Sayfa Yükleniyor...
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Reha Keskinoğlu, geçtiğimiz günlerde yaşanan çileğin kokması için üzerine sprey sıkılması konusuyla ilgili olarak bunu yapanların örnek bir cezaya çarptırılması gerektiğini söyledi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Karşıyakada bir pazaryerinde geçtiğimiz günlerde yapılan denetim sonucunda, çilek satan bir esnafın çileğin güzel kokması için üstüne sprey sıktığı tespit edildi. Bunun üzerine pazaryerlerindeki meyve ve sebzelerin denetimi konusu bir kez daha gündeme geldi. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Reha Keskinoğlu, son yaşanan olaydan sonra gıda konusunda en büyük açıklardan olan pazaryerlerinin denetimi konusunun bir kez daha öne çıktığını belirterek, 5996 sayılı kanun ile pazar yerlerinin gıda denetimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına aittir. Dolayısıyla etkin bir denetimin olmamasının sebebi de personel yetersizliğidir. 5-6 bin personelle bütün Türkiyede 600 bin kayıtlı işletmeyi denetlemeye çalışıyorlar tabi burada verdiğimi rakamlarda pazaryerleri hariçtir. Pazaryerlerinin haricinde okul kantinlerinin de denetimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına aittir. Dolayısıyla burada bu kadar personelle bu işe yetişilemiyor. Burada çözüm bu işin uzmanı olan gıda mühendisleri istihdam ederek bu denetim zafiyeti ortadan kaldırılabilir dedi.
YÖNETMELİK UYGULANMIYOR
Keskinoğlu, pazaryerlerinde gıda denetiminin bakanlığa ait olduğunu belirterek, Pazaryerlerinde hijyen durumu, pazaryerlerinin insan sağlığına uygun şekilde olup olmaması belediyenin denetimindedir. Gıdanın bilfiil kendisine ait denetimleri bakanlığa aittir. Bunun satış yerlerinin uygun olup olmadığını denetleme de belediyeye aittir. Pazaryerlerinde çoğu ürün açıkta satılıyor. Peynir, balık, makarna, hububat, şeker ve lokum gibi ürünlerin hepsi açıkta satılıyor. Nitekim 5996 sayılı kanunda olan yönetmelikte de şu deniyor; pazarlarda sebze ve meyvelerin haricinde hiçbir gıda açıkta satılamaz deniyor. Ama buna rağmen her şey açıkta satılıyor. Şu günlerde gidin balık pazarına balıklar açıkta satılıyor, soğutma yok üstüne sadece soğuk su dökülüyor. Çok sağlıksız şartlarda gıdaların satımı devam ediyor. Süt ürünleri ve et ürünleri çok çabuk bozulan ürünlerdir ve bunlar pazar yerlerinde açık olarak satılıyor. Meyve sebze konusunda da çürük sebze ve meyvelerinde pazar yerine girmemesi gerekiyor ifadelerini kullandı.
ÖRNEK CEZAYA ÇARPTIRILMALI
En son yaşanan çilek olayına gelindiği zaman artık işin gerçekten abartılarak çok kötü noktalara vardığını belirten Keskinoğlu, Çileğe adam sprey sıkıyor ama sıktığı sprey gıda ile ilgili değil. Adam çileğin üstüne oda spreyi sıkmış. Dolayısıyla bu arkadaşın çok ağır cezalandırılması gerekir. Örnek bir cezaya çarptırılması gerekir. Bu konuda yaptırım nedir ben çok net bilemiyorum. Gıda ile ilgili ceza kısmında 2 ila 10 bin arasında bir para cezası uygulanacaktır. Halk sağılığını direkt etkilediği için bu çok vahim bir olaydır. Çilek çiğ yenen bir gıda maddesi olduğu için zehir direk alınır. Buradan hareketle çarşı pazardan aldığımız meyve ve sebzeleri mutlaka ve mutlaka yıkamamız gerekir. Olayın bir de bu boyutu var ki o da ayrı bir konudur. Çileğin üstüne adam sprey sıktı fakat daha tarlada iken ürünlerin üstüne belirlenen dozajın üstünde ila sıkan daha az mı suçludur? İkisi de aynı şekilde suçludur. Bizim ülkemizde gıdalarda tağşiş ve taklidin yanı sıra meyve ve sebzelere çok aşırı miktarda hormon ve kimyasalın sıkılması da çok büyük bir problemdir. Biz buna pestisit diyoruz. Yurtdışına giden ürünlerin birçoğu bu kimyasal madde yüzünden geri dönüyor. Bunun nedeni de çiftçinin bilinçsiz olmasıdır. Gerektiği kadar ilacın nasıl kullanıldığını bilmiyorlar. İlaçlamaların mutlaka disiplin altına alınması gerekiyor. El altından da bir sürü ilaç satılıyor şeklinde konuştu.
CEZALAR CAYDIRICI OLMALI
Cezaların caydırıcı olması gerektiğini söyleyen Keskinoğlu, Ceza alan firma ve şahıslar bir daha ne olursa olsun Türkiye sınırları içerisinde gıda üretimi yapmamalıdır. Bu insanlara su bile sattırılmamalıdır. Böyle iş yapanların bir sabıka kaydının olması gerekir. Bu tür firmaların ve şahısların gıda üretimine Türkiyenin hiçbir yerinde kesinlikle izin verilmemelidir. İhbar sisteminin mutlaka kurulması lazım fakat kimse kimseyi şikâyet etmiyor. Vatandaşların etiketsiz ve gayri sıhhi satış yapan yerleri ihbar etmesi gerekir. Eğer bunları yaparsak bu gıda terörünün önüne geçeriz dedi.
Haber Merkezi