bir basamak mıdır? Sanırım buna Kılıçdaroğlu da karşıdır. İzmir’den milletvekili ol, kazanma şansın yüksek olan yere belediye başkanı olmaya çalış. O zaman bu koltuğu neden doldurdun? Ben duyduğum lüzum üzerine 3 şey söylüyorum. İzmir, parti ve bu kentte onurumla yaşamak. Üç gerekçem var. İzmir’in geleceği, partinin geleceği ve benim bu kentte huzur içinde yaşamam. Beni bu sürece iten faktörler bunlardır” dedi.
KİŞİLERLE İŞİM OLMAZ
Adaylık konusunda İzmir için ismi geçen isimlerden Tunç Soyer ve Tuncay Özkan ile ilgili açıklamalarda da bulunan Kocaoğlu, şunları söyledi: “Tuncay Özkan, İzmir milletvekili ve genel başkan yardımcısı. Tunç Soyer ile ise 10 yıldır Seferihisar Belediye Başkanı olarak birlikte çalışıyorum. Kişilerle hiçbir işim olmadı, olamaz da. Gerekçelerimi söyledim. Gerekçem; İzmir, CHP ve benim bu kentte onurumla yaşamak isteğimdir. Yerel seçimler genel seçimlerden farklıdır. Yerel seçimlerin sürükleyicisi belediye başkanları ve meclis üyeleridir. Bunu kimsenin aklından çıkarmaması gerekir. Milletvekili belirlenir gibi belediye başkanı belirlenmez. Herkes vekillik yapabilir ama başkanlık yapamaz. Burası bir icra makamıdır, çok farklı özellikler ister.”
BEN EMANETÇİ SEÇİLDİM
Kocaoğlu, “Benden başkası başkanlık yapamaz deseydim zaten 1 Ekim’de aday olmayacağım diye açıklamazdım. Sorulan her soruya 15 yıldır nasıl cevap verdiysem, emekli bir vatandaş ve eski bir belediye başkanı olarak da bu sorulara cevap verebilmek için aday adayı olmak istediğimi söylüyorum. Herkes belediye başkanlığı yapabilir yeteneği olan herkes. Ama halkta karşılığının olması gerekir. Meclis tarafından emanetçi seçildim, ilk 3 sene öyleydim. Sonra toparlayınca 2007’den sonra Aziz yapıyor ya bir şeyler denmeye başlandı. Herkes bana gülerdi daha önce aday olacağım desem o dönem. İzmir önemli, CHP’nin buradaki gücü ülkenin geleceği açısından çok önemli” ifadelerini kullandı.
HALLOLDU SAYILIR
İZBAN’da yaşanan gelişmeler hakkında da bilgi veren Kocaoğlu, “İZBAN, akşamdan sabaha çözülür. Sendika ile mutabık kalındı. Arkadaşlar iyi bir çalışma yaptı, sendika da bu konuda olumlu bir pozisyona geldi. Halloldu sayılır” açıklamasında bulundu.