Mucizelerle dolu bir yaşam

NİLGÜN TAZE

8 Haziran 1953’de doğumlu olan Gülnihal Demir, Muğla’da çekilen Büyük Yalan isimli dizinin set ortamını merak ederek gitmesinin ardından hayatının sihirli bir değnek dokunmuş gibi mucizevi bir şekilde değiştiğini belirtti.  Oyuncuları yakından görmek ve onlarla tanışmak için set ortamına giden ve tesadüfen senaryo gereği torunları ölmüş olan aile için o anda ağıt yakması teklifini alan Demir, annesini yeni kaybetmiş olmanın verdiği acıyla ağıt yaktığını belirterek, “Ben 22 yıllık bir banka emeklisiyim. Bir gün Muğla’da Büyük Yalan isimli bir dizinin çekildiğini duyduk ve arkadaşlarımla birlikte dizinin set ortamını merak ederek gittik. İçimde oyuncuları yakından görmek ve onlarla tanışmak isteği vardı. Gittiğim gün tesadüfen çekimlerde senaryo gereği torunları ölmüş olan bir aile için o anda ağıt yakılması gerekiyormuş. Biri bana gelip ‘siz ağıt yakabilir misiniz?’ diye sordu. Bende ‘buraya misafir olarak geldim, daha önce hiç böyle oyunculuk tecrübem olmadı’ dedim. Onlarda ‘tecrübe önemli değil ağıt yakabiliyorsanız zaten deneyimlisinizdir’ cevabını verdiler ve oynamaya karar verdim. O sıralarda rahmetli anneciğimi yeni kaybetmiştim. Ve aslında annemi düşünerek içten yaktığım ağıt yönetmeni ve senaristleri çok etkiledi. Bence bunun nedeni rol yapmadan gerçek, içimden gelen bir ağıt yakmış olmamdı.  Orada bulunan herkesi istisnasız ağlatmışım. Sonraki bölümlerde de çağırmaya başladılar beni ve bir gün hiç beklemediğim bir anda Dondurmam Gaymak isimli sinema filminde rol almam için teklifte bulundular.  Ardından Çocuklar Duymasın ve şu an oynayan Zengin Kız Fakir Oğlan dizisi de artarda geldi.  Üç sezon TRT 1’de idik şimdi ise FOX’a geçtik. Dizide dördüncü sezonumuz bu kanalda devam edecek.  Samanyolu TV’de Büyük Buluşma, Yeşeren Düşler dizilerinin çekimleri de devam ediyor. Yapı itibariyle güldürmeye açık bir insan olduğum için gelen projelerde de hep bana zaten komik olan rolleri veriyorlar. Bu da benim daha çok hoşuma gidiyor. Tüm bunlar pozitif yönümün ağır basmasının meyveleri diyebilirim” açıklamasını yaptı.

UNUTULMAYAN YILLAR

Diğeri erkek olan iki çocuğa sahip olan anne babasının kendilerini konfor içinde ve pohpohlayarak büyüttüklerini ifade eden Demir, çocukluk yıllarının kendisi için unutulmaz olduğunu belirterek,  “1974 yılında bankaya memur olarak girmemin ardından çalışmaya başladıktan sonra hayatım daha çok değişti. Her hafta sonu babam rahmetli bizi İzmir’e alış verişe götürür gönlümüzü yapardı. Tabi o zamanlar 48 kiloydum. 30 yaşından sonra maalesef 120 kiloyu buldum.  Benim ise sadece bir oğlum oldu o da artık televizyon ekranlarından tanıdığınız Yiğit. Güneş adında bir tane de çok tatlı bir kız toruna sahibim. Torunum bazen bana gelerek ‘babanneciğim herkese bir tane oğlum bir tane torunum var diyorsun ancak hiç kimseye bir tanede gelinim var demiyorsun’ diyerek sitem etti. Onun bu sitemi üzerine artık herkese şimdi bir tane de gelinim var diyorum.  Eşimden ayrılalı çok uzun yıllar oldu, o zamanlar oğlum tabi küçüktü ancak öyle olması gerekiyordu. Oğlumu tek başıma büyüttüm. Babasının karnında bir lokma ekmeği yoktur. Çok şükür büyüttüm bu yaşlara getirdim, evlendirdim şimdi de torunuma bakıyorum. Çok güzel bir duygu bu. Kardeşimden 3 çocuk kaldı onlarında kimi evlendi kimi de üniversitede okuyor. Ben ikinci bir torun istiyorum ancak ana oğul sürekli film çekimleri için yollarda olduğumuzdan fırsat oluşmuyor ki gençler ikinci bebeği yapsınlar… gelin çalışıyor ve annesi köyde hasta yatıyor. Onunla da ilgilenmeleri gerekiyor. Sanırım şu an koşullar elverişli değil. Çocuk ortada kaldı, herkesin işi başından aşkın olduğundan çocuğumuz kendi kendini büyütüyor diyebilirim.  Çocuklarım genç evlendikleri için ancak gelin emekli olduktan sonra ikinci çocuk düşünebilir.  Benim bakacak halim yok. Çok kilolu olduğum için Yiğit’i bile zor şartlar altında büyüttüm. Torunum buraya gelmek istemişti ancak erken kalkamayacağını bildiği için gelmek istemedi. Bizde onu köye anneannesinin yanına bıraktık. Torunumuz kendisine aldığımız bir muhabbet kuşuna o kadar güzel cümleler öğretmiş ki birçok kelimeyi net bir şekilde tekrar edebiliyor. Kapı zilini dahi aynen taklit edebilme yeteneğine sahip.  Tüm bunların hepsi benim hayatımı oluşturuyor” dedi.

KAHKAHA DOLU BİR SENARYO

Kuşadası’nda çekimleri devam eden Avanak Detektör filminde pansiyoncu bir kadın rolünü canlandıracağını söyleyen Demir,  filmde herkesin dertlerini üstlenen ve çözümler üretmeye çalışan kadının hem yardımcı olurken hem de sataşsan bir karakter olduğunu belirterek, “Filmde kendisine sevgili yapmış bir kızım var onu zapt edemiyorum. Çalışan kızım ise tam bir telefon kolik ve onunla da başım dertte. Tüm bunların üstüne yetmiyormuş gibi elimde Şaziye isimli tam bir kaşarım var. Ben de bu üçlünün içinde fıttıran bir anneyim.  İstanbul’dan bir cinayete şahit oldukları için kaçarak Kuşadası’na gelen ve benim pansiyonuma yerleşen üç kafadarla gelişen maceralar da ayrı bir dert. Tabi bir cinayete şahit oldukları ve Kuşadası’na bu yüzden kaçtıklarını benden saklıyorlar.  Son olarak arkalarından detektör Orhan bey geliyor ve tüm deliler bir araya gelince bakın neler oluyor neler. Hep beraber kahkahalar atarak, keyifle izleyebileceğiniz bir film olacak. Ben henüz pansiyonu görmedim ancak çok güzel bir pansiyon olduğunu söylüyorlar.  Bazı projelerde oğlumla birlikte rol aldım. Bu yaz çekimleri yapılacak olan Avanak Dedektör filminde de birlikte rol almak beni daha da çok mutlu ediyor. Oğlumun başrole yakın olan Mahmut karakterini diğer rollerinde de olduğu gibi çok iyi canlandıracağından eminim.  Kamp isimli sinema filmi, Çocuklar Duymasın’ın son bölümleri, Süper İncir filmi, Üç İki Bir Kestik, Mandıra Filozofu ve şimdiki Avanak Dedektör ana oğul beraber görev aldığımız projeler oldu.  Ana oğul aynı sette rol almak çok güzel bir duyu. Süper İncir’de ve Çocuklar Duymasın’da 9 yaşındaki Güneş isimli kız torunumda oynadı. Tüm bunlar çok güzel anılar. Bunun yanında yaşlandığım gerçeği de var ve yaşlanmakla beraber gelen fazla kilolarım, şekerimde. İnsüline başladım ve bakalım daha ne kadar daha yaşayacağım. Hayatım geri kalan kısmında da hayata pozitif bakmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

ACI VE TATLI BİR ARADA

Unutamadığı anılarının arasında geçen sene 8 Haziran olan doğum gününde hayattaki tek kardeşini kaybettiğini anlatan Demir, hala bu kaybın şokunu atlatamadığını belirterek, “Bu acıyı içimden atamadım. İçimden hiçbir eğlence yerine gitmek gelmiyor, küsüp darılacaklarını bildiğim halde eşime, dostuma akrabalarıma gitmek dahi artık içimden gelmiyor. Kardeşimin yokluğunu hala unutamadım ve unutabileceğe de benzemiyorum. Bizler insanoğlu olarak hem kendimizi hem de çevremizdeki herkesi mutlu bir şekilde görmek isteriz. Hayattaki tek temennimiz budur. Zaten bir tanecik kardeşim vardı, annem babam da vefat etmişti. Onu da kaybedince kendimi yapayalnız hissettim bu hayatta. Artarda yaşadığım kayıplardan ötürü baya karamsarlığa kapıldım ancak yapacak bir şey olmadığını, hayattın devam ettiğini de kabul etmem gerektiğinin en azından bilincindeyim. Bir bankacı emeklisi olup da bu tür filmlerde ve dizilerde rol alabilir hale gelmekte çok güzel bir şey. Bir taraftan da tüm bunların hayatın bana lütufları olduğunu görüyorum.  Rüyamda göremeyeceğim şeylerin, spontane gelişen bir durumda kendiliğinden gerçekleştiğini görerek yaşıyorum. Bu da az bir şey değil. Düşünün öylesine sırf merak için gittiğiniz bir film setinde rol alacaksınız, beğenileceksiniz ve ardı arkası kesilmeyen, aynı zamanda nitelikli projelerde yer alacaksınız. Dondurmam Gaymak amatör bir filmdi ancak orada da baş rolde oynamak beni çok mutlu etti” dedi.

KENDİMLE BARIŞIĞIM

Halinden memnun, kendisiyle barışık, etrafına pozitif enerji veren bir kişiliğe sahip olduğunu ifade eden Demir, oyunculuktan nafakasını kazanmaya devam ettiğini belirtti. Rol teklifi geldiğinde asla geri çevirmediğini söyleyen Demir, “Gelen teklifin uzun ya da kısa olmasına bakmam, tek sahne bile olsa oynarım. Hayatımdaki önemli değişiklik, yakın zamana kadar pek fazla Ege'nin dışına çıkmamışken, şimdi uçakla İstanbul'a yılda 100 - 150 sefer yapıyor olmam. Yılın yarısı uçakta geçiyor. Hosteslerle, pilotlarla ahbap arkadaş olduk. Bunun dışında normal hayatım devam ediyor. Hanımlara tavsiyem sanat konusunda cesaretli olsunlar. Büyük Yalan'daki ağıt sahnesine 30 kadın gittik. Diğer arkadaşlarımdan bazıları Muğla'da çekilen dizi ve filmlerde figüran olarak rol alıyorlar. Ön plana çıkan ben oldum aralarında. Hanımlara tavsiyem, sanatın hangi dalı ellerinden geliyorsa o dalıyla ilgilensinler. İstanbul’da çekilen Mandıra Flozofu 2’de başrolde oynamak güzeldi. Kadın oyuncu olarak en çok repliğe sahip olan bendim ve bu da benim için büyük onur kaynağı oldu.  Mandıra Flozofu 3’ünde çekilmesi bekleniyor. Büyük ihtimalle Muğla-Çökertme’de yapılacak film çekimlerinde ana oğul yine birlikte rol alacağız. Yapımcımız sinyallerini verdi ve gelecek yıl çekimlere başlamayı bekliyoruz. Bu setlerde çok güzel anılar yaşadım ve çok güzel dostlar kazandım. Ben Aydın gibi yerde sade bir emekli olarak yaşarken Coşkun Göğen’i ve birlikte oynadığım onca ünlü sanatçıyı nereden tanıyacaktım. Sanat camiasından çok çok güzel dostluklar arkadaşlıklar yaşadım” açıklamasını yaptı.

Haber Merkezi