“Onlar bizim kök hücremiz”

EMİRCAN IŞILDAK

9 Eylül Üniversitesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Buca Belediyesi, Yörük-Türkmen Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi ve İzmir Yörükler Derneği tarafından düzenlenen “7. Yörük Türkmen Şöleni” kapsamında Yörük ve Türkmen tarihi konulu bir konferans düzenlendi. Üniversiteli gençlerin de yoğun katılım gösterdiği organizasyona AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, 9 Eylül Üniversitesi Yörük-Türkmen Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Prof.Dr. Mustafa Daş, İzmir Yörükler Derneği Başkanı Mehmet Gülcan ve tarihçi Prof.Dr. Tufan Gündüz ile fakülte dekan ve öğretim üyeleriyle vatandaşlar katıldı. Organizasyonda Türkiye’de yaşayan Yörük ve Türkmenlerin tarihi ve kültürel özellikleriyle ilgili bilgi verildi. Konferansın açılış konuşmasında söz alan AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, Yörük ve Türkmenlerin Türklerin kökü olduğunu vurgulayarak, onların varlığının Türkiye’nin beka meselesi haline geldiğinin altını çizdi.

BUCA’YA MÜZE MÜJDESİ

Konferansın açılışında konuşan 9 Eylül Üniversitesi Yörük-Türkmen Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Prof.Dr. Mustafa Daş, Türkiye topraklarının gerçek sahiplerinin Yörük ve Türkmenler olduğunun altını çizdi. İzmir tarihinde Yörük ve Türkmenlerin genellikle atlandığını da hayıflanarak sözlerine ekleyen Prof.Dr. Daş, “İzmir ve Batı Anadolu’nun tarihi denilince Yörük ve Türkmenlerin ayrı bir yeri vardır. Yörük ve Türkmenler, bu coğrafyanın, toprakların asli unsurlardır. Bu denli önemli olmalarına rağmen üzülerek görüyorum ki İzmir tarihi denilince genelde antik çağ ya da yakın zamandaki Levantenler başta olmak üzere azınlıklar ve unsurlar ön plana çıkıyor. Bu toprakların gerçek sahipleri, bu toprakları maddi ve manevi çabayla vatan yapmış Türkmenler ve Yörükler arka planda kalıyor” dedi. Akademik organizasyonlarla birlikte ilerleyen dönemde önemli projelere de imza atacaklarını söyleyen Daş, “Tarihçi olarak bu beni düşündürüyordu. Daha sonra yolumuz İzmir Yörükler Derneği Başkanı Mehmet Bey ile kesişti. Tarihin araştırılması için akademik kuruma ihtiyaç olduğunu düşündük. İzmir milletvekillerimizin destekleriyle uğraşılar verdik. 9 Eylül Üniversitesi bünyesinde Yörük Türkmen Araştırma Merkezi’ni kurduk, kurullarımızı oluşturduk. İzmir Yörükleri Derneği ile yola çıktık ancak Yörüklerle ilgili tüm derneklere kapımız açık. İddialı projelerimiz var. Günü geldikçe hayata geçireceğiz. Akademik olarak ilk faaliyet kapsamında Yörük Türkmen şenliğimizde konferansı organize etmeyi düşündük. Uzun vadede de özellikle Buca çevresindeki Yörük köylerinde her köye bir Yörük çadırı kurmayı düşünüyoruz. Sonbaharda Yörük Türkmen kurultayı toplamayı arzu ediyoruz. Buca’nın bu anlamda bir müzesi yok. Folklorik ve tarihi içerikli müze kurulması fikrimiz var” diye konuştu.

“TÜRKMENLERİ AYRI ZANNEDİYORUZ”

Prof.Dr. Mustafa Daş’tan sonra söz alan AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık ise Yörük ve Türkmenlerin Türkiye’nin toplumsal hücreleri olduğunu vurgulayarak, “15 Temmuz’da vatanımızı elimizden almak istediler. Bizi yıkmak istediler, bizlere korkunç bir gece yaşattılar. Bizler bazı şeyleri artık daha iyi anladık. Bazı şeyleri de bundan sonra açık konuşmak lazım diye düşünüyorum. Cumhuriyetimizle iftihar ediyoruz. Cumhuriyet, Türklerin tarihte başardığı en önemli hadiselerden birisidir. Tamamen millet üzerine bina edilmiş, tam istiklal üzerine inşa edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ile iftihar ediyoruz, O’nu çok seviyoruz. Ancak bir gerçek var; bir asra yaklaşan cumhuriyetimizde 1938’den sonra çok hatalı bir kimlik politikası ve Türklük üzerinden kimlik siyaseti işlenmiş. 100 yıl geçmiş, hala ‘Türk diye bir ırk var mı?’ diye söyleyenler var. ‘Yörükler ve Çerkezler kimdir?’ diye soruyorlar. Böyle sorular var ve bunlar çok yaygın. Niye? Bu sadece tarihçilerin bilmesi gereken bir şey değil. Yörükler ve Türkmenler, Türklerin kök hücresidir. Topraklarımızı Türkleştiren ve İslamlaştıran kimlerdir? Yörükler Türkmenlerdir. Bu ülkedeki insanların büyük kısmı Yörükleri ve Türkmenleri bizden ayrı zannediyor. Bu işlere ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

BEKA VURGUSU

Yörük ve Türkmenlerin, Türkiye için bir beka meselesi durumunda olduklarını da sözlerine ekleyen Kocabıyık, “Türkmen ve Yörükler kültürüyle, zenginliğiyle Türkiye için beka meselesidir. Etrafımızda olup bitenleri biliyorsunuz. Dolayısıyla kök hücremizi sağlam tutalım. Varlıklarının ve istikballerinin Türkiye’nin istikbaliyle aynı anlama geldiğini bilelim. Bunu insanlarımıza kazandıralım. Hala başka bir topluluk sanan birçok insan var. Ayrıca bir Yörük Türkmen etnografya müzesi yok uluslararası anlamda. Daha bir müze kuramamışız. Mübadelede 1 milyon Türkmenler Yunanistan’a gitti. Onlar Toroslar’ın Türkmenleriydi. Bunlarla ilgili bir araştırma da göremiyorum. Yörük ve Türkmen varlığı bizlere olağanüstü bir kamu diplomasisi sağlıyor. Bu anlamda kültür temelli kamu diplomasisi yapabiliriz” şeklinde konuştu.