Öğrencilerin ‘tam burslu’ yoksulluğu

Özel bir üniversiteyi yüzde 100 bursla kazanan 22 yaşındaki F.G. isimli genç öğrenci, ekonomik ve psikolojik nedenlerden dolayı okulu bırakma kararı aldı. Yakın zaman önce Almanya’ya yerleşen genç, “Şimdi omuzlarımdan bir yük kalkmış gibi hissediyorum” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 20.04.2022 06:07
  • Güncelleme Tarihi : 20.04.2022 06:07
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Öğrencilerin ‘tam burslu’ yoksulluğu

ünSULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER

Türkiye’deki devlet üniversitelerinde eğitim öğretim gören öğrencilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar sürekli gündeme getirilirken, özel üniversitelerde yer alan tam burslu öğrenciler için de benzer durumlar söz konusu. Yemekhanelerde ya da kampüs içerisinde bulunan kafelerde uygun fiyata gıda ürünü bulmakta zorlanan öğrenciler, kaydını dondurma hatta okulu tamamen bırakma kararı dahi alıyor. Sadece gıda ürünlerine değil; ders kitaplarına / malzemelerine erişimde de zorlanan öğrencilerin bazıları tekstil, inşaat gibi alanlarda çalışmaya karar verirken, büyük bir kısmı ise daha iyi şartlarda geçinebilecekleri ülkelere gidiyor!

İLKSES Gazetesi olarak aynı sorunları yaşayan öğrencilere ulaşmaya çalıştık. 22 yaşındaki F.G. isimli genç öğrenci, iletişime geçtiğimiz isimlerden biri oldu. 2019- 2020 yılları arasında İzmir’de özel bir üniversitenin Mimarlık Fakültesini yüzde 100 bursla kazanan genç, yemekhane ve kafelerdeki aşırı pahalılık nedeniyle yeterli beslenemediğini; güçsüz kaldığı için de derslere adapte olamadığını belirtti. Mimarlık dersleri için de çok fazla malzeme talep edildiğini ve bunları karşılayacak gücünün olmadığını kaydeden F.G., çareyi okulu tamamen bırakıp, Almanya’ya gitmekte buldu. Şu an Berlin’de Türk bir firmada depo görevlisi olarak çalışan F.G., “Türkiye’de kalıp eğitimimi bitirmek isterdim! Almanya’ya gelmemin nedeni de bu. Öğrenciye her durumda arka çıkılması” sözlerini kullandı.

EVİMDE İNTERNET BİLE YOKTU…

Üniversite sınavına hazırlanmaya karar verdikten sonra bu sürecin kendisi için daha zor olacağını bildiğini söyleyen F.G., “Maddi anlamda bir imkanımız olamadığı için maalesef dershaneye kayıt yaptırma gibi bir şansım yoktu. Kaynak kitaplarım da yeterli değildi ve evimizde internet bile yoktu. Sık sık ablamın evine giderek bazı kaynaklardan yararlanmaya çalışıyordum… Sonrasında Karşıyaka’da bir kütüphane buldum, ücretsiz olarak bilgisayarlarını kullanabiliniyordum ve bir sürü kaynak kitapta vardı. Düzenli olarak her gün sabah 8’den, öğleden sonra 3’e kadar kütüphaneye gidip ders çalışıyordum. YouTube’dan ve çeşitli internet sayfalarından üniversite sınavına hazırlayan kanalları bulup, düzenli olarak çalıştım. Tabii ki anlamadığım yerleri sorma gibi bir olanağım yoktu. Dershaneye giden arkadaşlarımın not defterlerini ve deneme testlerinin fotokopisini çektirip evde üzerine çalışıyordum. Ayrıca maddi ihtiyaçlarımı karşılamak için öğleden sonraları part-time işlerde de çalıştım… Ben böyle bir yoldan geçerek üniversiteyi kazandım” bilgisini paylaştı.

PSİKOLOJİK OLARAK KALDIRAMADIM!

Üniversiteyi kazandıktan sonraki süreçten bahseden genç, şunları aktardı: “Okula başladıktan sonra karşılaştığım ilk sorun arkadaş edinmekti. Mimarlık fakültesindeki öğrencilerin çoğunluğu maddi durumu iyi olan ailelerin çocuklarıydı ve genellikle burslu olan öğrencilere önyargıyla yaklaşıyorlardı. İkinci sorun ise kırtasiye ürünlerindeki pahalılıktı. Neredeyse haftada 2 ya da 3 kez kırtasiyeye gitmem gerekiyordu ve her gidişimde 100 liraya yakın harcama yapıyordum. Aylık olarak yaptığım çalışmaya göre ortalama 1000 lira malzeme parası ödemek zorundaydım (3. ve 4. sınıflarda bu miktarın 3000 lirayı bulduğunu duydum.) Üçüncü sorun ise burs bulma sıkıntısı. Devlet bursuna başvurduğumda annem ve babam çalışmamasına rağmen annemin üzerine mülkiyet olma gerekçesi ile bursum reddedildi. Özel şirket burslarına başvurduğumda ise herhangi bir geri dönüş alamadım. Maddi olarak zorlanmaya başladıktan sonra okuldan sonra çalışabileceğim bir iş buldum ama çalışmama rağmen yinede giderlerimi karşılayamıyordum ve ders çalışacak zamanı bulamıyordum. Mimarlık fakültesinin diğer fakültelere göre daha yoğun bir programı vardı. Bazen hafta sonları bile okula gitmem gerekebiliyordu. Bundan dolayı hem işi hem de okul hayatını birlikte sürdüremedim ve üstüne psikolojik olarak daha fazla kaldıramadığım için okulu bırakma kararı aldım.”

AÇLIĞINIZI BASTIRMAK İÇİN…

Kendisini en çok zorlayan durumlardan birisinin de yemek problemi olduğunu ifade eden F.G., “Kampüste çoğunlukla özel işletmeli kafelere yer verilmişti ve tabii ki doymak için 60 TL’yi gözden çıkarmanız gerekiyordu . İnternete ‘Yemekhane fiyatları’ diye yazdığınızda genellikle fiyat listesini göremezsiniz. Çünkü fiyatları normal bir kafenin fiyatlarını aratmıyor, sadece açlığınızı bastırmak için 15 TL ödemeniz gerekiyordu. Ne acıdır ki hal böyle olunca bütün gün karnımızın gurultusunu dindirmekle geçiyordu. Yemekhane değil ticarethaneydi!” dedi.

SÜREKLİ BİR STRES ALTINDA YAŞAMIŞIM

Sözlerine devam eden genç, “Okulu bıraktıktan sonra ‘Kendime nasıl güzel bir gelecek oluşturabilirim?’ diye sordum. Ne yazık ki ülkemizdeki çoğu üniversite mezununun bile iş bulamayıp asgari ücretle çalıştığını gördüm ve Türkiye’de seçeneklerimin çok az olduğunu, beni tatmin etmediğini fark ettim. Hemen ardından Almanya’daki eğitim olanaklarını araştırdıktan sonra Almanya’ ya gitme kararı aldım… Almanya’da yaşadığımdan beri fark ediyorum ki Türkiye’deyken sürekli bir stres altında (gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı ) yaşamışım ve şimdi omuzlarımdan bir yük kalkmış gibi hissediyorum. Şuan Berlin’de Ausbildung adı verilen mesleki eğitim yapıyorum. Bu eğitim hem okulda teorik bilgi edinip uygulamalı olarak bir firmada çalışmanızı hem de para kazanmanızı sağlıyor” cümlelerini kullandı.

EĞİTİMİMİ TAMAMLAMAK İSTERDİM

Şu an Berlin’de bulunan bir Türk firmasında depo görevlisi olarak çalışan F.G., “Bir ülkenin kalkınmasının, o ülkenin eğitime ve bilime verdiği değerle doğru orantıda olduğunu düşünüyorum. Tabi ki imkanlar öğrencilerin eğitimlerini en iyi şekilde tamamlaması yönünde olsaydı, Türkiye’de kalıp eğitimimi tamamlamak isterdim. Mimarlık fakültesini kazandığımı duyduğum an hayalim buydu. Aslına bakarsanız şu an Almanya’da bulunmamın nedeni de bu; Öğrenciye her durumda arka çıkılması” dedi.

Haber Merkezi