Oteller ne kadar güvenli?

İzmir’de yaşanılan otel yangını sonrasında oteller ne kadar güvenli sorusu gündeme gelirken, ETİK Başkanı Mehmet İşler, sıkı bir denetim ve heyet önerisinde bulunarak, “Her anlamda denetim lazım” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 10.03.2018 08:06
  • Güncelleme Tarihi : 10.03.2018 08:06
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Oteller ne kadar güvenli?

KENAN YEŞİL - ÖZEL HABER

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de yaşanan otel yangınında adeta can pazarı yaşandı. 2 kişinin yangından kurtulmak için atladığı ve 2 kişinin de dumandan etkilenmesi sonucu hastaneye kaldırılması ile toplamda 4 kişinin yaralandığı otel yangınında can kaybı olmaması ise en güzel haber oldu. Prizdeki şarj aletinin patlaması sonucu yangının çıktığı belirtilirken, denetimin de tam yapılmadığı ve yangının denetimsizlik sonucu başladığı, alevlerin hızla yayılmasına neden olan dış kaplamada kullanılan plastik uygulamanın da yasak olduğu ortaya çıktı. Yaşanılan bu kötü olay sonrasında ise vatandaşların aklına oteller ne kadar güvenli sorusunu getirdi. ITB Berlin Turizm Fuarı’nda alan Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, yaşanılan otel yangınını Almanya’dan değerlendirerek, yetersiz denetime dikkat çekti.

KONAKLAMA CİDDİ SORUN

Türkiye’de konaklama sorununun çok ciddi bir sorun olduğuna dikkat çeken Mehmet İşler, “Kültür Bakanlığı belgeli ve bir de belediye belgeli olmak üzere iki tane konaklama modeli var. Bir de rezidanslar veya ikinci konut dediğimiz merdiven altında bu işi gayri ciddi, illegal yapanlar var. Bunların hepsi konaklama amaçlı taleplere karşı hizmet veren şu anda sahadaki durum. Bu sahadaki durum içerisinde hemen hemen en iyi durumda olan yerlerinden biri bakanlık belgeli olan yerlerdir. Alican Otel’de bakanlık belgeli olan otellerden biri. Ama büyük bir talihsizlik ki bakanlık belgeli Alican Otel’de bu iş insanlarımızın başına geldi. Bu son derece üzücü bir durum. Fakat bu bakanlık belgeliler içerisinde sorun ise şöyle oluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel yönetimler arasındaki kopukluğun bir bedeli oluyor” dedi.

DIŞ KAPLAMA DENETİMİ BELEDİYENİN

Bakanlık belgeli otelleri yılda belirli periyotlar içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı müfettişlerinin gelip incelediğini ancak incelemelerinde dış kaplamayla ilgili olarak bir yaptırım olmadığını belirten İşler, dış kaplama denetiminin belediyenin görevi olduğunu belirterek, “Sadece dış kaplamayla ilgili puanlar verilir. Sıva ise 1 puan, özel kaplamaysa 3 puan, mermer ise 5 puan gibi puanlar verilir. Oysa bu işler yerel yönetimlerin işidir. Yani Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli tesisler muhakkak yangına karşı itfaiye raporu almak zorunda. Dolayısıyla yerel yönetimlerin bu mevcut otellerle ilgili olarak oturup bir Kültür ve Turizm Bakanlığının nitelikler sınıflandırma yönetmeliğini önlerine alarak güzel bir çalışma yapması gerekiyor” diye konuştu.

HİÇ DENETİM YOK

Daha büyük eksikliğin ve daha büyük tehlikenin aslında belediye belgeli tesislerde olduğuna dikkat çeken İşler, “Çünkü oralarda hiçbir kontrol yok. Belediye belgeli tesislerde denetim belediyenin kendi içerisindedir. Denetimi Zabıta yapıyor. Zabıta bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığı gibi yeterli denetimi de hiç yapmıyor. O yüzden daha büyük tehlike belediye belgeli tesislerde var. Bir de bunların dışında rezidans ve ikinci konut diye bahsettiğimiz yerler var. buralarda da tam anlamıyla denetim yok” şeklinde konuştu.

SIKI DENETİM VE HEYET ÖNERİSİ

İşbirliği açısından bir araya gelinmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet İşler, şöyle konuştu: “Bu kontrol ve raporlamayı belediye tek başına yapmaya kalkarsa seçim zamanlarında oy kaybı kaygısı ile bu sefer işletmelerin sahipleri veya orada oluşturulan potansiyel tarafından oy kaybı korkusuyla bunları yapmaktan çekinebiliyor. Bir takım göz ardı durumlar olabiliyor. Ancak belediyenin başkanlığında kurulacak mesleki sivil toplum örgütleri ile yapılacak bu tip denetimler ile bu kaygılar ortadan kaldırılabilir. Bugüne kadar ezberlenmiş ola gelen ve uyutulmuş dediğimiz mevzuatlarla kontrol edilerek süregelen bu teftişlerin, bu yöntemin veya şu andaki mevcut sahada uygulanan şeklin bir an önce dinamik yapıya dönüştürülmesi lazım. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve yerel yönetimin çok iyi işbirliği altında aynı mevzuatın içerisine oturmuş niteliklerin sınıflandırmasını elden geçirmesi gerekiyor. Ancak burada sadece ikisinin olması yetmez. Muhakkak bunların içerisine sektörün sivil toplum örgütlerinden de bir heyetin olması lazım. Yasa, yönetmelik ve mevzuatlarla bunların itfaiyeden bir kişi, mesleki sivil toplum örgütünden bir kişi, belediyeden bir kişi, turizm il müdürlüğünden bir kişi yani valilik adına olmak kaydıyla oluşturulacak 5 kişilik bir heyetle bu yerler düzenli olarak denetlenebilir. Ancak bu şekilde oluşabilecek kazaların önüne sağlık bir şekilde geçilebilir. Her anlamda denetim lazım. Bu olaylar denetimsizlikten kaynaklanıyor. Yeterli teftiş elemanları, bu konuda yeterli kontrol müfettişlerin olmamasından kaynaklanıyor. Bu sorunları aşmak kolaydır. Mevzuat ve yönetmelik değiştirmek kaydıyla oluşturulacak olan heyet ile bu sorun sahada çok iyi şekilde kontrol edilebilir. Daha fazla canların yanmasına engel olunabilir.”

BÜYÜK BİR KUSUR

Yangın sonrası otel sahipleri ile görüştüğünü belirten İşer, “Onlarda müşteki olarak şu anda bu kazaya sebebiyet verenden şikayetçiler. Cep telefonunun şarjda unutulmasından doğan bir kazadır bu. Bu kazanın sonucunda her ne olursa olsun orada denetim sonucu dış binanın plastik kaplamasının büyük bir kusuru vardır. Orada bakanlık belgeli olduğu için, yangın çıkışı, yangın merdiveni, yangın yönlendiricileri mevcut. Fakat bunlar ne kadar sağlıklı çalışıyor ve bunların en son kontrollerinin ne zaman yapıldı, yangın tüplerinin, yangın alarmlarının sağlıklı çalışıp çalışmadığı yangın raporundan sonra belli olacaktır. Tüm bunların hepsi bir çanağa konularak sıkı bir denetime baştan aşağıya kontrole ihtiyacı vardır. Maalesef şu anda Türkiye’deki tesislerin en büyük açıklarından bir tanesi denetim. Bir can çok kıymetlidir. Hele hele Türkiye’nin turizmde çok başarılı olacağı bir dönem yaklaşırken rakipler tarafından aleyhimizde kullanılacak çok önemli bir durumdur” dedi.

CAN KAYBI OLMAMASI ÖNEMLİ

Yaşanılan yangında can kaybının olmamasının kendilerinin sevindirdiğini belirten İşler, zarar konusunda ETİK olarak destek olabileceklerini belirterek, “Kendi içimizde tabi destek veririz. Bu yerler genelde özel sigortalı olan yerlerdir. Bunların özel olarak yangın sigortaları, deprem sigortaları bulunmaktadır. Sigortadan bunların bir kısmını telafi olarak alacaklardır. Burada önemli olan maddi zarardan çok can kaybı durumudur. Can kaybı olmaması bizi sevindiriyor. Maddi kayıplar telafi edilebilir, ama burada en öneli durum can kaybı olmamasıdır” ifadelerini kullandı.

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI’NDAN AÇIKLAMA

Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden de yangınla ilgili açıklama yapıldı. Açıklamada, “Geçen haziran ayında İngiltere'nin Manchester kentindeki 27 katlı bir binada meydana gelen ve 80'den fazla kişinin ölümüne neden yangın da binanın dış cephesinin kolayca tutuşabilir plastik türevi malzeme ile kaplanmasından kaynaklanmış, 15 dakika içinde bütün binayı saran yangın sonrasında dış cephe malzemelerinin güvenilirliği ve denetimi uzun süre tartışılmıştı. Denetimsizliğin önünün yapılan yasal düzenlemeler ile açıldığı ülkemizde, benzer büyüklükte faciaların yaşanması maalesef sürpriz olmayacaktır” ifadelerine yer verildi.

“KAYNAK İSRAFI” OLARAK GÖRÜLMEMELİ

Basmane semtinde bir otelde meydana gelen ve 4 kişinin yaralanmasının ardından bir heyet ile incelemede bulunan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi de açıklama yayınladı. Açıklamada, “EMO İzmir Şubesinin heyetinin ilk izlenimlerine göre; binada acil durum tahliyesinde kullanılacak yangın merdiveni bulunmamaktadır. Merdiven boşluğunun dumanla dolması nedeniyle tahliye için üst katlardan atlamak dışında seçenek kalmaması, dehşet görüntüleri oluşturmuştur. Öncelikle yangın önlemlerinin alınmasına yönelik istisnalar getiren, af niteliğinde hükümler getiren düzenlemeler acilen iptal edilmelidir. Elektrik tesisatının uzman elektrik-elektronik mühendisleri tarafından projelendirmesi, standartlara uygun malzeme seçimiyle mühendis denetiminde kurulması gereklidir. Tesisatın uzman mühendisler tarafından periyodik kontrolden geçirilerek, eksikliklerin giderilmesi yangın tehlikesini en aza indirecektir. Hayat kurtaran yangın algılama ve uyarma sistemlerinin kurulması da tek başına yeterli değildir. Bu sistemlerin her an çalışır durumda tutulabilmesi için düzenli bakımının yapılması ve yine periyodik olarak uzman mühendisler tarafından kontrol edilmesi gereklidir. EMO olarak can güvenliği için alınacak önlemleri “kaynak israfı” olarak gören bu anlayışın terk edilmesi için yıllardır mücadele ediyoruz” görüşlerine yer verildi.

Haber Merkezi