Odalardan gıda güvenliği için ortak açıklama

7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü için ortak açıklamada bulunan dört Oda ‘Sağlıklı bir yarın için şimdi güvenli gıda’ sloganıyla çağrıda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 06.06.2021 10:41
  • Güncelleme Tarihi : 06.06.2021 10:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Odalardan gıda güvenliği için ortak açıklama haberinin görseli

VEDAT ARAZ

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve TVHB İzmir Veteriner Hekimleri Odası 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü için ortak yazılı basın açıklaması gerçekleştirdi. Dört Oda’nın görüşlerine yer verilen metinde sonu görülmeyen bir pandemi süreci yaşanırken Dünya Gıda Güvenliği Gününün 3’üncü kez kutlandığı belirtildi.

AŞIRI VE BİLİNÇSİZ İLAÇ KULLANIMI

Koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin insanların sağlıklı yaşayabilmesi için yeterli, dengeli ve güvenli gıda ile temiz suya hakça erişiminin hayati önem taşıdığını gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bunun sonucunda, gıda güvenliğinin gündemden hiç düşmemesi gereken bir konu olduğunun anlaşılmasını umuyoruz. Sofralarımıza gelen gıdanın güvenliği ilk olarak tarımsal üretimin güvenliğinden; tarımsal üretimin güvenliği ise ürünlerin, köylülerin, çiftçilerin, balıkçıların, daimi ve mevsimlik kır emekçilerinin ve dağıtım kanallarının güvenliğinden geçmektedir. Bunu sağlayabilmek ise gıda egemenliği ve agroekoloji ile mümkündür. Gıda egemenliği ve agroekolojinin halk sağlığından, doğa dostu üretimden, adil üretim ve paylaşımdan yana anlayışını; yerel bilgi ve pratikleri dışlamadan, bilimin yol göstericiliğinde ve doğru uygulamalarla yayacak toplumsal bir hareketi inşa etmek için çalışmalıyız. Günümüzde güvenli gıda ve suya erişimdeki önemli engellerden biri tarımda ve endüstride kimyasalların aşırı ve bilinçsiz kullanımıdır. Bu durum toprak, su ve hava kalitesinin değişmesine neden olmakta, özellikle toprakta kirlilik yaratmakta, biyoçeşitliliğe zarar vermekte ve büyük bir halk sağlığı problemine yol açmaktadır. Bu yüzden tarımda kullanılan ilaç ve gübrelerin uygulama aşaması uzman teknik personellerin öneri ve tavsiyesi ile olmalıdır” ifadelerine yer verildi.

BİYOEKONOMİ MODELLERİ GELİŞTİRİLMELİ

Güvenli ve yeterli gıdaya ulaşabilmenin önemli yollarından birisinin de bölgesel biyoekonomi modellerinin geliştirilmesi olduğuna dikkat çekilen metinde, “Biyoekonomi modelleri sayesinde güvenli ve yeterli gıdaya erişim ve sürdürülebilir kalkınma sağlanabilir. Özellikle Avrupa başta olmak birçok ülke kendi ulusal biyoekonomi politikalarını gerçekleştirmiş veya gerçekleştirmektedir. Buna benzer politikalar ülkemiz için de zaman kaybetmeden uygulanmalıdır. Hayvansal gıdalardaki antibiyotik kalıntıları, hayvansal ürünler kaynaklı gıda zehirlenmeleri, zoonoz hastalıklar ve hayvansal ürünler aracılığı ile insan sağlığının olumsuz etkilenmesine neden olanlar ve bu hayvansal gıdaların üretim, dağıtım, tüketimi sırasında hijyen kurallarına, saklama koşullarına uyulması gibi hususlarda yine konusunda uzman kişilerin rolü önemlidir. Veteriner Halk Sağlığı çalışmalarından sonuç almak için, Veteriner Hekimlerin özellikle gıda amaçlı tüketimi yapılan ve zoonozlarda taşıyıcı ya da konak olan tüm hayvan türlerinde kullandıkları ilaçların bir an önce karekod sistemine geçmesi gerekmektedir. Uygulanabilir olmadığı ispatlanmış İTS ve E- Reçete ile yapılan uygulamalar hayvan ve halk sağlığına katkı koymadığı gibi Veteriner Hekimlik hizmetlerine de zarar vermektedir. Dünya Gıda Güvenliği gününde bu noktanın da altını özellikle çiziyor ve yetkilileri göreve çağırıyoruz: Unutmayalım ki bu konuda Veteriner Hekimlerin sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için yetkililerin de sorumluluklarının bilincinde olması gerekmektedir” görüşlerine yer verildi.

KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ

‘Kendi kendimize yeterlilik, besin seçme özgürlüğümüz ve gelecek nesillere bize ait yerel lezzetlerimizi ve tohumlarımızı, kimyasallarla kirlenmemiş toprakları bırakmak en öncelikli hedeflerimizden birisi olmalıdır’ fikrinin ön plana çıkarıldığı açıklamanın son bölümünde şu ifadelere yer verildi: “Tarım-gıda üretimi ve tedarikindeki tekelleşme eğilimi, yerel tarım-gıda sistemlerini kalıcı çözümler ile geliştirip güçlendirmemiz gerektiğini göstermiştir. Gelinen bu noktada, dışa bağımlı olmayan sürdürülebilir tarım ve gıda üretimi ile gıda egemenliği politikalarını hayata geçirmemiz gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, yaşamak nasıl bir insan hakkı ise, sağlıklı, güvenli ve yeterli gıdaya uygun fiyatlarla sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır ve bunu sağlamak kamunun en önemli görevlerinden biridir. Biyolojik çeşitliliğin arttırıldığı, yerel tohumların kullanıldığı, aile çiftçiliği ve kooperatifçiliğin desteklendiği, gıda güvenliğinin tek sağlık yaklaşımı içerisinde olduğu üretim politikalarının ve gıda egemenliği ilkelerine dayalı bir tarım politikasının hâkim kılındığı, Dünya Gıda Güvenliği Gününe erişebilmek umuduyla.”