Sayfa Yükleniyor...
Gaziemir sınırları içerisinde yer alan bir kurşun fabrikasında nükleer atıkların tespit edilmesi sonucu İzmirin Çernobili olarak adlandırılan dava dün İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 9. celsesi açılan davada sanıklar yer almazken dava yeterli sayı olmadığı için 1 Temmuz tarihine ertelendi
NİLGÜN TAZE
İlk radyasyon tespitini 2007 yılında yapan Türkiye Atom Enerji Kurumu raporlarına göre radyasyonun fabrikanın nükleer santrallerde kullanılan nükleer çubukları eritmesiyle oluştuğu ve bu maddelerin Türkiye yasal girişi olmadığı tespit edilmişti. Tesisin tam adı olan Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Tic. A.Şnin 60 yıldan fazla Gaziemir Akçay Caddesi üzerinde kurşun üretimi yaptığı ve fabrikanın 70 dönümden fazla arazisinin olduğu açıklanmıştı. 17 Haziran 2008de Çevre ve Orman Müdürlüğünün yaptığı incelemelerde bir depoda 200 ton ve ikinci depoda da 180 ton olmak üzere atık tespit edilmiş gömülü atıkların miktarı ise belirlenememişti. Fabrika içinde görünen atıkların toplam miktarının 100 bin tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) adına davaya katılan ve diğer avukatlar adına da açıklama yapan Av. Arif Ali Çangı davanın bölgedeki tüm canlıların sağlığını olumsuz etkilemesi ve doğal genetiklerini bozması sebebiyle sıradan bir dava olmadığını ve sanıkların cezalandırılması gerektiğini söyleyerek, Yargılama aşamasında mahkemeden olayın yerinde araştırılması için keşif talebinde bulunduk ancak talebimiz reddedildi. Bizler dosyada sanıklarını cezalandırılmasına yetecek kadar delilin olduğu kanaatindeyiz. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) ortamında iddialarımızı mahkemeye sunduk. İzmir 2. İdare Mahkemesi 26.02.2015 tarih 2015/85 esas sayılı kararında da belirtildiği gibi radyoaktif kirleticilerin özellikle insan, hayvan ve bitki sağlığına olumsuz etkiler yaparak çevreyi ve ekolojik dengeyi bozduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla suç TCKnın 181/4 maddesinde belirtilen canlılar açısından tedavisi zor hastalıkların çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, canlıların doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek nitelikte olduğu belirlenmiştir. İmar kirliliğine ilişkin olarak açılan bir kısım davalarda 15.01.2004 tarihinden önce işlenmesi halinde beraat kararları verilmekteydi. Ancak Yargıtay bunların halen devam ettiğinin ortaya konulması halinde cezalandırılması gerektiğini belirterek bu kararı bozmuştur. 2010 yılına kadar faaliyetini sürdüren ve ürettiği atıkları da kendi arazisine gömen bu yerin sorumlularının mutlaka cezalandırılması gerekir. Biz mahkemeden mahallinde keşif yapılarak özellikle yağmurlu havalarda toprak altında bulunan bu maddelerin yüzeye çıktığı ve suya karışarak sağlığı riske attığını mahkeme heyetinin görmesini istemiştik. Ancak talebimiz reddedildi. Bizler sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz dedi.
KASIT YOK CEZADA YOK
Mahkemeye gelmeyen sanıklar Hasan Yavaş, Aynur Ekener, Öznur Kolcuoğlu, Şennur Yavaş adına savunmalarını yapan Avukat Selahattin Seymen, Bu davayı biz de çok önemsiyoruz ancak önemli olan yargılanan sanıkların dosyadaki durumlarıdır. Herkes fiili ile sorumlu olup, işlediği fiilin kasıt altında gerçekleştirilmesi halinde sorumlu olacaktır. Türk Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu ve Çevre Kanunu sorgulandığında müvekkillerimizin hiçbir kanun yönünden sorumluluğu bulunmamaktadır. Müvekkillerimizin haksız yere cezalandırılmaları adaleti zedeleyecektir. 2004 yılından sonra hiçbir şekilde bu yer kirletilmemiştir. Geçici depolama alanının ilgili yerlere nakli yapılmıştır. Hiç kimse kendi alanını kirletmez. Sunulan bilimsel mütalaalar, savunmalar, sanıkların konumu, bakanlık yazıları, Çevre İl Müdürlüğünün denetim raporları tanık anlatımları ile müvekkillerimizin kendilerine atılan suçu işlemediği dosyamızda yer almaktadır. Atılı suçun yasal unsurlarının ad oluşmadığı, sahaya atık atma işlemine 2004den sonra son vermiş olmakla da o tarihte suç olmayan bu eylem nedeniyle müvekkillerimizin ayrı ayrı iddia makamının talebinde belirtildiği şekilde beraatlerine karar verilmesini talep ediyorum açıklamasını yaptı. Dava yeterli sayı olmadığı için 1 Temmuz tarihine ertelendi.
Haber Merkezi