“Müjdeli haberler vermek beni mutlu ediyor”

Yurt dışında sağlık alanında çığır açan araştırmalara, buluşlara imza atan Türk bilim insanlarıyla röportajlar gerçekleştiren sağlık editörü Esra Öz, “Şifa bekleyen, bir umutla bilimsel gelişmeleri takip eden insanlara müjdeli haberler vermek beni mutlu ediyor" dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 24.11.2016 08:42
  • Güncelleme Tarihi : 24.11.2016 08:42
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Müjdeli haberler vermek beni mutlu ediyor” haberinin görseli
“Müjdeli haberler vermek beni mutlu ediyor” haberinin görseli

AHMET TOPRAK

Her gün haberlerde çok farklı görüntülerle karşılaşıyoruz. Bu haberlerin veriliş diline göre tepki gösteriyoruz. Yani duygularımızı haberi yapan gazetecinin ellerine güvenle teslim ediyoruz. Peki, gördüklerimiz ya da okuduklarımız ne kadar doğru?

Bilim dünyasının dilini çözerek, en yalın anlatımla haber ve röportajlar hazırlamayı kendine amaç edindiğini anlatan sağlık editörü Esra Öz, sağlık haberciliğinin sağlıklı bir toplum ve gelecek açısından önemli bir unsur olduğunu kaydetti. Haber ve röportajlarını bu bilinçle hazırladığını ve yayına sunduğunu ifade eden Öz, bilim haberlerine özel bir ilgisinin olduğunu belirterek, “Gazeteciler haberlerini kurgularken akıllarındaki ilk mesaj işledikleri konunun haber değeri taşımasıdır. Bunda da insanların tepkilerini harekete geçirmeyi hedeflerler. Acı, korku ya da umut dolu bir haber olmalıdır ki, öncelikle haber müdürünün onayını alıp, yayınlanabilmesini sağlayabilsin. Ardından da okunma ya da izlenme rekorları kırıp, sosyal medyada gündemi değiştirebilsin. Bunlar medyanın arka bahçesi olduğu için herkes bilmeyebilir, ancak olayları ele alırken algılarımızla oynanmasına engel olmak adına bu işin arkasındaki mantığı iyi anlamakta fayda var. ‘Gözümle gördüm, daha ne olsun’ diyenlere, bilimin vereceği cevaplar bizleri çok şaşırtabilir. Henri-Louis Bergson’un dediği gibi; ‘Gözler, sadece zihnin kavramaya hazır olduğu şeyleri görür’. Beynimiz bize ne gördüğümüzü söylüyorsa onu görürüz. Duyular vasıtasıyla çevreden gelen bilgilerin geçmiş deneyimlerle birleştirilerek algı oluşturuluyor” dedi.

DEĞİŞİM KÖRLÜĞÜ

Görsel algı ve haberler konusunda Öz, şunları söyledi: “Daniel Simons ve Daniel Levin ise, dünyayı ne kadar doğru olarak algıladığımızla ilgili çok farklı çalışmalar yapıyor. İşte çalışmalarından bir tanesi şöyle; İçinde tek bir oyuncunun yer aldığı bir kısa film izlediğinizi düşünün. Adam omlet yapıyor. O pişirmeyi sürdürürken kamera aniden başka bir açıdan çekmeye başlıyor. Yeni sahnede oyuncu farklı biri olsaydı, fark eder miydiniz? Gözlemcilerin üçte ikisi fark etmiyor. İşte buna ‘Değişim Körlüğü’ deniyor. Dikkatli bakmamız olayları nasıl yorumladığımızla alakalı. David Eagleman’ın dediği gibi ‘Görmek, bakmaktan fazlasını gerektirir’. Bakabiliriz, ancak olayları net şekilde görmeyebiliriz. İşte bu nedenle haberleri daha farklı bir düşünce ile incelemek gerekiyor. Size sunulan kadarını öğrendiğiniz olayların arkasında aslında olanlar, anlatıldığı gibi mi?” Bilimsel çalışmaların Türkiye'de yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizen Öz, medyanın da bilim dünyası hakkında daha fazla haber yayınlaması gerektiğine dikkat çekti.

MEDYA BİLGİ İLE DÜNYAYI AYDINLATIR

Medyanın artık insanların hayatını yönlendiren bir sistem haline geldiğini vurgulayan Öz, açıklamalarını şu şeklide tamamladı: “Çünkü medya aslında sizin hayatınızı yönlendiriyor, düşüncelerinizi, yaşama şeklinizi, alışverişinizi, insanlarla iletişiminizi kısaca siz farkında olmadan sizi yönetiyor. Bu nedenle medya ile iletişiminizde mutlaka bir süzgeç kullanmak, kendi kararlarınızı almanızda size yardımcı olacaktır. Gazetecilerin bakış açısı ile hayata bakmak aslında farklılıkların farkına varmayı sağlıyor. Bu anlamda da haberler aslında hayatımıza ışık tutuyor. Bunu çok kolay bir şekilde elektrik devre sistemi ile anlatabilirim. Bilim insanı ve sağlık çalışanı bilgi kaynağı olarak elektrik devresinin pil görevini görür. Çünkü yakıta ihtiyaç vardır ve yakıt için bilgi gerekir. Gelen bilgi anahtar görevi gören gazetecinin sayesinde habere dönüşür ve lamba yanar. Lambanın ışığı ile etraf aydınlanır. Aslında medya tam olarak bunu yapar, bilgi ile dünyayı aydınlatır. Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konudaki sözü de kulaklarda çınlar: ‘Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır’.” Sağlık Haberlerine Farklı Bir Bakış kitabının yazarı Öz, sağlık okuryazarlığı alanında halka ve sağlık profesyonellerine eğitimler veriyor.