Ötekinin ötekisi ‘evsizler’ için insan onuruna yaraşır bir yaşam!

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi süreci, sokakta yaşayanları da olumsuz bir şekilde etkiledi. Evsizlerin sağlık ve barınma hizmetlerine erişmekte yaşadıkları sorunlar salgın döneminde daha da arttı

  • Oluşturulma Tarihi : 14.07.2020 06:29
  • Güncelleme Tarihi : 14.07.2020 06:29
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ötekinin ötekisi ‘evsizler’ için insan onuruna yaraşır bir yaşam! haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Kovid-19 pandemisi yayılmaya devam ederken, dünyanın her yerinde hükümetler salgınla mücadele konusunda çeşitli tedbirler alıyor. Bu tedbirlerin bazıları insan haklarını ihlal ederken, bazısı ise süreci istismar ediyor. Ayrıca alınması gereken önemli tedbirlerin alınmaması da ciddi hak ihlali riski yaratıyor. Örneğin ‘ötekinin ötekisi’ olarak tanımlanan sokakta yaşayanların, ‘evsizler’ kavramına mahkum edilip olağan bir durum haline getirilmesi gibi… ‘Evdekal’ sürecinde yetkililer tarafından sokakta yaşamak zorunda kalan kişilere ‘evlerinde olamadıkları için’ ceza dahi kesildiğini hatırlatan İzmir İnsan Hakları Derneği (İHD) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çiçek, “Sokakta yaşayan insanların daha öncesinde de yani pandemi olmadan önceden de çok da insan olarak görüldüğünü daha doğrusu bir vatandaş olarak görüldüklerini düşünmüyoruz” dedi. Sadece Türkiyeli evsizlerin değil, sığınmacı olup sokakta yaşayan kişilerin de var olduğunu aktaran Çiçek, barınmanın temel bir hak olduğunu hatırlatarak, insan onuruna yaraşır bir yaşamın sağlanması gerektiğini vurguladı.



DEZENFEKTANA ULAŞAMIYORLAR!
Koronavirüs sürecinin özellikle evsizleri olumsuz yönde etkilediğini belirterek, evsizlerin sağlık durumlarının iyi olmadığını, dezenfektana ulaşamadıklarını ve tüm ülkelerin bu konuda ortak bir politika geliştirmeleri gerektiğini söyleyen Ahmet Çiçek, “Evsizlerin sağlık durumları iyi değil, özellikle solunum ve bağışıklık sistemleri kötü, beslenme ve barınma problemlerinden ötürü zayıf. Hijyen açısından da maalesef dezenfektana ulaşmaları zor. Bu durum sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bu şekilde. Ülkeler ortak bir politika geliştirerek evsizlerin salgın ve afet gibi durumlardan daha fazla olumsuz etkilenmemesi için kararlar almalı ve uygulamalı” bilgisini paylaştı.



EVSİZ OLDUKLARI İÇİN CEZA KESİLİYOR
Sokakta yaşamanın modern devletlerde olağan bir durum haline dönüştüğünü kaydeden Çiçek, Amerika’da yaşayan evsizlerin buna en büyük örnek olduğunu hatırlatarak, konuşmasına şöyle devam etti: “Sokakta yaşayan insanların daha öncesinde de yani pandemi olmadan önceden de çok da insan olarak görüldüğünü düşünmüyoruz. Daha doğrusu bir vatandaş olarak görüldüklerini düşünmüyoruz aynı zamanda. Eğer bir kişiye siz sokakta yaşadığı için ceza kesiyorsanız onu vatandaş olarak görmüşsünüz demektir. Çünkü vatandaşa uyguladığınız bir şeyi uyguluyorsunuz. Ona uygun olarak da ona yönelik sorumluluklarınızı yerine getirmek zorundasınız. Barınma temel bir haktır. İllaki barınma için gerekli olan evi satın almış olmak, kiralamış olmak gerekmiyor. Normalde bu barınma hakkı dediğimiz hak devletin yükümlü olduğu vatandaşlarına sunması gerektiği bir haktır.”


SOSYAL GÖREVLER VERİLMELİ
Toplum tarafından ‘evsizler’ şeklinde olağanlaştırılmış bir durumun yaratıldığını kaydeden Çiçek, “Bir kesim varmış ve bunlar evsizlermiş… Sanki ona mahkum, öyle olmaları gerekiyormuş gibi. Halbuki bütün vatandaşların sahip olması gereken haklara o insanların da sahip olması lazım. Yani en başta yoksun oldukları şeye, bir eve sahip olmaları gerekmiyor mu? Sosyal bir devlet olsan, yapacağın şey nedir, bu şekilde hayatlarını idame ettirmeye çalışan insanlar için bir yaşam alanı oluşturmak. Sadece pandemi demiyorum, bütün süreçler boyunca o kişilerin bakımından bahsediyorum. Ve bu insanlar iş bulamıyorlar. Peki, iş bulamadıklarında ne olacak, daha çok mağdur olacaklar. Siz o insanlara sosyal görevler, ardından o sosyal görevlerden karınlarını doyuracak miktarda ödenek vermelisiniz” dedi.



EVSİZ MÜLTECİLER DE YOĞUNLUKTA              
İzmir’de ne kadar evsizin bulunduğu hakkında sayısal bir bilgi olmadığını dile getiren Ahmet Çiçek, son olarak, “Bir de şöyle bir durum var. Evsizler kavramını Türkiye vatandaşı olanlar için konuştuk. Bir de mülteci olup da sokakta yaşayanlar var… Bu apayrı bir konu zaten. İnsanı ötekileştirmeden insanca bir yaklaşım sergilemek gerekir. İnsan onuruna uygun yaşaması gereken bir toplumuz. Bu kavramı açmak gerekiyor ve bu kavrama uygun davranmak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip evsizlere herkese davranıldığı eşitlikte davranılması gerekiyor, onun haklarını korumak gerekiyor. Eğer o ülkenin mültecileri ya da sığınmacılarıysa uluslararası mültecilik ve sığınmacılık yasalarına uygun bir şekilde ama gene insanca davranmak gerekiyor” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DE EVSİZ SAYISI 70 BİNE YAKIN                                                                          
Birleşmiş Milletler raporuna göre dünyada 100 milyona yakın evsiz var. Yani Türkiye nüfusunun yüzde 120’si kadar. Bu rakamların ne kadar doğru ve gerçekçi olduğu da meçhul. Muhtemelen gerçek bunun en az iki katı. Zira pek çok ülke gerçek verileri paylaşmıyor. Türkiye’deki evsizlerin sayısına ilişkin net bir sayı ve rapor yok. Bu sayı yaklaşık 70 bin olarak kabul ediliyor. Bunlardan yaklaşık 8 bini İstanbul’da bulunuyor. Buna evsiz düzensiz göçmenleri de eklediğinizde sayı neredeyse 10 binlere yaklaşıyor.