Narin Güran cinayetinde yeni gelişme: Anne Yüksel Güran’ın avukatından Yargıtay’a temyiz başvurusu

Diyarbakır’da 21 Ağustos 2024’te kaybolarak 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın cinayetle ilgili olarak Yüksel Güran, kızı Narin’in ölümüne iştirak ettiği iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, verilen cezanın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne temyiz dilekçesi sundu. Avukat, müvekkilinin suçsuz olduğuna dair delil eksikliği bulunduğunu savunarak, hükmün bozulmasını talep etti. Temyiz başvurusu, Yargıtay tarafından incelenmek üzere gönderildi.

MAHKEMENİN VERDİĞİ CEZA ONANDI

Tutuklu sanıkların avukatları, müşteki sıfatıyla baba Arif Güran'ın avukatları, 'katılan' sıfatıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu tarafından verilen istinaf dilekçeleri, Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde incelendi. 17 klasörden oluşan dava dosyası ile istinaf başvuruları, değerlendirme yapılması için Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesi'ne gönderildi. Başvuru üzerine dosyaları Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, mahkemenin 4 sanık hakkında verilen hapis cezalarını 20 Mayıs’ta oy çokluğuyla onadı.

YÜKSEL GÜRAN’IN AVUKATINDAN TEMYİZ BAŞVURUSU

Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, Yargıtay’a sunulmak üzere Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi Başkanlığı’na temyiz dilekçesi verdi. Demiroğlu dilekçenin talep kısmında, müvekkili Yüksel Güran hakkında verilen kararın hukuka, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, “Kararın temyiz yoluyla incelenmesini, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına, temyiz başvurumuzun kabulü ile hükmün bozulmasına, temyize konu kararın soyut ve ilgisiz gerekçelere dayandığı, öz kızı öldürülmüş bir annenin yaşadığı derin ve tarifsiz acının yanı sıra kabul edilebilir bir delile dayanmaksızın soyut varsayımlarla suça iştirak ettiği iddiasıyla müvekkilimin tutukluluğunun devam ettirilmesi kamuoyunda yersiz bir şekilde ‘suçlu anne’ algısının oluşmasına sebep olduğu bu durumun kendisi açısından ağır psikolojik yıkıma, manevi çöküntüye ve telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına neden olacağı, dosyadaki mevcut delil durumu, olayın oluş şekli, sanık anne yönünden kuvvetli suç şüphesini gösteren delil bulunmadığı gözetilerek müvekkilimin tahliyesine karar verilmesi istemidir” ifadelerini kullandı.