Mutsuz eden düşünceleri değiştirmek mümkün

NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER      

Bugüne kadar 500’den fazla workshop ve bin 850’den fazla konferans sunumu gerçekleştirerek binlerce bireysel, elliden fazla kurumsal danışmanlık hizmeti veren Hipnoterapist Adil Maviş, insanın zihninde var olan olumsuz düşüncelerin bilinçli çalışma teknikleri ile değiştirilebileceğini söyledi.

Kişisel Gelişim Dergisi ve Genç Gelişim Dergisi’nin eğitim editörlüğünü de yapan Maviş, aynı zamanda Avrupa ve Ortadoğu Hipnoz Enstitüsü ve Uluslararası NLP Eğitimcileri Birliği’nin uzmanlık sertifikalarına sahip.

KENDİYLE BARIŞIK VE MUTLU

İnsanı iyileştirecek mekanizmaların kendi içinde olduğunu, ancak kişinin kendisiyle barışık ve mutlu olması durumunda bu mekanizmaların devreye girebileceğini anlatan Maviş, “Bütün hastalıkların özünde mutsuzluk yatar. İlk önce yaptığım şeyin felsefesinin anlaşılması için söyleme ihtiyacı duyduğum şey kişide hangi arıza olursa olsun, onu hasta eden şeyi iyileştirecek olan şey yine kendi iç mekanizmasında yatar. Mesela bir yerimiz yara olup kanamaya başladığında o kanamayı durduran, kapatan kendi içsel mekanizmamız var, o devreye girer ve kan durur. Bunun yanında temizlik yaparız, mikrop kapmasın deriz. Dikiş atarız, antibiyotik kullanırız, bunlar dış müdahale. Ama içinizde eğer onu iyileştirecek mekanizma arızalıysa dışarıdan yaptığınız şeye vücut cevap vermediği için iyileşemezsiniz” dedi.

KENDİNİZLE ARANIZI DÜZELTİN

İnsanını mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için kendisiyle barışık hale gelmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Maviş, her bireyin içinde var olan saf özü ile bağlantıya geçebileceğini söyleyerek, “Kişinin kendisiyle arasının bozuk olması gibi bir sorunumuz var. Yani bir anlamda kendisiyle barışık değil de diyebiliriz. Birey içindeki çocuğu sevmiyor ya da kendisiyle sorunlu da diyebiliriz. Ya da mutsuz olarak tanımlayabiliriz çünkü yalnızca mutsuz insanlar hastalanır. Hemen hemen bütün hastalıklarının özünde mutsuzluk yatar. Kişiler daha mutlu olmaya başladığında bağışıklık sistemi gelişir. Sorun olarak görünen pek çok şeye karşı direnci artar. Hatta kanser gibi ölümcül vakalarda bile iyileşme oranı tıbben izah edilemeyecek derecede, ölecek denilen hasta bile moral tedavisiyle iyi olabilir” açıklamasını yaptı.

DIŞA BAĞIMLI OLMANIN ZARARLARI

İnsanın dışa olan bağımlılıklarının başta kendisi olmak üzere sevdiği insanlara da zarar verdiğini ifade eden Maviş, şu ifadeleri kullandı: “İç dinamiklerinin aşırı derecede dışa bağımlı olması oldukça zarar verici. Mesela ben mutlu olmak istiyorum ama kendimi sizin beni mutlu etmenize alıştırmışım. Siz de benim eşimsiniz, arkadaşımsınız ya da değer verdiğim birisiniz. Eğer kendimi mutlu olmak için size bağımlı hale getirdiysem bir anlamda içimi küstürüyorum. Sizinle aram bozulduğunda ben de üzülüyor ve hasta oluyorum. İçimle de aram iyi olmadığı için o hastalığı tolere edemez hale gelerek kendime resmen zulüm eder hale gelirim.”

SESSİZLİĞİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ

Uykuya dalmadan önceki anın bilinçaltını değiştirmeye en uygun an olduğu bilgisini veren Maviş, sessizliğin de kullanılması gereken güçlü bir tedavi yöntemi olduğunu belirterek, “Mesela sessizliğe fazla tahammülümüz yok. Eve gidip sessiz bir odaya girdiğimizde bir şeyler ters gidiyormuş gibi gelir. Hemen telefona sarılırız, hemen televizyonu açarız, hemen biriyle konuşma ihtiyacı duyarız. Neden? Çünkü o sessizlikte içimiz bağırmaya başlar ve o bağırma da sıkıntı yaratır. Kendimizle baş başa kalmak, kendimizle yüzleşmek gibi bir gücümüz ve tahammülümüz yoksa hemen kendimizi dışarı atarız. Bunu biraz ağırı kesici gibi benzetebilirsiniz. Ağrı kesici aldığınızda ağırınız kesilir. Ama ağrı aslında vücudunuzda bir şeylerin yolunda gitmediğinin ifadesidir. Siz bu ifadeye pat diye o sinyali kesecek mekanizmayı aldığınızda sinyal kesiliyor. Ama sinyale sebep olan sorun devam ediyor” ifadelerini kullandı.

BASTIRMAK ÇÖZÜM DEĞİLDİR

İnsan vücudunun bireyin kendisi ile irtibat kuran onlarca değişik sinyal mekanizmasının bulunduğunu ve en sık rastlanılan baş ağrısının da bunlardan bir tanesi olduğunu ifade eden Maviş, “Bizim yaptığımız şey, bir şeylerin yolunda gitmediği doğrultusunda değil, neyse gitmeyen şey, onu susturmak yani bastırmak doğrultusunda. Oysa benim yaptığım şey kişinin kendisiyle olan arasını iyileştirmek. Onu iyileştirdiğiniz zaman O kendi kendini iyileştirmeye başlıyor. Mekanizma kendini iyileştirmeye başlayınca verilen telkinlere, tavsiyelere, önerilere daha yatkın hale geliyor. Değilse, ne derseniz deyin, hangi telkini verirseniz verin, kişi bu telkinlerle bir iki gün rahatlıyor ama tekrar eski haline dönüyor. Bu nedenle ilk önce kişinin kendisiyle arasını iyileştirerek kendi bilinçaltıyla uyumunu geliştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

ADİL MAVİŞ KİMDİR?

1990 Yılında Hava Kuvvetleri adına girdiği Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)’de Beşeri Bilimler İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Bir yıl satış üzerine eğitim aldıktan sonra 1991 yılında Koç Holding Bilar A.Ş. de satış temsilcisi olarak işe başladı. Türkiye’nin ilk DaleCarneige sertifikalı eğitmeni Nüvit Osmay’ın önderliğinde Düşün Konuş Dinle Derneği’nin özel öğretim kurumu statüsü kazanarak ilk kişisel gelişim okulunun kurucuları arasında yer aldı. “Hızlı Okuma”, “Öğrenme Motivasyonu”, “Sınav Motivasyonu”, “Konsantrasyon”, “Bilinçaltı Telkin”, “İrade Eğitimi” konularında aldığı sıra dışı eğitimleri güncelleştirip bireylerin yararlanabileceği formatta workshoplara başladı. 1999’da birikimlerini M. Sekman ve O. Saygın ile birlikte “Başarı Üniversitesi” kitabını yazdı. Aynı yıl en çok satanlar listesine giren ve bugünlerde 34. baskısına hazırlanan “Anlayarak Hızlı Okuma Teknikleri’ kitabını yazdı. Bu güne kadar 500’den fazla workshop ve bin 850’den fazla konferans sunumları ve binlerce bireysel, elliden fazla kurumsal danışmanlık hizmeti verdi. Kişisel Gelişim Dergisi ve Genç gelişim dergisi eğitim editörü, Avrupa ve Ortadoğu Hipnoz Enstitüsü ve Uluslararası NLP Eğitimcileri Birliği’nin uzmanlık sertifikalarına sahip sinir dili programlama uygulayıcısıdır.

Haber Merkezi