- Gündem
- 10.10.2025 23:37
İsrail tarafından uluslararası sularda alıkonulan Özgürlük Filosu'nda bulunan 18'i Türk vatandaşı olan 94 aktivist, Türk Hava Yolları'nın uçağı ile İstanbul'a geldi.
İsrail tarafından uluslararası sularda el konulan Özgürlük Filosu'na ait teknelerde bulunan 18'i Türk 76'sı yabancı olmak üzere toplam 94 aktivist Türkiye'ye getirildi. Ürdün'den Türk Hava Yolları'nın (THY) özel uçağıyla saat 14.30'da İstanbul Havalimanı'na iniş yaptı. Aktivistleri karşılayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Musa Kulaklıkaya, "Son zamanda var olan ablukayı kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Gazze'deki kardeşlerimizin imdadına yetişmek amacıyla organize edilen Sumud filosundan sonra Özgürlük filosu girişimi de son günlerde gündemimizde olan bir konuydu. Biliyorsunuz İsrail, Sumud filosunda uluslararası sularda hukuksuz bir şekilde müdahale etti. Eylemcileri aktivistleri alıkoydu. Ülkemizin çeşitli kurumlarının girişimleriyle başta vatandaşlarımız olmak üzere başka ülke vatandaşlarını da ülkemize getirerek tahliyeleri gerçekleştirdik. Bugün Özgürlük filosu 8 Ekim'de İsrail kuvvetleri tarafından engellendi ve alıkonuldu. Bunlar içerisinde 3 tane milletvekilimiz de bulunmaktaydı. Bu tahliye operasyonları bizlere şunu gösteriyor ki ülkemiz dünyanın neresinde olursa olsun hangi konuda olursa olsun vatandaşına sahip çıkıyor" dedi.
Filoda yer alan Türk aktivist, “Artık sözlerin tükendiği yerden vicdanımızın sesiyle birlikte vicdan gemisine bindik bir yol aldık. Fakat gittiğimiz uluslararası sularda soykırımcı terör devleti tarafından kaçırıldık. Kıyafetlerimiz özel eşyalarımız çalındı. Her türlü kötü muameleye maruz kaldık. Burada bir yola çıktık ama başarmak değil de kaçırıldık. Burada bir kahraman yok. Filistin bu haldeyken kimsenin de bir kahramana ihtiyacı yok" dedi.
Basın açıklaması yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "Buradan dünyanın bütün liderlerine sesleniyorum. Eğer halklar nezdinde kahraman olmak istiyorsanız işte size Gazze, işte size Akdeniz, işte size kara yoluyla Filistin'e gitmek. İnşallah çok yakın zamanda kara yoluyla da deniz yoluyla da Filistin'e akacağız. O günler gelecek hiç tereddüt etmeyin. Biri bize diyor ki Gazze'yi bırakın ve unutun. Biz Filistin'iz bunu unutmamız mümkün değil. Allah'a şükürler olsun Sumud filosu yola çıktı. Bütün dünyaya kararlılığını gösterdi. Arkasından kardeşi olan Özgürlük filosu yola çıktı ve özgür Filistin'e kadar bu gemilerin gideceğini söyledik. Bu kararlılık Allah'ın izniyle dünya halklarını ayağa kaldırdı. Devlet liderlerine baktılar ki tahtlarımız sallanıyor ve herkes masaya oturdu. Ateşkes kendiliğinden olmadı. İçeride Filistin'lilerin yaptığı mücadele, dışarıda halkların eylemleri ve kardeşliği halkların ittifakı, sağcı, solcu, İslamcı, kemalist, komünist, milliyetçi herkes ayağa kalktı. Türkiye vicdan gemisine yapılan baskından dolayı meclisi topladı bütün partiler güzel bir şekilde bir karar çıkardılar ve İsrail'e dur dediler, kırmızı kart verdiler. Şimdi bir ateşkes var. Bu ateşkes sürecek mi bilemiyoruz İsrail'e güvenemiyoruz. Hiç süreceğini de zannetmiyorum. Ama burada şunu söylemek istiyorum. Eğer bu ateşkes kesilirse bizler bu sefer hem ablukayı delmek hem de İsrail'e boykot yapın, İsrail'i bloke edin diye gemileri de denize indireceğiz ve dünyanın tüm halkları nezdinde hareketleri daha da büyüteceğiz" ifadelerini kullandı.
Türk aktivistlerden Kasım Akdağ, "Öncelikle hapishane sürecinde tabikide zor şartlardan geçtik. Ama bu zor şartlar bizi yıldırmadı. Bugün yine olsa, bu gemi yeniden yola çıksa, yeniden yola çıkacağız. Çıkmaya da devam edeceğiz. Direnişimizi, sivil direnişimizi devam ettireceğiz. Bundan asla vazgeçmeyeceğimizi onlar çok iyi biliyor. Onun için bize o kadar aslında eziyet ettiler eziyetleri Gazze'nin, Gazze'lilerin yaşadığı eziyetlerle denk değil. Onlar çok daha kötülerini yaşıyorlar. Çocuklar açlıktan ölüyor. İnsanlar ölüyor. Gazze yok oluyor. Gazze'de insanlık ölüyor. Bizim yaşadığımız eziyetler hiçbir şey. Ben önceden de tabii ki de Gazze davası bizim kanayan yaramız. Önceden Gazze insanlığın davası dediklerinde aslında ben de tam bir tezahürü yoktu. Ama şunu gördüm. Gemide 80 yaşında Fransız, 85 yaşında İtalyan ve dünyanın çok farklı yerlerinde, çok yaşlı ya senin burada ne işin var diyeceğimiz yaşlarda onlar insanlığın vicdanının sesi olmak için kendilerinden, hastalıklarından ve ailelerinden vazgeçip Gazze'deki insanlık için yola çıktılar. Bunu şunu anladım ben bu yolculukta Gazze gerçekten insanlığın davası" şeklinde konuştu.
Aktivistlerden Fetullah Kirenci, "Biz 30 Eylül'de İtalya'dan çıktık. Özgürlük gemisi vicdan gemisi filosu, sonrasında Gazze'ye doğru ilerleyişimiz devam etti. Gazze'de Katil İsrail tarafından, işgalci, Siyonist İsrail tarafından kaçırıldık. Sonrasında hapishane süreçleri oldu. Tabii buraya geldiğimizde de biz ateşkes sürecini öğrendik. Bu bizi çok mutlu etti. Bizim süreç içerisinde yaşadıklarımızın hiçbir değeri, hiçbir önemi yok. Önemli olan Gazze'nin kurtuluşu. Filistin'in kurtuluşu, Mescidi Aksanın özgürleşmesi. Bu noktada elhamdülillah. Rabb'im bizlere lütfetti nasip etti. Buraya geldiğimizde de ateşkes sürecini öğrendik. O yüzden dolayı şunu bütün medyaya da söylemek istiyoruz. İsrail korkak bir millet. Sivillerden de korkuyorlar. Bütün askerleri hepsi de korkak bir millet. O yüzden bu dünyanın İsrail'den korkmasına hiç gerek yok korkaklar ve İsrail’in yıkılışı da yakındır. Tabii özgürlük bürosu içerisinde vicdan gemisi için ne sizin de dediğiniz gibi 25 farklı ülkeden aktivistler vardı. Hepimizin de ortak gayesi, amacı Gazze'nin özgürleşmesi, ablukanın kırılmasıydı. Yüksek bir motivasyon içerisinde biz gittik. Kimsede bir korku, endişe, hiçbir şey yoktur ve elhamdülillah bugün buradayız. Ateşkes sürecini de öğrendik. Şükürler olsun Mevla'ya" dedi.
Filoda bulunan aktivist Kasım Aktağ, "145 aktivist ile yol aldığımız sırada uluslararası sularda 130 mil, Gazze açıklarında 18 mil. Mısıra uzaklıkta işgalci rejim tarafından yapılan operasyonla zorla gözaltına alınarak kaçırıldık. Bu kaçırılmanın sonrasında çeşitli işkenceler gördük. Aslında bunu da belirtebilirim, işkencelerin ardından hem sözlü hem fiziksel olarak gerçekleştirilen bir durum ama bunu yaptığımız için hiç pişman değiliz. Çünkü biz insanların vicdanının sesiydik aslında ve insanlığın Gazze’ye sessiz kalmadığının en büyük örneğiydik. Sumud filosundan sonra yola çıktık ve biz sivil yapılanmalar olarak oraya gazetecilerin, doktorları ve tıbbı malzemeleri bunun yanında insani yardım malzemeleri taşıyorduk ama buna rağmen işgal rejimi tarafından zorla gözaltına alındık. Bize yapılan operasyonda 6 hücum botu, 1 savaş gemisi ve 3 helikopterle yaptılar. Gazze sınırında bir hapishanede tutulduk, güney Gazze’ydi sanırım. Hapishanenin ismi 'Nakbah', bu hapishaneye girdiğimizde içeride ‘Özgür Filistin’e hoş geldiniz, sabaha kadar özgür Filistin’i dinleyeceksiniz’ deyip sabaha kadar Gazze’yi bombaladılar" şeklinde konuştu.
Aktivist Hüseyin Burak Baygın, "İsrail sanki bir savaş gemisine saldırı gibi tam teçhizatlı olarak gemimize saldırdı. Burada bizim ne yaşadığımızın hiçbir anlamı yok, Gazze’de çocukların, bebeklerin yaşadığı yerde bizim yaşadığımız hiçbir şeydir. Bize tam teçhizatlı olarak saldırdılar, bunların sivillere neler yaptığına bu filolarla birlikte tüm dünya şahit oldu. Dünya ülkelerine sesleniyoruz, Gazze’deki soykırımı bitirmeniz için elinizden ne geliyorsa yapın. Bu İsrail gerçekten korkak hiçbir şekilde İsrail’den korkmayın, refah sınır kapısını açın inşallah. Barış da gelmiş bizim haberimiz inince oldu. Biz kendimiz için bir şey istemiyoruz, sadece ve sadece Gazze’deki soykırımın son bulmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Özgürlük Filosu kafilesinde yer alan aktivistlerin, Adli Tıp Kurumu'ndaki sağlık kontrolü ve ifade işlemleri sona erdi
Kaynak : HABER MERKEZİ