Sayfa Yükleniyor...
Ulusal Pamuk Konseyi, Çin’de ortaya çıkan koronavirüs nedeniyle Türkiye’ye kayacak olan pamuk talebinin 2020 yılında karşılanabilmesi için münavebe koşullarının değişmesi gerektiğini belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık ve Genel Sekreteri Prof.Dr. Ünal Evcim, ‘2019 Pamuk sezonunun genel değerlendirmesi ve gelecek sezon beklentileri’ konusunda İzmir Ticaret Borsası Yeni Toplantı Salonunda bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, 2019’da Çukurova ve GAP bölgesinin iklim değişikliğinden çok fazla etkilendiğini belirterek “Pamuk üretimini etkileyen bir konu da zararlı mücadelesi ve sahte ilaç kullanımı oldu. Ege Bölgesi nispeten belli şartlarda belli bir istikrarı yakaladı. Ancak beklediğimiz üretim rakamları yakalanamadı. ABD-Çin ticaret savaşının etkilerini daha önceki dönemde sizlerle paylaşmıştık. Ama ne yazık ki öncelikli talebimizi bulamadık. Talebimiz destekleme priminin 0.80 kuruştan 1.20 TL olması idi. Ancak bu olmadı. Bunun yanında TARİŞ ve Çukobirlik’in lisanslı depoculuk faaliyetlerinin devreye alınmasını istedik. Orada da bir sonuç elde edilmedi. 2020 yılı içinde beklentimiz destekleme priminin 0.80 kuruştan, 1.20 TL olması yönündedir” dedi.
MÜNAVEBE KOŞULLARI DEĞİŞMELİ
Koronavirüsden etkilenen Çin’in yerine Türkiye, Vietnam ve Bangladeş’e talep kaymasının yaşanacağı yönünde konuşmaların olduğuna vurgu yapan Balçık, “Ancak Bugünkü koşullarda bu fırsatı kaçıracağız düşüncesi var. Münavebede 3 yıl üst üste aynı ürünü ekerseniz destekleme alamıyorsunuz. Biz bu sürenin 5 yıla çıkarılmasını istedik. Bu kadar basit bir istek dahi karşılık bulmadı. Münavebe koşuluna uyum nedeniyle pamuk ekim alanlarının gelecek sezonda 1 milyon dekar dolayında azalacak olması üzerinde önlemle durulması gereken bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye için çok büyük sosyo-ekonomik öneme sahip ürün olan pamuk için katma değer zincirinde yer alan bütün kesimleri kapsayan, en az 3 tercihen 5 yıl süreli stratejik kalkınma planı yapılarak uygulamaya konulması zamanı gelmiştir” diye konuştu.
EKİM ALANLARI DARALACAK
Balçık, son olarak 2020 yılı içine pamuk ekim alanlarında daralma beklediklerini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Daralma nedeniyle şu anda artmakta olan tekstil kapasitesinin karşılanamaması il karşı karşıya kalacağız. Bizim yerli üretimimizin yüzde 65-70 karşılama oranı vardı. Bu oran daralma ile birlikte yüzde 40’lara kadar düşecek. Bu düşüşle ithalat artacak ve yurtdışına daha çok döviz ödeyeceğiz.”
SADECE DÖVİZ KAYBI DEĞİL
Ulusal Pamuk Konseyi Genel Sekreteri Prof.Dr. Ünal Evcim de kabaca 1 milyon dekar pamuk ekim alanının kaybedileceğine işaret ederek “Çin’deki gelişmeler nedeniyle lif pamuk ihtiyacı 1 milyon 750 bin tona çıkacak. Bizim üretimimiz ise 950 bin ton. Bunda da bir düşme olacağı için bu rakamı 750-800 bin ton olarak bekliyoruz. Bu durumun ülkeye getirdiği sadece ithal pamuğa ödenen döviz kaybı ile bakmamak lazım. Her bir milyon ton pamuk üretimi sadece ülke ekonomisine tekstil ve hazır giyim sektöründe hammaddeye dönüştüğünde brüt 10 kat net 2.5 kat değer getiriyor. Bunun da yüzde 60’ı ihraç ediliyor. Buradan hem bir gelir sağlanıyor hem de cari fazla yaratmış oluyorsunuz. İthal pamukla yaratılan cari fazla 5 milyar 100 milyon dolarla sınırlı kalırken, yerli pamukla bu değer 6 milyar 770 milyon dolara çıkmaktadır. Mevcut üretim alanlarını 2002’deki gibi 450 binden 700 bine çıkartıldığında ihtiyacın tamamını yurtiçinden sağlayabiliriz. İhtiyacın yüzde 90’ınını burada üretebiliriz. Bu da bize 3 milyar doları aşan bir cari fazla elde etmemizi sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
DESTEK ARTINCA ÜRETİM ARTAR
Destek artınca pamuk üretim alanlarının da artacağını ifade eden Prof.Dr. Evcim, “Çinli üreticiler 58 Cent destek alıyor. ABD’de 30 Cent, Yunanistan’da 77 Cent ve İspanya’da 105 Cent destekleme primi veriliyor. Bizimkisi ise o günkü değer itibariyle 30 Cent oluyor. Bütün dünya ülkeleri çiftçilerini destekleyerek üretimin sürdürülebilirliğini sağlayabiliyorlar. Bu nedenle pamuk üreticilerimizin kazançlarının neredeyse tamamen desteklemelerden ibaret olduğu dikkate alınmalı ve ilgili politikalar bu gerçekten yola çıkarak belirlenip uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi